"Güzelim... Yok, böyle durdukça senin aklın dağılmayacak. Buradan çıkışta seni Yağmur'un yanına bırakacağım. O senin kafanı dağıtır. "

Zeynep başını kaldırmadan omuzlarını silkmişti yavaşça. Konuşmak için araladığı dudaklarından sessizce dökülmüştü kelimeler.

"Hormonlardan oluyor."

Kerem ondan duyduğu ağlamaklı, çatırtılı ses ile kaşlarını çatarken asıl çatırdayanın kendi hisleri olduğunu hissetmişti. Kaşları mümkün gibi daha da kavisli yerlere yerleşirken oturduğu sandalyeyi geri iterek kalkmış karısının yanındaki yerini almıştı. Vücudundan adeta alevler yükseliyordu. Nazik bir biçimde sert elleri ile karısının elini kavramış ve kendine döndürmüştü. Zeynep önce ona bakmasa da yavaşça yukarı çıkarak gözlerine ulaşmıştı. Kerem sulu gözler ile karşılaştığında orada tutulu kalmıştı.

"Ben az önce bir şey demiştim. Yakarım Zeynep. Doğmamış çocuğumun üstüne yemin ederim dağıtırım dünyayı. En başta da o okuldan başlarım. Yakarım. "

Zeynep gözlerinin daha da dolduğunu hissederken yaşadığı duygulara dur diyemiyordu. Son bir kaç saniye... Bir kaç saniye kalmıştı Kerem'in o okula gidip, Duyguyu alıp yerle bir etmesine. Saniyeler içinde bu olaylar gelişebilirdi. Kerem kesinlikle dediği gibi her şeyi yerle bir edebilirdi.

Zeynep bunların farkındayken sadece duygularına engel olamıyordu. Yaşadığı durum hamileliğinden dolayıydı. Bir de kızından ayrı kaldığı zamanlardan...

Derin bir nefes alırken dolan gözlerini geri itmişti. Kocasının ellerini sıktı ve ardından birini alıp karnının üzerine koydu. Gözlerini hiç ayırmadı ondan.

"İçerideki canavar dengemi bozuyor. Hem hissettiklerim hem de ondan gelenlerle kendime engel olamıyorum. Her şey tersine dönüyor bazen. Ve bu tamamen benimle alakalı. Duygu'nun şu anda iyi olduğunu biliyorum. O okulu birlikte seçtik, içim rahat. Gerçekten rahat. Bu durum hamileliğin getirdiği bir şey ve engel olamıyorum. Bugünden sonra daha iyi hissedeceğim. "

Kerem elinin altından ona doğru yükselen canla yeniden kendine gelirken sıktığı çenesini serbest bırakmıştı. O da kendine engel olamıyordu.

"Siz iyi olmak zorundasınız. Başka yolu yok. "

Zeynep ona hafifçe tebessüm ederken başını sallamıştı. Elindeki elini sıkmıştı.

"Sen yanımızda oldukça hep iyi olacağız."

"Gel."

Kerem karısını kolları arasına almış ve kendine hapsetmişti. Zeynep o alışık olduğu güçlü bölgenin içine girerken tüm her şeyden ayrılmıştı. Kocasına sıkıca sarılıp kokusunu içine çekmişti. Bu onu daha da sakinleştirmişti.

Uzun bir süre öyle kalmışlardı. İkisi de hep duydukları o kokuyu içlerini çekmiş ve birbirleriyle sakinleşmişlerdi. Zeynep yavaşça geri çekildiğinde masadakilere bakıp kocasına geri dönmüştü.

"Kalkalım mı?"

Kerem uzanıp alnına dudaklarını yerleştirmiş ve ardından oturduğu yerden kalkmıştı. Hesabı istedikten sonra el ele birlikte çıkmışlardı mekandan. İki saate yakın bir zaman geçmişti. Arabaya yerleştiklerinde Zeynep emniyet kemerini takıp kocasına dönmüştü.

"Yağmur'un yanına gitmek istiyorum ama Duyguyu birlikte almadan olmaz. Ona söz verdik. O zamana kadar seninle şirkete gelsem olur mu? Sıkılmam, Yasemin var onunla konuşmayı seviyorum. Kızımızı alıp birlikte gideriz. "

"Olur güzelim."

Zeynep kocasının yanağını okşadığında onun gülümsemesiyle mutlu olmuştu. Parmaklarını kocasının sakallarından dolaştırıp dikkatini dağıtmamak için geri çekmişti.

YENİ BİR HAYAT (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin