Bölüm 54

75.7K 3K 173
                                    


Temizliğini bitiren ve yemeğini de yapan Yaren bir yorgunluk kahvesi yaparak anca oturabilmişti. Kahvesinden bir yudum alan kadın kapının açıldığını duyunca kocasının salona gelmesini bekledi. Yorulmuştu ve hali yoktu kalkmaya, Çok geçmeden de Bedirhan dağılmış bir şekilde girdi salona. Yüzünde sıcak gülümsemeyle kocasını bekleyen Yaren onu görür görmez yüzündeki gülümseme yok olmuştu. İri iri açılan gözleri ve şaşkınlıktan açılan ağzıyla korkuyla yutkundu. Hızla ayağa fırlayan Yaren dolan gözleriyle, "Bedirhan!" diye yüksek sesle bağırdı ve koşarak yanına gitti.

Derin bir nefes alan Bedirhan karısını kollarının arasına alıp, "Dolmasın zeytinlerin. İyiyim yok bir şey.." diyerek rahatlatmaya çalıştı sakin çıkan sesiyle.

Kocasından ayrılmadan başını kaldırıp, "Ne oldu sana?" diye sordu Yaren endişeli bir şekilde. Gözle görülür bir yara ve ya kan yoktu ama kocasının görüntüsü ve parmak boğumlarındaki kızarıklık bir şeylerin olduğunu gösteriyordu.

Ne diyeceğini bilemeyen Bedirhan sessiz kaldı. Karısının endişeli bakan zeytin gözlerine bakarak sustu.

Kocasının gözlerindeki parıltıların yavaşça tehlikeli bir hal aldığına şahit olan Yaren zorla yutkundu. Aşık olduğu o gözlerdeki saf öfkenin sebebi sadece bir kişi olabilirdi. Bu kadar nefreti ve öfkeyi hak eden sadece Kadir'di. Gözlerini korkuyla kırpıştıran Yaren kocasının ne yaptığını bilmediği için korkmaya başladı. İçini saran korkuyla, "Ne yaptın?" diye sordu ürkekçe.

Karısından gözlerini biran ayırmayan Bedirhan yüzünde mimik oynatmadan, "Gerekeni.." dedi soğuk bir ses tonuyla.

Titrediğini hisseden Yaren, "Korkutma beni," dedi titreyen sesiyle. O pislik yüzünden kocasının başı belaya girsin istemiyordu.

Kendisine bakan karısına daha sıkı sarılan Bedirhan, "Sana dokunan parmaklarını kırdım!" dedi duygusuzca ve kaşlarını çatarak, "Sana yaptıklarının aynısını yaptım. Acılar içinde kıvrandırdım. Hak ettiği daha fazlasıydı ama.." diyebildi acımasızca. Elbette o pislik daha fazlasını hak ediyordu ama Allah korkusu vardı. Kendisi kimdi ki Allah'ın verdiği canı alacaktı.

Kocasının soğuk sesiyle irkildi Yaren. Alışık olmadığı bu durum karşısında üşüdüğünü hissetti. Bakışlarını kocasının göğüsünde duran ellerine çevirip, "Korkuyorum bakma öyle soğuk soğuk." dedi başını eğerek.

Bakışlarını kaçıran karısının sözleriyle Bedirhan'ın dudakları sıcak bir gülümsemeyle kıvrıldı. İç çekerek masumca kendisine sığınan karısına baktı. Başının üstüne bir öpücük bırakıp, "Varlığın içimi ısıtırken ben sana soğuk olamam," diyen adam burnunu karısının saçlarının arasına gömerek, "Bitti. Yakalandı o pislik," dedi sevdiğinin kokusunu içine çekerek.

Duyduklarıyla hem kocasının başının belaya girmeyeceği için, hem de üzerindeki ağırlığın hafiflediğini hisseden Yaren'in ağzından bir hıçkırık kaçtı. Başını kocasının gögüsüne yaslayıp dolan gözlerindeki yaşları serbest bıraktı. Birer birer akıttığı her bir yaşla şükür etti Rabbine. Artık kurtulmuşlardı o pislikten. Cezasını çekecekti Kadir.

Karısının ağlamasıyla daha da sıkıca sarılan Bedirhan bu durumdan hoşlanmasa da ses etmedi. Omuzları sarsılarak ağlayan karısı ciğerini yakarak içini rahatlatıyordu farkında olmadan. Onca acıdan sonra belki de bu yaşlar o şerefsizden kurtulduğu içindi. Bilmiyordu adam. Bildiği tek gerçek o itin bir daha asla karısına yaklaşamayacağı ve onu üzemeyeceğiydi.

Karısının ağlaması sona erip yerini sessiz iç çekişlere bırakınca Bedirhan, "Yüreğimi yaktığın yeter. Bir daha ağlamak yok." diyerek karısından ayrılarak parmaklarıyla ıslak yanaklarını sildi. İri ellerinin altında kaybolan yanakları sıkıca kavrayan adam karısının kızarmış gözlerine bakarak, "Ağlamak yok. Açım ben, yemek var mı?" diye sordu.

Yaren'imWhere stories live. Discover now