rüya sorunsalı

2.4K 239 121
                                    

Kaosa aşığım. Ehe, anladınız siz.

Tarih dersindeydik. Sanırım sevdiğim ve ciddi ciddi dinlediğim tek ders buydu. Ve senin de tarihten nefret ettiğini, her ders suratını buruşturarak uyumandan anlamıştım. Benim sevdiğim tek dersin, senin sevmediğin tek ders olması bizim ne kadar zıt insanlar olmamızı açıklıyordu.

İçerisinde yemek ya da içeceğin olduğu bir rüyanın içerisinde olmalıydın çünkü sürekli dudaklarını yalıyordun. Aslında buraya kadar umrumda değildi ama sessiz ortamın içinde adımla inlemen seni cidden öldürmem için geçerli bir sebepti.

Tüm herkesin bakışları bize dönerken ellerimi ben bir şey yapmadım dercesine hafifçe havaya kaldırmıştım. Kulaklarımın sinirden kızardığını hissediyordum. Alttan alttan bacağımla uyanman için tekme atarken uyanmayıp daha da yüksek sesle inlemen ise cidden hayatın bana şakası olmalıydı çünkü hayatımda bu derece rezil olup utandığım çok nadir anlardan birindeydik.

"Lanet olası çeneni kapa!" Dişlerimin arasından sessizce bağırırken uçlu kalemimi bacağına batırmıştım. İnleyerek sıçramıştın.

"Jung Hoseok, dersimi daha fazla sabote etmeyi bırak ve lavaboya gidip elini yüzünü yıka."

Yanakların kızarmış bir halde sınıftan çıkarken sinirden tırnaklarımı avuç içlerime batırıyordum. Sonunda seni öldürmeden rahat edemeyeceğimi anlayınca Min Yoongi 'nin bana verdiği minik çakıyı çantamın ön gözünden çıkarmış ve işaret parmağımı derince kesmiştim. "Hocam kağıt elimi kesti de, lavaboya gidebilir miyim?"

Tüm sınıf ve tarih hocası parmağıma bakarken hoca kafasını sallamıştı. Kısaca teşekkür edip sınıftan koşar adımlarla çıktığımda cebimdeki peçeteyi parmağıma bastırarak kızlar tuvaletine değil de erkekler tuvaletine girmiştim.

Senden başkasının olmaması işime gelirken ellerini yıkayan seni görmemle kaşlarım iyice çatılmıştı. Seni cidden gebertmek istiyordum.

Bana dönüp şaşkın bakışlarını bana attığında hızlı adımlara yanına ilerlemiştim. Gözlerin koyulaşmışken başını yana eğerek bana bakmıştın. Turuncu saçların hafifçe yana dökülmüşlerdi.

"Ne gördün?"

Dudaklarını yalayarak bakışlarını kaçırmıştın. Sanırım rüyanda güzel yemekler yerine başka bir şey yemiştin.

Önce sana vurmak aklıma gelse de aklımdaki şeytanın kulağıma fısıldadıkları ile dudaklarımın kenarı hafife kıpırdanmıştı.

Kollarımı boynuna dolayarak yüzümü yüzüne yaklaştırdığımda kocaman gözlerle bana bakmıştın. Ellerim ensenden başlayarak yavaşça yüzünde gezinmiş ve son durakları olarak saçlarında durmuştu. Titrek bir nefes bıraktığında ise tüm gücümle karnına yumruk atmıştım.

"Şerefsizsin Jung."

İki büklüm olmuş bir halde karnını tutarken dudaklarını büzmüştün. "Şeytanın önde gidenisin, ma lionne."

İçimden gelen gülme isteğini bastırarak tek kaşımı kaldırmış ve ifadesiz yüzümle sana bakmıştım. "Sana sağ elinle başarılar."

"Çok kötüsün."

"Biliyorum."

Edepsiz bilinçaltından, beni rezil etmenden ve bize gülen tüm sınıftan nefret ediyorum.

smile problematic | hoseokWhere stories live. Discover now