vahşi sorunsalı

2.2K 238 4
                                    

"Yah Seolhyun, daha ne kadar özür dilemeliyim?"

Yüzüm sana dönük değildi. Kendimce olmayan bir şeyi grev ediyordum. Elimde senin nefret ettiğin o telefonum vardı.

"Mastermind Japan 'den almıştım o pantolonu. Evet, üzerine kustuğun o pantolondan bahsediyorum."

"Ama yıkanınca geçer ki."

"Psikolojimi bozdun, yetmez mi?"

"Oynama şununla ya. Ciddi bir şey konuşuyoruz."

"Mm, kusma fantezilerinden bahsediyorduk." Sana bakmıyordum.

"Ma lionne acımasız olduğunu söylemiş miydim?"

"Mm, belki de yüz kez." Sana halen bakmıyordum.

Çenemden tutarak nazikçe yüzümü kendine doğru çevirmiştin. Gözlerin yumuşacık bakıyordu. Yumuşatıcı mı içtin esprisini yapmayacağım.

"Özür dilerim, cidden."

"Beni rahatsız etmeyi bırakırsan kabul edeceğim."

Parmakların çenemden aşağı doğru inerek boynumdaki zincirin ucuna dokunmuştu. Verdiğin zinciri takma aptallığında bulunmuştum ve gömleğimin altında durursa görmezsin yanılgısına düşmüştüm.

"Sana yakışıyor."

"Çıkarıp atmayı düşünüyordum."

Parmakların zincirden doğru çıkmış ve başparmağınla yanağımı okşamıştın. "Zıt hareketlerini seviyorum. Artık seni tanıyorum ma lionne ve dediklerinin arkasındaki gerçekleri görebiliyorum."

Yanağımda duran parmağına tırnaklarımı geçirip geri çekilmiştim. Elini tutarak acıyla tıslamış ve başparmağını emmiştin.

"Vahşinin tekisin, ma lionne. İsmini hakkıyla veriyorsun."

"Canın dayak yemek istiyor anlaşılan."

Üzerime kusmandan ve garip hissetmeme yol açan kıytırık duygulardan nefret ediyorum.

smile problematic | hoseokWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu