~14~

13K 1.2K 317
                                    

Elindeki hapı masaya koyarak telefonu eline aldı. Ekranda beliren isimle heyecanını bastıramadı.

Eğer açarsa ne diyecekti ki ? Onu merak etmişti. Evet bunu ona öyle söyleyecekti. Sonuçta gerçek buydu ona göre. İyi olup olmadığını kontrol edecekti sadece.

Telefonun ucundaki çocuğu daha fazla bekletmeyerek telefonu açtı. Kulağına götürdü ve tınısını özlediği ses kendini belli etti.

"Alo.... Jungkook?"

Uykudan yeni uyandığı sesinden net bir şekilde anlaşılıyordu. Jungkook o seste kaybolmayı istedi. Jimin ise çocuğun, gecenin bu saatinde neden aradığını merak ediyordu.

"Ben iyi olup olmadığını kontrol etmek için aradım."

Jimin bunun biraz saçma olduğunu düşündü. Tamam merak edebilirdi fakat gecenin 3'ünde mi? Çok yorgun olduğu için hemen uyumak istiyordu bu yüzden kısa kesmeye karar verdi.

"Hmm ."

Jungkook karşı taraftan bir cevap bekliyordu fakat uykulu ses, bir mırıltıdan başka bir cevap vermedi.

"Peki iyi misin?"

Jimin soruyla kafasını penceresine çevirdi. Bugün aklına geldikçe gözleri doluyor kalbi sızlıyordu. İyi miydi? Kesinlikle hayır.

"E-evet ben iyiyim."

Sesinin titremesine lanet etti. Yalan söyleyemiyordu işte. Telefonda bile yalan söyleyemiyordu. Dudağını ısırıp tavana bakarak gözyaşlarının özgür kalmasını engelledi. Umarım Jungkook anlamazdı.

"Sesin pek öyle söylemiyor."

Jungkook çocuğun yüzünü görmeden bile yalan söylediğini anladı. Sesi titriyordu... Muhtemelen şuan kötüydü ve bunu söylemek istemiyordu.

"Sana iyi geceler yarın erken kalkmam lazım."

Ardından cevap beklemeden telefonu kapattı ve yere attı. Daha fazla konuşup kendini ele veremezdi. En iyisi kısa kesmekti.

Yatağa uzanıp gözlerini sımsıkı kapattı. Hayatının en zor günlerini geçiriyordu ve bunu kaldıracak güç bulamıyordu kendinde. Jungkook sayesinde de bu gece uyuyamayacaktı. Kulaklığını takıp kendini slow müziğe bıraktı.

Jungkook aniden kapanan telefonla huzursuz olmuştu. Bu gece onu görmeliydi.
Bu sefer onu görerek emin olmalıydı iyi olduğuna. Fakat nasıl gidecekti ki?

Saatin çok geç olduğuna karar verip onu görme işini yarın sabahın en erken saatlerine bıraktı. Fakat Jimin'in telefonda titreyen sesi sürekli aklına geliyor onu uyutmuyordu.

Bu gece iki gence de uyku yoktu anlaşılan.

******

Sabah uyanmak onun için zor olmamıştı. Tüm gece uyanık kalmıştı bu yüzden güzel gözleri kızarmıştı. Bünyesi böyle şeylere alışık olmadığı için birkaç küçük şey bile onda büyük etkiler bırakıyordu.

Banyoya girip çıktıktan sonra mutfağa indi. Annesi onun için güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Şuan mutfakta olmadığına göre tekrar uyumaya gitmiş olmalı diye düşündü Jimin. Kahvaltısını yaptıktan sonra okul için hazırlandı.

Kalın montunu giyip dışarı çıkacaktı ki gözüne kalın gri atkı takıldı. Jungkook'un atkısı... Atkıyı askıdan çıkarıp boynuna doladı. Bu atkı onun üşüyen kalbini bile ısıtıyordu.

Sessiz sokakta durağa doğru adımlıyordu. Onun için alışılmış bir sabahtı ve bu ister istemez onu geriyordu. Çünkü son 2-3 gündür hayatında alışılmış bir sahne yoktu.

Durağa vardı ve otobüsü beklemeye başladı. Sonunda otobüs geldiğinde ise oturacak bir yer bulup sakin yolculuğunun tadını çıkardı.

******

Sıkıcı bir sözel dersin ardından dün inatla gelmeyen uykusu bastırıyordu. Direnmeye çalışıyordu fakat başaramıyordu.

Böyle olmayacağını düşündü ve bahçeye çıktı. Temiz hava almak uykusunu açabilirdi. Ellerini montunun cebine koyarak kalabalık bahçede yürümeye başladı.

Taehyung bugün gelmemişti. Açıkçası onu merak ediyordu. Onun için endişeleniyordu. Birkaç arkadaşına sorduysa da kimse onun neden gelmediğini bilmiyordu.

Okul öğle arasındaydı bu sebeple çoğu kişi bahçedeydi. Jimin favori yeri olan bahçenin arka tarafına doğru adımladı. Orası hep sessiz olurdu. Ve bu Jimin'in çok hoşuna gidiyordu.

Kulaklığını kulağına taktı ve arka bahçenin kuytu köşelerine doğru yürüdü. Kimseler yoktu tam da istediği gibi...

Kulaklığından gelen yüksek sesli şarkıya odaklıyken kolundan tutulup duvara sertçe itilmek onu korkutmuştu.

Gözlerini kocaman açıp karşısındaki kişiyi itmeye çalıştı. Siyah maskeli adam çocuğun bağıracağını anlayıp eliyle onun ağzını kapatmıştı.

Korkudan titreyen Jimin adama vurmaya çalıştı. Sonunda maskesini çıkardığında ise  Jimin büyük bir şok yaşadı.

"Dur sakin ol benim."

Jimin Taehyung'u görünce biraz rahatlamıştı. Fakat kendisini bu denli korkutması onu sinirlendirmişti. Neden etrafta sapıklar gibi dolaşıyordu ki!?

"NE- ne yapıyorsun sen?!"

Jimin konuşmasına bağırarak başlamıştı ki etrafta duyulmasın diye sesini kısmak zorunda kalmıştı.

"Sadece seninle konuşmaya geldim. Seni korkutmak istememiştim. Üzgünüm..."

Jimin karşısındakini sertçe itti. Ne saçmalıyordu? Bu halde mi konuşmaya geliyordu veya dünden sonra hangi yüzle konuşmaya geliyordu?!

"ÇEKİL! Bu kadar saçmalık yeter!"

Tam oradan gidecekti ki Taehyung kolundan tuttu ve yine duvara yasladı. Bugün burada bu konuyu konuşup halletmeyi düşünüyordu.

Jimin ne kadar iterse itsin karşısındaki çocuk onu o kadar duvara bastırıyordu.

Taehyung tam konuşacaktı ki araya kalın bir ses girdi:

"Jimin?"

BAĞIMLI / JİKOOKWhere stories live. Discover now