10) KENDİMİ BİLİYORUM

4.1K 210 10
                                    

Selamlar 🙃
Beğenmenizi diler ve sizi bölümle baş başa bırakırım 😁
İYİ OKUMALAR 🐾

Yiğit Hoca'yı gerimde bırakmamın ardından eve gelmek için durakta her zaman olduğu gibi beklesem de ve yine her zaman olduğu gibi o kadar beklememin ardından taksiyle gelmiştim eve. Dolmuşluğumun ardından bir dolu ağlamıştım. Hem yolda hem de evde. Aynı zamanla Cansu ile dertleşmiştim. O kadar çok ağlamıştım ki Cansu bana sımsıkı sarılıyor ve o da beni yalnız bırakmamak adına bana eşlik ediyor benimle beraber gözyaşı akıtıyordu. Evet, benim ağlamaya ihtiyacım vardı ama dertleşmeye de ihtiyacım vardı. Bunu en iyi şekilde Cansu ile yapabilirdim. Çünkü bu zamana kadar sadece onunla dertleşmiştim.

Beni çok iyi tanırdı Cansu, bu kadar fazla ağlıyorsam birden fazla problemim olduğunu sezebiliyordu. Ne olduğunu anlatmamı istemişti. Bende daha fazla içimde tutamamıştım. Zaten anlatmaya ihtiyacım vardı ve olanı biteni eksiksiz bir şekilde anlatmıştım.

Öncelikle şaşırmıştı anlattıklarıma, Yiğit'in yan dairemizde oturduğunu biliyordu ve bu yaratıkla bu olanlardan sonra bu kadar yakın olmamız ve hiçbir şey olmamış gibi arada bize selam vermesi şaşırtmıştı Cansu'yu. Daha sonra kendini tutamayıp bir dolu küfretmişti. Cansu bir kıza göre iyi küfrederdi ama her yerde değil genellikle benim ve Mete'nin yanında. Hatta Mete ile bir olup küfür ettikleri çok olmuştur. Cansu küfür edip kendini sakinleştirdikten sonra derin nefesler aldı ve bana yöneldi bu sefer

"Peki sen nasıl hissediyorsun Elif?" Sonunda bu olayın üzerine biri nasıl hissettiğimi sormuştu ve Cansu'yu bekletmeden başladım konuşmaya

"Kendimi onun yanında çok küçük, değersiz, kötü kadın olarak hissediyorum. Çünkü bana o gözle bakıyor. Daha önce hiç bu kadar küçük düşmemiştim. Bu güne kadar öfkem sayesinde ayakta durdum. O bana yine küçük düşürücü, imalı bakışlarını gönderirken ben öfkem sayesinde karşısında durdum. Beni tanımıyordu oysa bende okula yeni gelmiştim bende kimseyi tanımıyordum. Geçen bir ay boyunca kaçtım ondan Cansu. Ona bakmak, onun sesini duymak, o çarpık gülüşünü görmek istemedim. Onu gördüğümde sadece edepsizce yaptığı teklif geliyordu aklıma ve ben kendimi..."

Dolan gözlerimden yaşlar bağımsızlığını ilan etmiş, zor bela tuttuğum hıçkırıklar da bana ihanet etmişlerdi. Yine başlamıştım ağlamaya. Bu olanlar ağırdı farkındaydım ama yaşadıklarım arasında en ağırı mıydı peki? Yeniden ağladığımı gören Cansu harekete geçmiş ve beni kolları arasına almıştı ve ardından

"Şşşt, tamam canım tamam biliyorum seni. Sen daha karşı cinse öcü muamelesi yapıp elini bile tutmuyorsun. Mezuniyete bile sap gibi kalma diye benim ısrarlarımla Mete ile dans etmiştin. Sen bu kadar temiz ve saf iken sana bu kadar kirli bir imada bulunması seni çok zorluyor ve etkiliyor biliyorum. Her zaman saftın sen hala da öylesin. Saflığın yakıştığı kişisin sen Elif. Evet, ben bir şey daha biliyorum bu saflığından şikayet ediyorsun ama bilmen gerekir ki saf ve duru kişiliğinle bizim gözdemiz sensin Elif." dedikten sonra kollarını daha da sıkılaştırmış sıkı sıkı sarmıştı beni ve konuşmasına devam etmişti

"Ama sende kendini biliyorsun Elif. Sen hiçbir zaman o sürtükler gibi olmadığını tertemiz olduğunu biliyorsun" Dedikten sonra konuşmasını bitirmişti. Haklıydı ben kendimi biliyordum ve sürtük değildim. Tertemiz bir ruhum onların aksine tertemiz bir kişiliğim vardı.

Her zaman olduğu gibi Cansu ile dertleşmem beni iyi hissettirmeye yetmişti. Sayesinde daha iyi hissediyordum ve onlarda olmayan gücümün farkına varmıştım.

Kaç saat ağlamıştım kaç saat dertleşmiştim bilmiyorum ama bu beni halsiz kılmıştı ve sanırım erkenden uyuyacaktım. Evet uyumalıydım. Zihnim bu kadar olumsuzluktan arınmışken olumsuz düşünmeden uyumalı ve yeni güne mutlu başlamalıydım.

Benim UğrumaWhere stories live. Discover now