33.Bölüm: Alice'in Geçmiş Ve Gelecek Arasındaki Sınavı

783 23 0
                                    

Sabah olurken, Alice bir rüya görüyordu. Çok kötü bir rüyaydı.
En sonunda bir çığlıkla uyandığında, çığlığı duyan Mattio odasına gelmişti bile. Onun bembeyaz olmuş suratına bakıp ''Alice neyin var? Ne oldu?'' diye telaşla sorunca ''Kötü bir rüya gördüm ama sanki gerçek gibiydi.'' diye cevapladı onu Alice.

''Nasıl yani? Anlat bana her şeyi.''

Alice anlatmaya başlarken arada derin derin nefes alıyordu. Rüya
onu yormuştu. ''Bir krallık gördüm. Yok oluyordu, tam bir savaşın içindeydim. Sonra bir savaşçı.
Onlara yardım etmeye çalışıyordum ama başaramadım. Sonra bu savaşçı değişim geçirdi ve en son formuna dönüştü. Bu dönüşümden sonra
o savaşçı krallığı yok olmaktan kurtardı.''

''Peki bu savaşçı kimdi? Acaba bu savaşçı sen olabilir misin?''

''Bilmiyorum ama ben değildim.
Onun uzun sarı saçları vardı. Daha sonra formu değişince o uzun sarı saçlar mor-gri karışımı bir renk aldı. Her şeyi baştan aşağı değişti. Daha sonra bana dönüp bir isim söyledi.''

Mattio merakla ''Alice o isim neydi? Tanıdık mı? Bu isim geçmişinle ya da geleceğinle alakalı olabilir mi?'' diye sorduğunda Alice düşündü. İlk aklına gelen harf oldu. ''Söylediği isim.. Söylediği isim C ile başlıyordu.''

''Cooan, Calaveres gibi bir şey mi?'' Sadece harf ile bir şey bulmaları zordu.

''Hayır, değil. Daha farklı bir şeydi. Böyle uzayla alakalı bir isimdi. Tamam, şimdi hatırladım. Bana
''Chroma!'' diye sesleniyordu."

Lancelot ''Chroma mı? Acaba bu senin savaşçı kimliğin olabilir mi? Sailor Chroma ha kulağa hoş geliyor.'' diyip gülerken ''Saçmalama Mattio. Ben nasıl savaşçı olabilirim?'' diye kızmıştı Alice. Ona Mattio dediğini bile fark etmemişti.

Lancelot ise; üzerine gitmeye kararlıydı. ''Neden olmasın? Belki
bir prensessin... Belki çok uzaklarda bir ailen var. Olamaz mı? Bunları bir düşün. Aklıma takılan bir şey var. Bu kızın uzun sarı saçları vardı dime öyle söylemiştin?''

''Evet. Ne oldu?''

''Bu kız... Usagi olabilir mi? Yani Ay Savaşçısı en son formuna seninleyken dönüşecek olmasın. Sen o yüzden onu hatırlıyor olabilir misin?''

Bu sözler üzerine Alice düşünüp
''Evet, aslında o kız ona çok benziyordu. Onun adı da ''Sailor Cosmos''tu. Ben o zaman onun yanında savaşıyordum. Bu da demek oluyor ki ben onun dostuyum.'' dediğinde kendisi de söylediğine şaşırmıştı. Bu nasıl olabilirdi ki?

''Sailor Cosmos mu? Sanki bunu duymuştum. Bu savaşçı gelmiş
geçmiş tüm savaşçıların gücüne
sahip ve en güçlüsü. Tüm dünyayı karanlıktan kurtaracak en son kişi Sailor Cosmos'tu. En son savaşın olduğunda Gümüş Bin Yıl Krallığı'ndakiler yok olacakken Kraliçe Serenity gümüş kristali kullanıp düşmanı yok etmişti ama kendini de feda etmişti. Gümüş Kristali kullanarak biricik kızı Prenses Serenity ve onun koruyucularını hafızalarını silerek dünyaya yeniden yollamıştı. Onlar da dünyada normal insanlarla yaşamaya başlamışlardı. Daha sonra bir bir hepsi yeniden savaşçıya dönüşmüştü. Dönüşmek zorunda kaldılar aslında. Çünkü karanlık güçler yine rahat durmadı. O savaşın öcünü almak istediler galiba. Prenses ve koruyucuları tüm düşmanları beraber yok ettiler ama en son savaştıkları düşman yani Galaxia en güçlüsüydü. Tüm savaşçıları öldürmüştü ve prenses o sırada her anlamda korumasız ve güçsüz kalmıştı.
O esnada prenses Sailor Cosmos formuna kısa bir süreliğine dönüşmüştü ve arkadaşlarının da
ona duyduğu güven sayesinde onu yenmişti. Aslında Galaxia kötü değildi. Kaos onun içindeydi. Onun içinde olan Kaos bütün dünyayı karanlığa hapsetmek istiyordu. O yüzden prenses onu karanlığa hapsetti. Galaxia da normale döndü. O
yüzden dünkü olayın Kaos'la alakası olduğunu düşünüyorum. Çünkü
Kaos yıldız tohumlarını toplayan tek düşmandı ve Galaxia onun bu işte maşasıydı. Eğer Kaos serbest kaldıysa bu hiç iyi olmaz. Bu herkesin sonu olur. Onu yenmek hiçte kolay değil.''

Sailor Moon Son 1 SezonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin