~27~

13.6K 1.2K 827
                                    

Kollarını açabildiği kadar açtı. Tırnaklarını avuçlarına batırarak bir sızlanma nidası çıkardı. Şu ana kadar en iyi uykularından top beş yapsa ilk üçe girebilecek bir uyku çekmişti.

Kendi yatağının rahatlığı yoktu. Yerinde daha çok gerildi ve belini hafifçe yukarı kaldırdı. Şu an gözlerini açmak ve güneş ışığını görmek zorunda olmak o kadar zordu ki bunu yapacak cesarete sahip değildi.

Kolunu yana attığında yabancı bir şeye rastladı. Gözlerini açmamakta ısrarcıydı fakat elinin altında dokunduğu şeyin ne olduğunu da merak ediyordu. Eliyle pürüzsüz çıkıntılara dokundu.

Jungkook ise çoktan uyanmış yatakta oturur bir hâlde tuhaf hareketler yapan çocuğu seyrediyordu. Gözleri hâlâ kapalıydı ve kaşları komik bir şekilde çatılmıştı. Elinin altındaki soğuk yüzeyi algılamaya çalışıyor olmalıydı.

Jimin'in minik eli Jungkook'un beyaz tişörtünün açıkta bıraktığı köprücük kemikleri yokluyordu. Çatık kaşları onu sevimli gösteriyordu ki dokunduğu çocuk onu aptal bir gülümsemeyle seyrediyordu.

Aklına odasında bulunan peluş ayıcıkları getirdi. Hayır hiç biri böyle sert değildi. Peki bu dokunduğu neydi ki? Evet, gözlerini açıp karşısındakinin ne olduğunu anlamak kolay olabilirdi ama oynadığı bu oyunu sevmişti.

Elini soğuk tenden aşağılara indirdi. Çok bastırmadan hafifçe Jungkook'un tişörtüne inen el çocuğun gülümsemesinin silinmesine ve gözlerini kaçırıp nefesini tutmasına neden olmuştu. Jimin bunu bilinçli yapmıyordu ama Jungkook'u tahrik ediyordu.

Elini delirtici bir şekilde yavaşça beyaz tişörtte gezdiren Jimin hâlâ kendiyle bir bilmece içindeydi. Kendi kendine uykulu sesiyle fısıldayarak sordu:

"Bu ne ki ya...?"

Eli daha da aşağılara kayarken Jungkook telaşla çocuğun eli tuttu. Jimin elinin tutulduğunu hissedince irkilip baştan beri açmamakta ısrarcı olduğu gözlerini aniden açtı.

"Daha aşağı inmemeni öneririm. Her ikimizin de iyiliği için..."

Jimin, bir elini tutan çocuğa bir de elinin konumuna baktı. Sabah sabah bu heyecan ikisi için de iyi değildi. Hemen elini Jungkook'un karnından çekerek yataktan kalktı. Telaşla etrafına bakarak karışan saçlarını düzeltmeye çalıştı.

"Günaydın."

Jungkook gülümseyerek çocuğa baktı. Güzel yüzüne uzunca bakarak düşündü. Sabahları onunla uyanmak... Bu çok güzel bir eylemdi. Her sabah yüzüne düşen kirpiklerinin gölgesinde kaybolmak istemek...sanırım bu delilikti...

"Gün kirpiklerinde aydın sevgilim."

Jimin duyduğu sözlerle kaçırdığı bakışlarını hafif kızarmış gözlere çevirdi. Yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. Son zamanlarda her gülümsemesinin sebebi olan çocuğa uzun uzun baktı.

Jungkook çocuğun gülümsemesiyle çıkan elmacık kemiklerine baktı. Onunla ilgili her şeyi seviyordu. Onun bütün detaylarına aşıktı. Küçük burnunun çıkık kemiğine, boynundaki kusursuzluğu tamamlayan bene aşıktı...

Jimin göz hapsini bozmadan kalktığı yatağa doğru tekrardan yaklaştı. Çocuğun karşısına oturarak ellerini kusursuz yüze koydu. Yavaşça okşadı.

"Bana öyle derin bakma. Aşık oluyorum."

Jungkook Jimin'in cümlesiyle gülümsedi ve aralarındaki gereksiz mesafeyi azalttı.

BAĞIMLI / JİKOOKWhere stories live. Discover now