~21~

12.6K 1.3K 615
                                    

Sokak lambasının arabasını aydınlattığı karanlık  sokakta parmaklarıyla direksiyonda hafif ritim tutarak Jimini bekliyordu.

Saat geç olmuştu ve çocuk hala evine gelmemişti. Jungkook merak etmeye başlıyordu.

Birkaç dakika sonra ara sokakta bir hareketlilik sezip  gözlerini o tarafa çevirdi. Jimin evine doğru yürüyordu fakat yalnız değildi.

Jungkook, Jimin'in yanındaki çocuğu görebilmek adına arabanın ön camına yaklaşıp gözlerini kıstı.

"Hah bir de bu eksikti."

Kendi kendine söylenip arabanın kapısını açtı ve dışarı çıktı.

Jimin tam Taehyungla vedalaşıyordu ki duyduğu kapı sesiyle karanlık sokağın başına baktı. Gördüğü yüzle olduğu yerde buz kesti. Onun gecenin bu saatinde burada ne işi vardı? 

Jungkook sinirle ikiliye doğru adımladı. Minik çocuğun gözlerine korkutucu bir şekilde baktığından emindi fakat kendine hakim olamıyordu. Hâlâ bu çocukla konuşması onun sinirlendiriyordu.

Fakat Jimin'in nesi oluyordu ki sinirleniyordu? Minik çocuk bu soruyu şuan ona sorsa hiçbir şey diyemeyeceğinden emindi. 

Taehyung Jimin'in saşkınca baktığı yere baktı. Yine mi bu çocuk ? Neden Jimin'in olduğu her yerden çıkmak zorunda ?

Sonunda Jungkook saşkınca ona bakan ikilinin yanında durduğunda Jimin saşkınlığı bir kenara atıp konuştu:

"Jungkook bu saatte burada ne işin var?"

Jungkook gözlerini Taehyung'a kilitledi. Sinirden kırpmadığı gözlerini bir an bile ayırmadan çocuğun sorusunu yanıtladı:

"Bir hoşgeldin bile yok mu? Çok kabasın."

Jimin Jungkook'un böyle söylemesi üzerine kabalık edip etmediğini düşündü. Hafifçe başını eğerek konuştu. Jungkook'un böyle demesi onu utandırmıştı.

"Sadece bir anda karşımda görünce mantıklı düşünemedim. Hâlâ da düşünemiyorum."

Jungkook gözlerini küçük çocuğa çevirdi. Onun bu sevimli halleri karşısındakini hemen yumuşatabilecek derecedeydi.

"Seni götürmeye geldim."

Jimin duyduğu cümleden sonra daha da saşırdı. Tam soracaktı ki orada olduğunu unuttuğu arkadaşı onun yerine sordu:

"Bu saatte nereye?"

Bu sefer sinirlenen taraf Taehyung'tu. Gece hayatına alışık olmayan bir çocuğun böyle tehlikeli biriyle takılması akıl kârı değildi.

Jungkook alayla güldü. Bu çocuk fazla oluyordu.

"Sanane?"

Taehyung sinirle havaya baktı.

"Hem sen kimsin ki?"

Parmağıyla Jimin'i göstererek devam etti.

"Onu nereden tanıyorsun?"

Jungkook Taehyung'a doğru bir adım attı.

"Doğru söylüyorsun kendimi tanıtmadım. Belli ki 1 hafta önce olanları unutmuşsun ama olsun hatırlatmak görevimiz. 1 hafta önce barda saatlerce bekletip yanlız bıraktığın kişi var ya  işte onu orada senin yüzünden uyuşturucu batağına saplanmaktan kurtaran kişiyim."

Jungkook, ikilinin tartışmasını izleyen çocuğun kolunu tuttu.

"İzninle onu orada sap gibi bırakan çocuktan -yani bu sen oluyorsun- uzaklaştırıyorum. Kim olduğumu da öğrendiğine göre artık böyle aptal sorular sormazsın."

Taehyung saşkınca arabaya doğru çekiştirilen ve onu çekiştiren çocuğun arkasından bakakaldı. Beklediği cevabın bu olmadığına emindi. Fakat Jiminle araları daha yeni düzelmişken o konuyu tekrar hatırlatması onu sinirlendirmişti.

Jimin kolunu acıtan çocuğa karşı direniyordu fakat nafileydi. Jungkook tuttuğu cılız kolu morartacak derecede sinirlenmişti anlaşılan.

"Ne yapıyo-"

"SUS VE YÜRÜ!"

Jungkook küçük çocuğun konuşmasına izin vermeden onu arabaya doğru çekiştirdi. Arabaya geldiklerinde kapıyı sertçe açıp çocuğu ön koltuğa oturttu ardından kapıyı tekrar sertçe kapattı.

Jimin sinirden köpüren çocuğu anlamsız gözlerle izliyordu. Onu bu kadar sinirlendirecek ne olmuştu ki böyle?

Jungkook arabanın önünden dolanıp direksiyonun başına oturdu. Aniden gaza basınca Jimin korkudan koltuğa sindi. Jungkook o kadar sinirliydi ki Jimin'in korktuğunu fark edemiyordu.

"Neyin var senin!?"

Jungkook yan tarafında kaşlarını çatmış çocuğa döndü. Çocuğun söylediklerini umursamadan konuştu:

"Kemerini tak."

Jimin onu takmayan çocuğa sinirlenip önüne döndü.

"Durdur arabayı!"

Jungkook gözlerini yoldan ayırıp tekrar sağına baktı.

"Ne?!"

"Sana durdur arabayı dedim."

Jungkook sinirle güldü.

"Ne saçmal-"

"DURDUR ŞU APTAL ARACI!"

Jimin'in bağırması üzerine Jungkook arabayı aniden durdurdu.

Jimin arabanın kapısını açarak dışarı çıktı. Şuan nerde olduğunu bilmemesi veya dışarının karanlık ve soğuk olması umrunda değildi. Tek istediği ondan uzaklaşmaktı.

Jimin'in orman yoluna doğru yürüdüğünü gören Jungkook sinirle çocuğun arkasından bağırdı:

"ARKANDAN GELECEĞİMİ DÜŞÜNÜYORSAN YANILIYORSUN!"

Çocuğun arkasına bile bakmadan gitmesi Jungkook'u endişelendiriyordu. Sinirle direksiyona vurdu.

*******

"JİMİİİİİİN! NERDESİİİN?"

Jimin duyduğu sesle gülümsemesine engel olamadı. Sinirinin geçmesi için bir yerde uzanıp yıldızları izliyordu. Arada ağaçlardan gelen hışırtılar onu korkutsa da şuan huzurluydu.

"JİMİ- işte buldum seni!"

Jungkook heyecanla ağaçların arasından hızla sıyrıldı. Sonunda onu bulmuştu. Yarım saat anca geçmişti ancak o endişeden delirebilirdi.

Gözleri kapalı bir şekilde yaprakların üzerinde uzanan çocuğun yanına doğru uzandı. Jimin yanındaki hareketliliği hissedince Jungkook'un  yanına uzandığını anladı.

"Beni kurtardın ve bir gece bana evini açtın diye beni oradan oraya bir şey açıklamadan sürükleyemezsin Jungkook."

Jungkook yaptığı hatanın farkındaydı. Sinirden gözü dönmüştü ve istemeden de olsa sanırım minik çocuğu kırmıştı.

"Ben özür dilerim. Seni tekrardan o çocukla görünce sinirlendim. Onu affetmemeliydin. Yaptığı şeyi bu kadar çabuk unutamazsın."

Jimin kafasını yana çevirdi. Gülümseyerek gözleri kapalı çocuğun yüzünü inceledi. Onu düşünmesi ve endişelenmesi hoşuna gitmişti.

"Aslına bakarsan ona teşekkür borçluyum."

Jungkook duyduğu cümle karşısında hızla kafasını Jimin'i doğru çevirdi. Aniden çevirmesi ve aralarındaki az mesafe burunlarının çarpışmasına yol açmıştı. 

"Neden?"

Jimin şaşkın çocuğa gülümseyerek cevap verdi:

"Çünkü o gece seninle tanıştım."





BAĞIMLI / JİKOOKWhere stories live. Discover now