Bölüm 21

138K 5.6K 311
                                    


Bunca zamandır yaşadıklarını omzuna yük yapıp sırtında taşımıştı Bedirhan. Nefreti, ihaneti en önemlisi annesizliği bir hamal gibi taşımıştı yüreğinde ama bu Yaren sayesinde yavaş yavaş değişmişti. Yüreğindeki yük hafiflemişti ama kısa bir süre için. Çünkü şimdi de sevdası yük olmuştu yüreğine. Yük olmuştu evet çünkü tek taraflıydı. Bir tek Bedirhan yanıyordu sevdasıyla ya da o böyle biliyordu. Eğer karşılık bulsaydı sevdası, bu yük değil de ömrünü yoluna feda edebileceği bir yol olurdu. Seviyordu, ölüyordu karısına ama o güven denen meret yoktu işte. Sevdiği yanındaydı ama korkuyordu bunu ona söylemeye. Düşündü, çok düşündü ama söylememeye karar vermişti. İçindeki o pis kurt onu yiyip bitiriyordu günden güne. Kendisi sevgisinden emindi ama Yaren'e güvenemiyordu, eğer bir gün bırakıp giderse kaldıramazdı. Bir gidişe daha göz yumamazdı ama sevmekle yetinebilirdi. Sevdiği bilmesede o yine severdi uzaktan onu. Soluğunu kesen sevdiği yanında olacaktı ya işte o genç adama yeterdi.

Gözü gözüne değecekti, varlığı huzur verecekti ve aynı çatı altında onun soyadını taşıyacaktı ya karısı işte bunlar da ona yetecekti. Fazlasını istemek zaten nankörlük olurdu çünkü sevgisi karşılık bulmayabilirdi bu da Yaren'in kendisinden uzaklaşmasına sebep olabilirdi.

Bedirhan oturduğu rahatsız sandalyede bu düşüncelere dalmıştı. Yaren için düzenlenen kına gecesinde kadınlar tutulan küçük bir mekanda eğlenirken Bedirhan'da Ahmet babası ve iki arkadaşıyla, onların lokantasında düğünden önce toplanmışlardı. Mekan kapalı olduğu için sadece dördü vardı kurulan masanın etrafında. Diğer polis arkadaşı Gökhan çalıştığı için gelememişti.

"Baba Sevim teyzeyi ilk nerede gördün?" diye sordu Bedirhan sessizliğini bozarak. Gıpta ediyordu bu adamın karısına olan sevdasına. Eskiden onun bu hallerini anlamasa bile şimdi onu çok iyi anlıyordu. Ahmet babası sevdiğini kaybederek çok büyük acılar yaşamıştı bunu şimdi daha net görebiliyordu. Yaren'in gitmesi bile onun yüreğini bir çıkmaza sokuyorken onu kaybetmek.. Düşüncesi bile nefesini kesiyordu.

"Düğünde gördüm.. Bir gülüşüyle kaptı kalbimi bir daha da benim olmadı zaten. Benim ki onunla gömüldü. Onun ki de," diyerek eliyle kalbini işaret ederek, "Burada." dedi yüzünde buruk bir tebessümle yaşlı adam.

Masadaki üç adam derin bir nefes alıp verdiler. İçleri acıdı yaşlı adama. Sevdiğini kaybetmek çok zordu. Yarım kalmak çok kötüydü elbet.

Demir ortamı uygun bulunca içini dökmek istercesine, "Bende Filiz bana tokat attığında vuruldum ona," dedi iç çekerek.

Bunu duyan diğer üç adam bir an kala kalsalarda daha sonrasında kahkaha atmaya başladılar. Demir alay konusu olacağını hesap etmediği için bozularak kaşlarını çattı.

Emir o kadar çok gülmüştü ki gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.

Masadakilerin gülmeye devam etmesiyle sinirlenen Demir, "Çok mu komik? Aşk bu ne zaman aşık olacağın belli mi?" dedi iyice kaşlarını çatarak, bozulmuştu. Ne vardı yani kendisi de söylediği gibi aşık olmuştu bunda komik bir şey yoktu. Hayatının en anlamlı günüydü o gün. Sevdiğini bulduğu gündü.

Gülmesini kontrol etmeye çalışan Emir, "Ben diyorum ama kimse inanmıyor bakmayın siz bunun böyle sert, soğuk göründüğüne saf benim ikizim. Allah aşkına kim kendine tokat atan kıza vurulur?" diyerek gülmeye devam etti.

"Kafanı kırarım senin ha!" diye tısladı kasılan çenesiyle Demir.

Bedirhan'da gülmüştü ama arkadaşının değim şekline gülmüştü yoksa sevdanın ne kadar özel ve değerli oluğunun o da yeni farkına varmıştı. İnsan sevdiğini bulduysa şanslıydı, hele bir de karşılıklıysa bu mucize gibi bir şeydi.

Yaren'imWhere stories live. Discover now