•14•

2.4K 222 30
                                    

•14•

Başımın ağrısı yüzünden söylenerek gözlerimi açtım. Girdiğim şokun etkisiyle açılan ağzımı elimle kapatıp pek de yabancı olmayan evde gözlerimi gezdirdim.

İyi de benim Uraz'ın evinde ne işim vardı?

Ben en son Emre'nin bana verdiği içeceği içiyordum. Sonrası yok...
Yataktan kalkıp kendimi lavaboya attım.- Lavabo yerini pek hatırlayamamam nedeniyle biraz aradım.-  Lavaboya girip yüzüme baktım. Mükemmel. Akmış rimelle samaraya felan meydan okuyabilirdim bence. Üzerimde ki siyah ve uzun tişörtü farkettiğimde gözlerim dehşetle açıldı. Uraz üzerimi değiştirmemişti değil mi? Sinirle yumruklarımı sıktım.  Salak herif. Yüzümü bir güzel yıkayıp üzerimde ki uzun tişört ve şort ile oturma odasına yöneldim. Tahmin ettiğim gibi. Bugün pazardı ve Uraz Soykanların mezarlığına  gideceği için görünmez değildi. Sinirle adımlarımı hızlandırdım. Karşısına geçtim.

"Ya sen kendini ne sanıyorsun? Sen kimsin ki benim üzerimi değistirme hakkına sahip görüyorsun kendini?" benim çemkireme karşılık Uraz o bakışlarını yerleştirdi suratına. 'Ferda beynimi yakıyorsun.' temalı bakışını.
"Yemin ediyorum şu dünyaya şu zekanla zarar veriyorsun."
"Derken?" dedim tek kaşımı kaldırdım ve sağ ayağımı titretiyordum. Sinirlenmiştim.

S İ N İ R L E N M İ Ş T İ M!

"Annemi çağırdım o değiştirdi."
"Ha?"
"Dedim ya annemi çağırdım."
"Haaaa." aklıma dank eden durum beni daha da dehşete sürükledi.
"İyi de ben neden buradayım?"
"Bilmem Kuzey'e sormak ister misin?"
"İyi de Kuzey ne alaka?"
"Sen daha iyi bilirsin bence."
"Ya ne diyorsun ? Anlamıyorum."

***
Ferda Urazdan gece 12'den sonra yanına gelmesini istemişti. Uraz gidebileceğinden pek emin değildi çünkü halletmesi gereken bir sürü sorumlulukları vardı fakat o gece Ferda'nın yanına gidebilmek için çok çalıştı ve üstlerinden verilen görevleri yerine getirip Ferda'nın evine gitti. Ferda'nın odasında olmadığını görünce diğer odalara baktı. Fakat kızın sadece annesi evdeydi ve oda uyuyordu.
"Nerde bu kız?" diye odada ki büyük peluş ayıya sordu. Ayı cevap vermeyince başını onaylar anlamda salladı. "Bilmiyorsun demek. Anladım. Yine de sağol." Uraz derin bir nefes aldı ve az önce bir oyuncak ayıyla konuştuğunu idrak etti. Kaşları hayretle havalandı. "Acaba bu kızla takıla takıla bende mi kafayı yedim? " arkasında kalan oyuncak ayıya döndü.
"Sence yedim mi?" ses gelmeyince ayıyı eline aldı. "Tamam. Sanırım kafayı cidden yedim." ayıyı Ferda'nın yatağına fırlattı. Fakat ayıyla ilgili bir sorunu vardı. Tekrar ayıya yaklaşmış ve delirdiğini tescillemiş bulundu.
"Erkek misin sen?" ayı cevap vermeyince ayıyı omzundan dürtü.
"Erkek misin lan?!... Lan Erkek misin?" bir telefon sesi duyunca Uraz dudaklarını oynatarak bekle beni  dedi ve masadaki mesaj bildirimi gelen telefonu eline aldı. Ferda'nın telefonuydu. Ekranı açtığında bir mail gördü. Parti davetiyesiydi. Anlamayarak baktı mesaja. Aslında anlamıştı ama anlamak istememişti o an. Gelen indirim mesajını görmezden gelerek telefonda ki adrese gitti. Bu evi biliyordu. Birkaç defa evin önünden geçmişti fakat boş sanıyordu. Açık kapıdan içki kokan ve fazla gürültülü eve girdi. Gözleri Ferda'yı aradı. Çok geçmeden bir erkeğin Ferda'yı masanın üzerinden indirdiğini gördü. Tepki göstermedi... Erkek Ferda'yı bileklerinden tutup bir yere götürdü. Uraz onları izledi. Bir odaya girdiklerinde aralık olan kapıdan onları izlemeye başladı. Erkek Ferda'yı duvara yaslamıştı. Uraz sinirle sıktığı yumruğu yanımda ki duvara geçirdi...
Erkek Ferda'nın köprücük kemiklerini öpmeye başlayınca sinirleri daha da arttı. Çenesi o kadar kasıldı ki dişleri toz olabilirdi o an. Ferda birşeyler söyledi erkeğe. Uraz kendi kendine fısıldadı. "Konuşuyor. İstiyor mu yani o piçin onu öpmesini?" Uraz o an engel olabilirdi fakat olmadı. Olmak istedi fakat olmadı. Çünkü Ferda 'Sana ne?' diye sorduğu zaman ona verebileceği geçerli bir cevap yoktu. İzlemeye devam etti yine de. Ferda'nın istemediğine inandırmak istedi kendini. Erkek gözlerini kapatıp Ferda'nın dudaklarına yöneldi. Uraz gözlerini kapattı. İşte bu görmek isteyeceği en son şey olmalıydı. Çünkü biliyordu ki yatak odasında ki öpücük öpücük olarak kalmazdı. Dayanamayıp tekrar açtı gözlerini. İşte o an tam erkek Ferda'yı öpecekken birşey oldu. Ferda erkeğin üzerine kustu. Uraz keyfi yerinde bir gülümseme takındı suratına. Adımlarını hızlandırarak odaya girdi. Ferda yarı baygın gözleriyle  bir ismi fısıldadı. "Kuzey..." demek Kuzey denen mahlukat bu. Diye geçirdi içinden ve Kuzey'i kendine çekip kafa attı. Peşpeşe suratına indirdi yumruklarını. Bu Uraz'a çok iyi gelmişti. Ferda'yı aldı ve gittiler o lanet evden.
***

Mezarlara Ekilen Çiçekler -lavinyaKde žijí příběhy. Začni objevovat