•2•

7.3K 390 284
                                    

•2•

   Eve gelmiş üzerimi değiştirmek için gardırobumdan tişört ve pantalon almıştım. Fakat duyduğum yada uydurduğum - artık gerçek olduğuna inanmaya başlamıştım- sesin sahibinin bugünden beri olduğu gibi beni izleyip izlemediğini merak ettim. Sonuçta üzerimi degiştirecektim ve bunu bir başkasının önümde yapmaya niyetim yoktu. Çözümü sese seslenmede buldum.

“Heey ses! Burada mısın? Bide senin adın falan yok mu? Neyse bu sonra ki konu. Burada mısın?” cevap gelmeyince bir kaç saniye bekledim sonra emin olmak için tekrar seslendim. “Eyy ruh, burdaysan 3 kere vur.” o sırada kapının tıklanmasıyla olduğum yerde korkudan sıçramıştım ardından annemin sesinin gelmesi kendi kendime sinirden gülmeme sebep olmuştu.

“Ferda yemek hazır.” Acıktığımı o an o kadar çok hissetmiştim ki karnımdan ufak çaplı guruldamalar geliyordu. Anneme geleceğimi söyleyip üzerimi giyinmeye başladım.

   Yemek yerken aklımda dolanan tilkilere aldırmamaya çalışıyordum. Başarılı oluyor muydum? Kesinlikle hayır.

“Anne babam sana hiç garip birşeyler anlattı mı?” Annem kurduğum cümleyi gözlerini kısarak sanki birşey ararmışcasına dinlemişti. Sonunda konuşmaya başlayınca zaten annemde olan dikkatimi daha da arttırdım.

“Baban sıradan bir avukattı. Nasıl bir gariplikten bahsediyorsun?” omuzlarımı silktim. “Herhangi birşey. Bir de şey senden babamın çalışma odasının anahtarını istesem verir misin?” Annem kaşlarını çatmış ve yavaş yavaş sinirlendiğini belli etmişti. “Ferda o odaya girilmeyeceğini sana kaç defa söylemem gerekiyor?” birşey demeyip yemeğimi yemeye devam ettim. Yemek bittikten sonra tabakları mutfağa götürmek için ayaklandığımda annem ders çalışmamı ya da kitap okumamı istemiş beni odama göndermişti ben de odama gidip hiçbirini yapmadan yatağa yattım ve tavanı seyretmeye başladım.

Yine o sesi duyunca artık o sese olan korkumun baya azaldığını hatta kalmadığını hissettim. Sanki o sesin gelip beni bulması gerekiyormuş gibi hissediyordum.

“Bir kızın odasında neden ayna olmaz?”

“Sürekli görmek istediğim bir tipim olmadığı için.”

“Evet bu gayet geçerli bir sebep.” havalara bak ya. Sen sadece sessin lan havan kime?!

“Şu saçmalığı açıklamak ister misin? Yani sen gerçek misin? Yoksa hayal gücüm beni bile şaşırtacak bir performans mı gösteriyor?”

“İnanman zor ama gerçeğim.”

“İnanmam zor mu? Şuan bir sesle konuşuyorum bilmem farkında mısın? Mâlum o ses sensin ya hani.”

“Beni tekrar görmek ister misin?” sesi çok yakınımdan geliyordu. Bu beni rahatsız etsede birşey demedim. Heyecandan yutkundum.

“Nerdesin?”

“Yanında oturuyorum.”

“Bir adın var mı?” Evet merak ettiğim şeye bak. Mantık fışkırıyor. 

“Adım Uraz .”

“Bana kendini göster. “

“Ayna gerekli.”

“Neden?”

“Aldığım bir ceza.”  Ayağa kalkıp annemin odasına ilerledim ve odada ki hareket ettirilebilen boy aynasını alıp odama geri döndüm.

“Hadi kendini göster.” dedim ve anneme yakalanma ihtimaline karşı kapıyı kilitledim.

    Aynada Uraz'ı görmemle istemsiz olarak yutkundum. Uzun saçları ,kahve rengi gözleri ve yapılı bir vucuda sahipti. Göz teması kurduğumuzda kendimi garip hissetmiştim. Sonuçta kendimi görmem gereken yerde bir erkek vardı. Boynuma yayılan ışık bakışlarımı kolyeme çekmişti. Babamın hediye ettiği kolye parlıyordu. Şaşkınlıkla gözlerim irice açıldı. Uraz'a baktığımda açıklama yapmaya başladı.

Mezarlara Ekilen Çiçekler -lavinyaWhere stories live. Discover now