~1~

29.1K 1.6K 1K
                                    

Dilinin altına bir hap daha koydu ve başını geriye attı. Ağzındaki tat başını döndürürken aynı anda inanılmaz bir zevk veriyordu.

Jeon Jungkook bir bağımlıydı.

Evet uyuşturucusuz bir saat bile dayanamayacak bir bağımlı. Uyuşturucuyu ailesine tercih eden bir bağımlı. Tehlikeli bir bağımlı.

Duyduğu ses zevkini yarım bıraktı.

"Parayı peşin aldığımı biliyorsun."

Mırıldandı Jeon Jungkook'un bir numaralı satıcısı.

Sıkkınlıkla başını kaşıdı. Madde kullanmaktan kan çanağı gözlerini NamJoon'a-satıcısına-çevirdi.

"Bu günlük beni idare et henüz param gelmedi."

NamJoon onun hiç bir zaman borç takıp gittiğine şahit olmamıştı. Parasını ödeyeceğini biliyordu. Fakat paranın nereden de geleceğini merak etmişti.

"JungKook paranı ödeyeceğine eminim fakat....Söylesene şu hiç bitmeyen paran nerden geliyor?"

JungKook adamın meraklı haline sinirlenmiş ve bir nefes vermişti. Zevkini konuşarak bitirmek istemediği için kısa kesmeye karar verdi.

"Birileriyle çalışıyorum ve istediklerini yapıyorum. Onlarda bana ödüyorlar."

Cevap verdi fakat ardından bir soru daha geleceğini biliyordu belki de bu adamla bu kadar samimi olmamalıydı.

"Bu istedikleri şeyler yasadışı şeyler mi?"

Evet kendisi çok yasal bir şey yapıyormuş gibi konuşması genç adamı sinirlendirmişti.

"Bana kendin çok yasal bir iş yapiyormuşsun gibi konuşma. Merak etme sana ve mekanına zarar verecek bir işte değilim. Zarar görecek birileri varsa o ben  olurum."

Adam derin bir nefes verdi tabiki JungKook'tan önce kendisini düşünüyordu. Kore'nin en iyi satıcısı değildi belki ama işine zarar gelmesini istemezdi.

Daha fazla çocuğun zevkine karışmak istemediği için son cümlelerini söyledi:

"Borç takıp gitmeyeceğini biliyorum fakat param 1 hafta içinde hazır olsun. Veresiye işleri sevmem bilirsin. Başkaları da bunu duymasın bu toleransı ilk defa sana gösteriyorum bilesin."

Daha sonra JungKook'u yalnız bırakarak odadan dışarı çıktı.

Jungkook hala kafasını koltuğa yaslayıp suan yaşadığı güzel zevki hissediyordu. En derinlerinde...

Ona göre bu zevki, mutluluğu ona yaşatacak başka hiç bir şey yoktu.

Ağzındaki keskin tat geçip yerini hafif tada bırakınca mor göz altlarını ovalayarak gözünü açtı.

Masadaki haplara baktı. Onu ancak ve ancak 1 hafta idare edecek haplara...

Hapları  cebine sıkıştırıp odadan çıktı. Zihni hala uyuşturucunun etkisiyle halisülasyonlar görüyordu. Hafif sendeleyerek kapıdan çıktı ve oksijeni cigerlerine doldurdu.

Evine doğru yürüyordu. Hayalini kurduğu tek şey ise uzun bir uyku çekmekti.

*******

Annesine sarılıp montunu giydi. Arkasına dönüp el salladı.

"Hoşçakal anne." Annesi her gün sanki okulun ilk günü gibi onu yolculardı.

"Jimin-ah telefonunu kapatma annen sana her an ulaşmak istiyor." Park Jimin kafasını sallayıp evden uzaklaştı.

O annesi tarafından her türlü kötülükten korunmuş naif bir çocuktu. Ne alkollü bir içki içmiş, ne ciğerlerine zarar vericek bir hava solumuş, ne de zihnini orgazm yapacak bir madde kullanmıştı.

Daha açık söylemek gerekirse bunları yapan çocukların onu inek, ana kuzusu, korkak diye tanımladıkları bir çocuktu. Daha ilk öpücüğünü ve ilişkisini kimseye çaldırmamış masum biriydi o.

Otobüse binip en arka koltuklardan birine, cam kenarına oturup kulaklığını taktı. Belkide okulun en sevdiği yanı buydu. Uzun yolculuğu..

Okula geldiğinde otobüsün boğucu havasından kendini dışarının soğuk ama güzel havasına bıraktı.

Arkadaşlarından biri ona selam verdi ve koşarak yanına geldi.

"Hey, Günaydın. Bugün erkencisin."

Jimin gülümsedi ve arkadaşının dediğini doğrulamak adına saate baktı. Gerçekten de her zamankinden erken varmıştı okula.

"Ah günaydın Taehyung-ah. Ve evet bunu trafik olmamasına borçluyum."

Tekrar gülümsedi. İşte onu arkadaşları arasında sevilen biri yapan gülümsemesiydi. Her zaman sahtelikten uzak içten bir şekilde gülümserdi.

"Güzel. Hadi gel sınıfa gidelim" Dedi Taehyung. Jimin arkadaşını takip etmeye başladı.

Sonunda soğuk havadan kurtulup sınıfın sıcak havasına girdiklerinde ceketini çıkarıp astı.

Sıralarına oturdular ve derse odaklandılar. Çünkü onların sıradan hayatının rutin işlerinden biriydi bu olay.

Fakat Park Jimin hayatından hiç de şikayetçi değildi.

BAĞIMLI / JİKOOKWhere stories live. Discover now