Sailor Moon Son 1 Sezon

49.Bölüm: Savaşa İlk Adım... Ami Kurtulur

Aramak ama bulamamak,
İstemek ama sahip olamamak,
Sevmek ama sevilmemek,
İnsanın en tuhaf halleri budur aslında.

Seversin ama sevilmezsin...
Bunca zaman karşı taraftan bir
işaret beklersin... Her hareketini izlersin ama istediğin işareti hiçbir zaman göstermezler. Aslında kendimizi kandırırız. Sizi sevmediğini bile bile onu severiz. Umutsuz bir aşka düşeriz. Bunca zaman onu arayıp bulamadığını düşündüğün anda bir anda karşına çıkar ve o
an afallayıp kalırsın. Bir kere görüp onu aramaya başlarız ama onu bulamadığımız da çok üzülürüz.

Üzüntümüz bizi büyük bir boşluğa hapseder. Her şeyden herkesten nefret ederiz. Hayattan tat alamaz oluruz. İstediklerimiz olmadığında hemen vazgeçeriz savaşmaya bile gerek duymayız. Savaşmak yerine
pes ederiz. Aslında gerçekten değerse savaşmayı göze almalıyız.

Sonucu bildiğin bir savaşa girmek sadece bana zarar verecek. Vücudumda en önemlisi de kalbimde kapanmayacak yaralar açılacak. Sevgimin karşılığını alamadığım sürece de bu yaralar hiç kapanmayacak. Aksine hep kanayacak.

Poseidon'un içinde bulunduğu durumda işte buydu. Ami'yi seviyordu ama Ami onu sevmiyordu... Onunla olmak istiyordu ama ona sahip olması imkansızdı. Bir mucize bekliyordu ama onun başkasını sevdiği an her şey sona erdi. O an vazgeçti. Bu yüzden bir adım geri çekildi ama onu sevmekten asla vazgeçmedi. Ami'yi sevdiğini anlaması biraz zor oldu ama sonuçta bunu geç olsa da anladı. Ami başkasını sevmeseydi belki bir şansı olabilirdi. Ama bu şuan da düşünmesi gereken son şeydi. Asıl önemli olan Ami'yi bulmaktı.

Ami Kaos'un elindeydi. Onun pis oyunun kurbanı olmuştu. Onu kurtarmak Poseidon'un göreviydi.

Kaos'un asıl istediği oydu. O sinsi kadın daha güçlü olduğunu düşünerek bir plan yapmıştı. Poseidon ise bu planı bozabilecek
tek kişiydi.

Poseidon bunları düşünürken Lantis yanına gelmiş ve ons bakıp "Geldin demek. Şimdi ne yapacağız?" diye sormuştu.

"Geldim, düşünüyordum.''

''Neyi düşünüyordun?"

"Lantis bana yardım et. Kaos Ami'yi nerede saklıyor olabilir. Onu sen benden daha iyi tanıyorsun...''

"Edeceğim tabiî ki ama Kaos çok
sinsi bir kadın. Onu kolay bulmanı istemeyecektir ama birkaç yer var. Orada olabilir.''

''Tamam, hadi gidelim o zaman bir bakalım.''

''Tamam ama sakin ol. Onun tuzağına asla düşme.''

'Söz veremem Ami tehlikedeyse neler yapacağımı bilemiyorum.''

"Poseidon söz ver yoksa seni oraya götürmem.''

"Tamam, Lantis söz veriyorum. Arkadaşlarına haber vermeliyim.''

"Şuan da bunu bilmeseler daha iyi onları da tehlikeye atmayalım.''

"Haklısın eğer bana bir şey olursa Ami'yi kurtaracak birilerinin olması daha iyi.''

"Sakın öyle söyleme. Böyle bir şey olmayacak.''

"Bu arada Lantis sana bir şey soracağım.''

"Sor tabiî ki de.''

"Prenses Anastasia diye birini tanıyor musun?''

Lantis Anastasia adını duyunca şok geçirip "Bu da nereden çıktı?'' dediğinde "Yüzün bembeyaz oldu...
İyi misin?'' diye sordu Poseidon.

"İyiyim. Evet, tanıyorum. Sen onu nereden tanıyorsun? O ölmüştü.''

Onun sözleri üzerine bu sefer şaşırma sırası Poseidon'daydı. Bu sesine de yansımıştı. "Öldü mü? Ben gördüğümde yaşıyordu.''