~7~

14.4K 1.3K 242
                                    

Jimin düşündü. Bu gecenin daha ne kadar kötü olabileceğini düşündü. Onu bırakıp giden ve bir kere bile aramayan en iyi arkadaşını düşündü. Şu an yanında madde alan çocuğu düşündü.

Jungkook Jimin'i Yugyeom'dan ve Namjoon'dan uzak bir odaya götürmüştü. Şuan ise kendi uyuşturucu ihtiyacını karşılamakla meşguldü.

Gözlerini kapattı ve kafasını geriye attı. Karanlıkta beliren simayla gözlerini geri açtı. Normal dışı olan bu durum onu düşündürdü.

Neden gözlerini kapattığı halde onu görüyordu ki?

Başını düşüncelerini işgal eden çocuğa doğru çevirdi. O an saatlerce bu yüzü izleyebileceğini fark etti.

Güzel yüzün her noktasını ezberlemek istedi.

Beyni uyuşturucuda kaybolurken , gözleri onun yüzünde kaybolmak istedi.

Jimin gözlerini bir süredir onu izleyen çocuğa çevirdi. Bir kaç saniye gözlerini kaçırmadılar ve konuşmadılar.

Fakat Jimin bu göz hapsini bozan ilk kişi oldu. Gözlerini ellerine dikti, aynı zamanda elleriyle oynuyordu.

"İsmin ne?"

Sessizliği ilk bozan da Jungkook olmuştu.

Jimin güzel yüzünü Jungkook'un gözlerine bahşetti.

"Park Jimin. Peki ya senin?"

Tamam belki şu durumda bu sohbet biraz saçma olabilirdi ama onlar aralarındaki bu aptal sessizliğe son vermek için buna mecburlardı.

"Jungkook."

Diye kestirip attı hala uyuşturucunun etkisindeki çocuk.

"Kaç yaşındasın? Bar için yaşın tutuyor mu?"

Biliyordu saçma bir soru sormuştu ama merak ediyordu işte. Onun neden burada olduğunu neden yalnız olduğunu merak ediyordu.

"Bara gitmek için bir yaş sınırı mı var?"

Jimin alaydan uzak ciddi bir merakla sormuştu. Çünkü bilmiyordu.

Jungkook çocuğun sorusuna güldü.

"Reşit olmadığına yemin edebilirim."

Jimin kaşlarını çattı ve önüne döndü. Jungkook'un gülerek alaya alması onu sinirlendirmişti. Bir süre cevap vermedi.

Jungkook karsi taraftan cevap gelmeyince tavanı izlemeye başladı. Aralarında yine bir sessizlik oluşmuştu. Fakat bu sefer de bozan taraf Jimin'di.

"18."

Jimin Jungkook'a bakmadan cevaplamıştı.

Jungkook aniden bozulan sessizlikten afallamış ve sorma ihtiyacı duymuştu.

"Ne?"

"18 diyorum. 18 yaşındayım."

Jungkook şaşırmamıştı. Çünkü Jimin'i gören herkes az çok tahmin edebilirdi.

Uyuşturucunun etkisi yavaş yavaş kaybolmaya başlıyordu.

"18 yaşındasın ve madde alışverişi yapılan bir bara geliyorsun üstelik tek başına. Korktuğun ise her halinden belli. Söylesene madem bu kadar korkaksın neden burdasın?"

Jimin sinirlenmişti. Yalnız olması onun suçu değildi. Veya daha önce hiç bir barda bulunmaması..

"Asıl sen söyle neden buradayım?"

Jungkook'un beklediği soru sonunda gelmişti. Karşısındakinin sinirlendiğini anladığı için uzatma gereği duymadı.

"Bak... Sana zarar gelmeyecek... yani en azından benim tarafımdan. Şimdilik seni uyuşturucuyla tanıştırmış gibi yapacağım. Yani kullanmış gibi yapacaksın. Sonrasını ise... sonra düşünürüz."

Jimin'in kafası karışmıştı.

"Herkese karşı böyle misin?"

Jungkook anlamadığını belirten gözlerle Jimin'e baktı. Jimin cümlesini daha da açtı:

"Yani her müşteriyi uyuşturucu kullanıyormuş gibi mi gösteriyorsun?"

Jungkook küçük çocuğa çok fazla açıklama yapmak istemedi. Bu yüzden kısa kesecekti.

"Ben sadece bağımlıları maddeye yönlendiriyorum. Fakat Yugyeom öyle değil. Senin de çok küçük olduğunu görünce işe karıştım. Ve şuan buradayız."

Jimin anlar gibi başını salladı. Zorla uyuşturucu kullanmayacağı için gerçekten çok rahatlamıştı. Kendini biraz da olsun güvende hissediyordu.

"Fakat eğer sana madde pazarlamadığım ögrenilirse başım büyük belaya girer. Tek ben değil benimle birlikte sen de yanarsın. Bu yüzden çeneni kapalı tut."

Jimin Jungkook'un baştan beri yumuşak tavrının bozulmasına karşılık şaşırmıştı. Sadece bir kafa sallamakla yetindi.

Sonradan aklına çok büyük bir sorun geldi. Şuanlık kalacak yeri yoktu. Taehyung'u asla arayamazdı. Annesi de olmazdı. Yanındaki çocuğa baktı.

Evet bu gece sınırlarını çok ama çok aşmış olabilirdi fakat kalacak bir yere ihtiyacı vardı. Sokaklarda yatamazdı ya!

"Şey... sakıncası yoksa ve bir evin varsa bu gece sende kalabilir miyim? Lütfen soru sorma. Şu anlık kalacak bir yerim olmadığını bil yeter. Lütfen.."

Jungkook karşısındaki çocuğa baktı. Onu yalnız bırakamazdı. Saat çok geç olmuştu ve çalan bir telefon veya onu almaya gelen biri olmadığına göre doğruyu söylüyordu.

Yavaşça başını salladı. Ceketini alıp ayağa kalktı.

Jimin gözlerini şaşkınca açmış deri ceketini giyen çocuğu bakıyordu. Hemen ayağa kalktı ve gözlerini ayakkabılarına dikti.

"Teşekkürler..."

Sesi o kadar cılız çıkmıştı ki Jungkook doğru  duyup duymadığına emin olamamıştı.

Kapıyı açıp dışarı çıktılar. Jungkook'un evi buralara yakın olduğu için arabası burada değildi. Yürüyerek gideceklerdi.

Merdivenlerden inerken ve dışarı çıkarken küçük çocuk onu arkadan takip ediyordu.

Dondurucu soğukta Jungkook önde Jimin arkada eve doğru yürüdüler...

BAĞIMLI / JİKOOKWhere stories live. Discover now