14) ULTRA İĞRENÇ

3.1K 169 12
                                    


Elimden geldiği kadar erken gelmeye çalıştım 🙃
Ponçikkalpler üzülmesin oylar gelsin 😍

İyi okumalar 🐾

Güneşle savaşmadan uyandım bu sabah. Kendimi yorgunda hissetmiyordum fazlasıyla enerjik uyandım. Halbuki uyumadan önce ne kadar da yorgundum. Enerjik uyandım uyanmasına da saat epeyce erkendi ve okul saatine fazlasıyla zaman vardı. Cansu'yu bu saatte uyandırmamın bir anlamı yoktu uykucu arkadaşım tam bir mızmız ve beni pişman ederdi. Aslında daha iyi bir fikrim var ve onu uygulamam daha uygun olurdu tam da bu saatte yapılacak tek şey tabi ki de spor yapmak olacaktı.

Kısa zamanda spor yapmak için en uygun kıyafetlerimi üzerime geçirdikten ve saçlarımı sıkıca bağladıktan sonra en önemli olan kulaklıklarımı da aldım en sonunda seri bir şekilde çıktım evden.

Spora hemen başlamak adına asansörleri değil de merdivenleri tercih ettim. Dairem o kadar yüksek değildi sadece sekiz kat aşağı inmem gerekiyordu ve sonunda zemin kata gelmiştim.

Çok fazla değil yeteri kadar gevşeme hareketi yaptıktan sonra müziğin ritmiyle başladım koşmaya.

Yaklaşık bir iki saat yaptığım koşu ve normal yürüyüş epeyce enerjimi sömürmüştü. Uzun süredir sporu aksattığımdan olsa gerek çabuk yorulmuş hemen pes etmiş ve evin yolunu tutmuştum.

Bu defa asansörleri tercih ettim. Bacak kaslarımın fazla yorulmuş olması benim için sancılı günler anlamına geliyor. Başıma ilk gelişi değil nasılsa. Ben bunları düşünürken eve geçmiştim. Tabi Cansu hala uyuyordu. Haklıydı tabi bu saatte uyanması için bir sebep yoktu. Uyku en iyi hobisiydi.

Yavaştan hazırlanmak için bir yerden başlamış seri bir şekilde duş almıştım. Rahatlık adına yine elbiselimden birini hiç vakit kaybetmeden üzerime geçirmiştim. Geri kalan saç ve makyaj için de kısa bir süre sarf ettikten sonra okula gitmek için hazırdım.

Zemin katta olan asansörün benim katıma gelmesini beklerken arkamdan gelen "Günaydın" sesiyle hemen arkamdaki sese yöneldim. Sıcak gülümsemesini tüm yüzüne yaymış bir şekilde yanıma gelen Hoca Bey'e bende sıcak bir gülümseme gönderdim ve açılan asansörün kapısıyla içeriye yöneldik. Biran yüzündeki sıcak gülümsemeyi görünce garipsedim doğru ya biz yıldızlarımızı barıştırmıştık. Artık sertlik olmayacak ve iş arkadaşı olarak devam edecektik. Olması gereken de buydu.

Çıkan ıslık sesiyle kendime gelmiştim. Yerde olan başımı kaldırdığımda ıslık eşliğinde şekilli olan saçlarına tekrar tekrar şekil veren Hoca Bey'e kısa süreli bakış attım ve açılan kapıyla ilk ben daha sonra kendisi olacak şekilde çıktık asansörden. Kafamı kaldırıp kısa süreli onu süzerken saçlarının kendisine çok yakıştığını rengi koyu da olsa benimkilere nispeten daha gür olduğunu fark etmiştim. Düşüncelerimden çıkmamı sağlayan Hoca Bey'in sesi oldu.

"Gideceğimiz yer ne eksik ne de fazla bugünlük şoförün olabilirim" sıcak ve kendisine bir o kadar yakışan gülümsemesini bir an olsun yüzünden silmiyordu. Bende aynı şekilde karşılık vermiş ve tam cevap vermek için ağzımı açmıştım ki arkadan gelen cılız sese ikimizde yönelmiştik.

"Yiğit!" diyen kadına cevap vermek üzere açmış olduğum ağzımı bir kat daha açmış ve bakışlarımı üzerinde arsızca gezdirmiştim. Kendime gelmem için hızlıca kafamı sağa sola sallamış ve kadına daha dikkatli bir şekilde bakmıştım.

Güya tek parça olarak mini bir elbise tercih etmişti. Fakat boyundan mı kaynaklanıyor yoksa bilerek mi kendine birkaç beden küçük almıştı. Alttan görünmeye ramak kalmış kalçalarını üstten ise dışarı çıkmak üzere olan göğüslerini sergiliyordu. Biraz daha kendime geldiğimde bana fazlasıyla küçümser bakışlar gönderiyordu.

Benim UğrumaWhere stories live. Discover now