33) İÇİMDEKİ CANAVAR

1.2K 111 19
                                    

Selam aşklar ben geldimm 💙
Beğenirsiniz umarım seviyorum sizi iyi okumalar 😍

Oy verip katkıda bulunmayı unutmayınız 😜

Büyük bir yıkımın ardından güçlü bir sessizliğin kollarındaydım. Tek kelime etmek dahi istemiyordum. Aklımdan geçen düşünceler buna izin verirse eğer konuşacaktım ancak olmuyordu. O kadar çok soru vardı ki cevaplanmayan cevap bulmak için direnen...

Saatler önce gelen dolmuşlukla telefonu duvara fırlatarak parçalamış ancak bu beni sakinleştirmemişti ve her geçen dakika öfkem daha da artmaya devam ediyordu. Sadece ben değildim. Bir yandan Mete derin nefesler alıp veriyor belirlediği bir yere öylece bakıyordu diğer yandan ise Yiğit kaşlarını çatmış elleri ile oynuyordu. Onlarda olanlara anlam veremiyordu. Tepkilerimiz bile net değildi. Duygularımız birbiriyle büyük bir yarışa girmiş gibiydi. Tabi en azından benim için öyleydi.

Öyle bir karmaşanın içindeydim ki kulaklarım uyuşmuş birileri hiç durmadan fısıldıyordu sanki. Kalp ritmim hızlanmış vücut sıcaklığım ise gittikçe yükseliyordu. Ellerim dakikalardır titrerken şimdi de avuç içim terlemeye başlamıştı. Hızlı hareketlerle bacaklarıma sürtüp kurumasını sağlamam işe yarıyordu ancak bu defada saç diplerim yanıyordu. Bunun sonununu tahmin edebiliyordum, etmek istemezdim ancak gelecek olan felaketin farkındaydım.

Uzun zamandır olmamış varlığını dahi unutmuş ve sanki hiç yaşanılan bir hadise değilmiş gibiydi ancak şimdi anlıyorum ki hep benimleydi. Derin bir yerlerde gün yüzüne çıkmayı sessizce beklemişti ve varlığını göstermeye başlamıştı. İçimdeki canavarın etkisine kapılmak istemiyordum ancak gözüme perde ineli çok olmamıştı. Odaklandığım tek bir kişi vardı. Cansu. Evet, sadece o verebilirdi bize cevapları biz burada sorularla vakit öldürmekle kalmayıp kendimizi yıpratırken o ne yaptığının farkına varmalıydı ayrıca ne olup bittiğini en iyi o biliyordu. Elbette bize gelen bu manasız mesajın bir açıklaması olmalıydı. Açıklamayı Cansu'dan başkası yapmayacaktı.

Hızlı bir şekilde ayaklanmam ile soru soran gözler beni odak haline getirmişti. Açıklama yapmak istemiyor doğrudan uygulamaya geçip kontrolsüzce içimdeki canavara kendimi teslim edip bağırıp çağırmak istiyordum ancak bunu Mete ile Yiğit'e yapmayacaktım.

Sakin konuşmak için çaba sarf etmek bir yana dursun öylece "Çok bile bekledim. Bakmayın öyle ne olup bittiğini en iyi o biliyor ve bunu ona soracağım. Beklemekten bıktım anlıyor musunuz? Bıktım! Sürekli ne olacak demekten çok sıkıldım ve son gelsin artık." Dediğimde Mete farkındaydı ne olduğunun bu nedenle gözlerinden ne yapacağını bilmez bir ifade ile bana bir adım attı ancak elimi kaldırıp onu durdurdum.

"Sakın bana sakin ol deme!" Mete durmuş yüzüme bakmaya devam ederken "Elif sonu iyi olmaz." Saf öfkeyle Mete'ye bakıp son derece soğuk bir sesle "Umrumda değil." Dediğimde hızlı adımlarla kapıya yönelmiştim. Mete'nin çalan telefon sesi kulaklarımı doldururken ek olarak da "Yiğit, Elif'in yanından ayrılma sakinleşmesi zor olacak." Adımlarım daha da hızlanırken arkamda Yiğit'in varlığını hissedebiliyordum.

Evden hangi ara çıkmış hangi ara daireme geldiğim nasıl umrumda değilse geçen güne kadar Cansu'nun samimi ve sıcak bakışlarının aksine soğuk, umursamaz ve boş bakan gözlerine şu anda nasıl baktığımda umrumda değildi. İçimdeki canavar beni yönlendirmeyi bırakmış kontrolü eline almıştı. Sakin düşünmek bir yana sakin hareket etmek bile çok zordu.

Cansu'nun üzerine doğru yürümekteydim. Kardeşim, canım ancak şu an bunlar bir şey ifade etmiyordu. Öylece ona bakarken ne olduğunu anlamaz bir şekilde son derece şaşkınlık barındıran bir ifadeyle bana bakmaya başlamıştı.

Benim UğrumaWhere stories live. Discover now