7) BEKLEMİYORDU TABİ

4.8K 278 28
                                    

Merhaba Sevgili Okurlar :)
Bugün hikayemi asıl gününden erken yayınladım. Çünkü yarından itibaren iki haftalık sınav serüvenim başlayacak o yüzden ara vermiş olacağım.
Yazmışken söyleyeyim hikayemi beğenip mesaj yoluyla destek olanlar ve ayrıca siz sevgili okurlar hepinize teşekkür ederim😍😍
İyi Okumalar 😁😁

Medya: Mete YILMAZ

Lanet olsun, bulunduğum duruma bak. Resmen kabus gibiydi. Hala Hoca ile kapı arasındaydım. Onun gereksiz sırıtışlarını, anlam veremediğim bakışlarını ve aynı zaman da hangi nedenden dolayı böyle bir durumla karşı karşıya geldiğimi anlamaya çalışsam da anlayamadığım için kendimi toparlama girişimlerinde bulunup başarılı olmuştum ve derin bir nefes aldıktan sonra kaşlarımı çatıp, öfkeyle bakmamın hemen ardından lafımı esirgemeden

"Bu şerefsizliği neye borçluyuz?" dün sadece bir fincan kahve hemen ardından anlattığı ve beni her ne kadar etkilemiş olsa da şu andan itibaren inanmadığım hikayesine güvenip mi bunları yapıyordu. Bunlardan ötürü mü böyle davranıyor. Dün yaptıkları bugün için bir temel atma çalışmaları mıydı? Her neyse benden duydukları karşısında yüzündeki o, piç gülümseme bir an da solmuştu tabi ki hemen ardından tekrardan sırıtmaya başlamıştı Şerefsiz! Amacı neydi ki? içimdeki mahalle kızı uyanıp bin bir küfürleri sıralarken bende boş durmadan

"Ne yapmaya çalışıyorsun sen" diye çemkirsem de okuldaydık ve ders saati olduğundan sesimi olması gerektiği gibi çıkaramasam da sinirli olduğumun farkındaydı. O yüzden daha da sırıtıyor, bana daha da yaklaşıyor bilerek sinirlendirmeye çalışıyordu ve evet başarıyordu. Sonunda bana daha da yaklaşarak

"Ne yapıyorum ki? Bir soru sordum ve şu an senden bir cevap bekliyorum" dediğinde sesindeki alaycılık bana el sallarken yüzündeki piç olarak adlandırdığım gülümsemesi daha da yayılmıştı şu an yumruklamak istediğim fakat aynı zamanda yakışıklı bulduğum yüzüne.

Şerefsiz, adi herif, piç kurusu diye içimden saydırırken bir yandan da elinden kurtulmaya çalışıyordum.

"Rahat bırak beni! Sen ve senin saçmalıklarınla uğraşmayacağım. Şimdi çık git buradan." Dediğimde bile hala kurtulmaya çalışıyordum ama başaramıyordum. Kahretsin ki çok güçlüydü ve ittirmeme rağmen yerinden kıpırdamıyordu ve bana inat daha da aramızdaki neredeyse yok denilecek kadar az olan mesafeyi daha da kapatıyordu. Harcadığım bu işe yaramayan çabalarıma sadece dalga geçercesine gülüyordu ve bakışlarıyla bu yaptığımın bir işe yaramayacağını anlatıyordu. Evet haklıydı zaten işe yaramıyordu.

"Önce cevap ver güzelim, söz hemen gideceğim" dedikten sonra göz kırmıştı. Yok bu adamın bir şey anlayacağı yok rahat bırakmayacak beni o halde senin dilinden konuşmanın vakti geldi. Tabi bunu yapmak istemiyorum ama mecburum. Derin bir nefes aldıktan hemen sonra

"Peki, kabul ediyorum." Bunları söyledikten sonra yüzüne bakmıyordum ama bakmam gerekiyordu birkaç hamle daha yapmalıydım. Başımı kaldırdım ve gözlerine baktım. Ses tonumu isteksizce onu kıvama getirecek seviyede ayarladım. Parmak uclarıma basarak yükseldim ve kulaklarına yaklaşıp

"Tepkimin böylesine sert olmasına bakma sadece davetini çok kaba buldum, gelip yüzüme söylemeliydin ama fark etmez aynı düşünceler içerisindeyiz o yüzden kabul" dediğim de ise son sözlerimde nefesimi kulağına üflemem sonucu istediğimi elde ettiğim kanıtı beni tutan kolları bir anda boşluğa yol aldı. Duyduklarından ötürü anlık afallasa da yine sırıtmaya başlamıştı. Az öncekinden farkımız artık kollarını üzerimden çekmişti. Bu kadarı yeterli sanırım diye düşünerekten onunki gibi olmasa da sinsice sırıttım ve ardından yüzüne geçirdiğim tokattan sonraki yüz ifadesine baktım. Bu demin söylediklerime karşın daha da afallamasına sebep olmuştu.

Benim UğrumaWhere stories live. Discover now