Shadows 'da birlikte içki içiyorduk. Masaya gürültüyle çarpan bardağın sesiyle irkilirken, bana bakıp gülümseyerek yaklaşmıştın. Buram buram alkol kokuyordun, çok içmiştin.
"İğrenç kokuyorsun ayyaş herif."
Fosforlu sarı bardağı almış ve kafana dikip tekte içmiştin. Bir şeyler vardı, canını sıktığı belliydi.
"Başıma bela olacaksın gerizekalı."
İyice yaklaşmış ve burnunu boynuma sürmüştün. Sarhoş olsan da kelimelerin yuvarlanmıyordu.
"Başıma gelen en güzel belasın ama sen."
"Aptal aptal konuşma." Hafifçe ittirmiştim seni.
"Seolhyun... sanırım kusacağım."
"Sakın!"
Kolundan tutup seni lavabolara doğru sürüklemiştim. Lavaboya girdiğimiz an kolunu bırakmıştım ama gülerek dibime girmiş ve dudaklarını boynuma bastırmıştın.
Hafifçe geriye çekilip gözlerime baktığında gözlerim ne tepki vereceğini kestirebilmek adına hafifçe kısılmıştı.
"Neden öyle iç-"
Ve lafımı kesen şey ise öne doğru eğilip üzerime kusmandı.
Senden cidden nefret ediyorum.
