5) FARKLI BAKIŞLAR

6.1K 327 70
                                    

Selam canlarım🐾
Elif-Yiğit serüveniyle yine ben 💫
Hadi bakam iyi okumalar😍

Olanlardan sonra hiç vakit kaybetmeden evden çıkmışta olsam ne yazık ki durakta çok fazla vakit harcamıştım. Şükür ki son anda bulduğum taksi ile derse zor bela yetişmeyi başarmıştım.

Kendi yatağımda uyumadığım için her yerim tutulmuşta olsa beni etkilememesi için sürekli dualar ediyor vaziyetteydim. Evet, ne yazık ki asıl yatağımı arayanlardanım ben de.

Dualar ederken bir yandan da yol boyunca Hoca Bey aklıma takılmadı desem yalan olurdu. Ani gösterdiği tepkiden dolayı aklımda bir dolu soru işaretleri bırakmıştı

En çok ta annesini merak etmemi sağlamıştı. Aslında meraklı biriyim ve merakımı istersem her türlü yönden giderebilecek bir kişiyim ama ne yazık ki Hoca Bey'e annesini soracak kadar yakın değilim. Sanırım bu merakımı aklımın en kuytu köşelerine gömsem iyi olacaktı.

Öğretmenler odasına geldiğimde her zamanki gibi dolu doluydu. Öğretmen arkadaşların sabahın bu vaktinde sahip oldukları enerji gerçekten de taktire şayandı. Sanki yirmi kişilik ayrı bir sınıf ortamı gibiydi.

Sıcak espirileriyle Matematik Öğretmeni Ali Hoca odadaki en büyük enerji kaynağıydı.

Her tenefüs elinden yiyecek eksik olmayan. Çok fazla yemesine rağmen taktire şayan fiziği ile Kimya Öğretmeni Tuna Hoca ise Ali Hoca'nın laf atmalarına karşın küçük bir o kadar da bitmek bilmeyen komik atışmaları bizleri güldürmekten ağlatıyorlardı resmen.

Ağzında sakızı ne yazık ki eksik olmayan Pelin Hoca

Yanında aynası eksik olmayan son derece görünüşüne önem veren Defne Hoca

Hiçbir şey yokken ortaya laf atıp ilk kendisi gülen sonra hepimizi krize götüren Tarih Öğretmeni Semih Hoca

Ağır başlı olduğu kadar cıvıl cıvıl kişiliğe sahip olan Melda Hanım. Evet hanım dedim çünkü yaşça benden fazlasıyla büyük ve yıllarını bu okula adamış.

Söylemediğim fakat aynı niteliğe sahip ingilizce, biyoloji, beden eğitimi, felsefe ve daha diğer branş hocaları da beni çok çabuk benimsemişlerdi. Bazen canları sıkılan hocalar beni eğlencelerine alet edip hep beraber kahkahalarımızla dolduruyorduk odayı. Şükürler olsun ki hiçbir sıkıntım yoktu. Böyle olması rahatlamam için en büyük etkendi.

Sadece yaş bakımından yakın olan Pelin ve Defne Hoca ise garipsediğim davranışlar sergiliyorlardı. Ne zaman onlara baksam bana kısık gözlerle bakıp süzüyorlar hatta aralarında fısıldaşıyorlardı. Eh bu ikisini anlamak gerçekten zordu. Bense üzerime düşeni yapıp umursamıyordum her zamanki gibi. Bu davranışlarının sebebini de sadece yakın yaş farkına veriyorum çünkü aklıma tek gelen bu. Sonuç olarak böyle davranmalarını gerektirecek bir durum yoktu. Umurzamaz Elif iş başındaydı.

Bugünün sonuna gelmeyi pek istememiştim. Hem eğlenceli dakikalar geçirmiştim hemde ortak olan labaratuvar ders saatini sadece ben öncülük etmiştim. Evet Hoca Bey gelmemişti. O yüzden rahattım. Gerçi koskocaman labaratuvarda Hoca Bey'i arasam bulamazdım ki, labaratuvar fazlasıyla büyüktü ve iki tane yetmezmiş gibi beş tane labaratuvar vardı okulda. Bu şekilde düşünürken evin yolunu tutmuştum. Sanırım araba sahibi olmamın zamanı gelmişti. Okul ve ev mesafesi fazlaydı. Bu zamanla benim için sıkıntı haline gelebilirdi. Sanırım okulda tek arabası olmayan bendim.
İçimdeki yürüme isteği ile evimin yarı yolunda durakta inmiştim ve sakin sakin temiz havayı içime çekerek yürümeye başladım.

Yavaş yavaş yürümenin sonucu eve gelmem uzun sürsede nihayetinde asansöre gelmiştim. Kısa sürede de kendi katıma çıktım. Tabi kapı açıldığında evinde değil de kendi dairesinin önünde düşünceli bir şekilde sırtını duvara yaslamış, kollarını göğüs hizasında birleştirmiş ve aynı zamanda dudaklarını ısıran bir adet Yiğit Hoca gördüğümde tepki vermeden kendi daireme yöneldim.

Benim UğrumaWhere stories live. Discover now