Bölüm 52

73.9K 2.9K 186
                                    


Olanları duyan Ahmet baba vakit kaybetmeden oğlunun yanına gelmişti. Sıkıca sarılmıştı oğluna yanındayım üzülme dercesine. Yaşlı adam onun tekrardan içine kapanık biri olmasını asla istemiyordu. Hele üzülmesini hiç istemiyordu ama o vicdansız kadın bir kez daha kalleşliğini göstererek sırtından vurmuştu oğlunu. Her şey bir tarafa içini yakan asıl şey oğluna o kadına yardım etmesi için dil dökmesi olmuştu. Çok pişmandı yaşlı adam. Keşke ağzını açıp tek kelime etmeseydi ama olan olmuştu. Olanla, ölene çare yoktu. Şimdi de oğlunun ve kızının karşısında oturmuş çayını içerken bunları düşünüyordu. Yaşlı yüreği sızlıyordu. Usul usul iç çeken adam kendisini göz hapisine alan karı kocadan habersizdi.

Gözünü çayını sessizce içen yaşlı adamdan ayırmayan Bedirhan karısının koluyla kendisini dürtmesiyle ona döndü ve göz kırptı sonra da babasına bakarak, "Hayırdır Ahmet bey karadeniz de gemileriniz var da onlar mı battı?" diye sordu gülümseyerek. Elbette onun neden kederlendiğini biliyordu.

Tedirgin bakışlarını oğluna çeviren yaşlı adam derin bir iç çekip, "Ben ısrar ettim yardım et o yılana diye şimdi de vicdanım bana batıyor. Beni rahatsız ediyor.." dedi.

Üzülen yaşlı adamın bu haline dayanamayan Yaren elindeki çay bardağını sehpanın üstüne bırakıp tebessüm ederek, "Kusura bakma baba ama hatırlarsan Bedirhan'ı sen ikna edemedin, ben ettim." dedi kendisiyle gurur duyduğunu belli ederek ve ekledi, "İyi ki de etmişim. O güzel vicdanına da söyle rahat bıraksın seni. Hem ben vicdan azabı çekmiyorum çünkü biz iyi niyetle yardım ettik. Allah için ettik. Eğer etmeseydik daha da üzülürdük, pişman olurduk ve hep bir keşke yardım etseydik ile yaşayacaktık. O yüzden üzme sen o yüreğini olacağı varmış oldu. Biz kötü bir şey yapmadık ki sen vicdan azabı çekesin." diye, yaşlı adamı rahatlatmak için.

Bedirhan gözünü kırpmadan hem izlemiş, hem de dinlemişti sevdiği kadını. Ne güzel de konuşmuştu öyle. Yaşlı adam üzülmesin diye nasıl da çabalıyordu. Çok seviyordu bu kadını. Hayrandı ona. Canını vereceği tek insandı Yaren. Yüzünde beliren gülümsemeyle babasına dönen Bedirhan oturduğu yerde dikleşerek, "Ne güzel konuştu karım duydun mu baba?" dedi karısıyla gurur duyarak ve ekledi, "Dediği her şeyin altına imzamı atarım. Sen de boşuna ne üzüyorsun kendini anlamıyorum ki.." diye. Gerçekten de üzülmüyordu. İçinde o kadına dair en ufak bir duygu yoktu.

Duyduklarıyla biraz olsun rahatlayan yaşlı adam gülümseyerek, "Öyle olsun bakalım," dedi iç çekerek ve oğluna bakarak, "Sende iyice hanım köylü oldun Bedirhan.." ekledi.

Sırıtarak geriye yaslanan Bedirhan, "Bir kere olsun beni kendi köyüne götürmedin bende dedim hanım köylü olayım bari." diyerek kıkırdadı.

"Ha inkar da etmiyorsun yani.." diyerek güldü yaşlı adam.

"Yo baba niye yalan söylüyeyim ki. Yaren nereye ben oraya bu kadar basit," diye açıkca konuşan Bedirhan yaşlı adamın, "Eşek herif.." diyerek gülmesiyle kendisi de gülerek katıldı ona.

Bu sözler üzerine Yaren'de utansa bile güldü. Kocası açık açık sevdasını babasının yanında belli ediyordu. Bu durumdan yanakları kızarsa da bir yanı da acayip hoşlanıyordu. Tekrardan yaşlı adama bakan Yaren onun da keyfinin yerine geldiğini görünce rahatladı. Geldiğinde aç olmadığını söyleyen adama tekrardan, "Baba bak doğruyu söyle açsan yemek var ısıtıp getireyim hemen.." diye sordu. Böyle içi rahat etmemişti.

"Yok kızım yedim ben."

Çayından bir yudum alan Bedirhan dış kapının çalmasıyla bardağını sehpanın üzerine bırakarak ayaklandı. Karısının kalkmasına müsaade etmeden salonun çıkışına doğru ilerledi ve kafasını çevirerek, "Utanma baba bak kendi evinmiş gibi rahat rahat söyle.." dedi kahkaha atarak ve hızla odadan çıktı.

Yaren'imWhere stories live. Discover now