"Oğlumu özledim ama gelinimi de çok özledim. Geç bakayım sen, birazda kızımla hasret gidereyim."

Sevim Kerem'i içeri alırken bu kez yanına gelen Zeynep'e sıkıca sarılmıştı. Zeynep gülen yüzü ile ona samimiyetle sarılmıştı.

"Bende sizi özledim."

Sevim Zeynep'e soru soracakken Kerem beklemeyerek araya girdi.

"Benim kızım nerede?"

Sevim Zeynep'ten biraz ayrılıp oğluna dönmüştü.

"İçeride dedesiyle hediyesine bakıyorlar."

Kerem başını sallayıp beklemeden içeriye geçerken Sevim Zeynep'in bir eliyle elini tutmuş diğer elini artık kendini belli eden karnına sevgi dolu bir şekilde yerleştirmişti.

"Sen nasılsın Zeynepciğim? Bebeğimiz nasıl?"

"Ben çok iyiyim, bebekte çok iyi. Hatta doktordan geliyoruz."

Zeynep'in dudaklarındaki gülümseme yeniden kocaman bir hâl alırken Sevim bir an durdu... Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Sesi de aynı şekilde şaşkınlık doluydu.

"Yoksa... Yoksa, b-belli mi oldu?"

Zeynep onun şaşkınlığına daha çok gülümserken başını olumlu anlamda aşağı yukarı salladı. Sevim'in şaşkınlığı ise yavaşça kocaman bir mutluluğa dönüşmüştü.

"Nedir peki? Kızımız mı oluyor oğlumuz mu?"

"Hep birlikte öğrenin istiyoruz. Duygu da yanınızdayken. Haydi, içeriye geçelim bende bir an önce söylemek istiyorum."

Sevim başını sallasa da heyecanla hareketlendi.

"Tamam ama Ahmet'e ben söyleyeceğim."

Sevim heyecanla içeriye girerken Zeynep ardından aynı mutlulukla girmişti. Salonun ortasında Duygu ve Ahmet vardı. Kerem ise koltukta oturuyordu. Kaşları derin bir biçimde çatıktı. Çenesini eline yaslamış, bacaklarını uzatmış oturuyordu. Ahmet Zeynep'i gördüğünde torununu bırakıp ayağa kalktı ve gülen yüzü ile ona sarıldı.

"Hoşgeldin kızım. Nasılsın ?"

"Hoşbulduk. Çok iyiyim siz nasılsınız?"

Ahmet ondan ayrıldığında gülerek eli ile Duyguyu göstermişti.

"Duygum geldi! Çok mutluyum!"

Zeynep gülümseyerek kızına baktığında önündeki sevimli kutunun içini görmüş ve çıkardığı heyecanlı ses ile hemen beklemeden Duygu'nun yanına yere oturmuştu. Gözleri kutuya kilitlenirken şaşkındı.

Duygu ise bakışlarını sonunda heyecanla kutudan çekip annesine dönmüş ve yerinde zıplayarak konuşmuştu.

"Anne bak hediyem bu! Dedem bana sahip çıkmam için minicik bir köpek hediye etti!""

Zeynep hiç beklemeden gözlerinden kalpler çıkarak ellerini kutuya sokup kahve rengi daha çok çok küçük olan ürkek minicik köpeği içeriden çıkarmıştı. Köpeği elleri ile kaldırıp baktığında Duygu ayağa kalkmış ve annesinin yanından şaşkınca köpeğe bakmıştı. Elleri dudaklarına giderken yeniden yerinde zıplamaya başlamıştı.

"Anne! Seni ısırabilir!"

Zeynep sevgi dolu bir biçimde minik köpeğe bakarken kızına gülümseyerek açıkladı.

"Anneciğim o daha küçücük, ısıramaz. Gel sevelim onu, gel."

Zeynep ses çıkaran köpeği kucağına çekerken Duygu iki adım geri gitmişti.

YENİ BİR HAYAT (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now