Bu hikayeyi yazma amacım animenin sonunda baş karakterlerimiz Usagi ve Mamoru'nun evlenmemesiydi. O aralar fanfic hikayeler okuyordum ve bir gün neden olmasın dedim... Neden ben de yazmayayım. Bu doğrultuda ilk adımı atmış oldum. Sadece sayfamda yay...
Tüm gerçeklerin öğrenilmesinin ardından Usagi ve arkadaşları yepyeni bir güne uyanmıştı. Olanlar bir rüya gibiydi ama gerçekti. Hepsi yataklarında uyur gibi gözükse de aslında dünkü olayları düşünüyordu. O esnada Zoey tüm olanlardan habersiz yatağında mışıl mışıl uyuyordu. Daha sonra kızlar kalkıp ona baktı.
Usagi ''Bakın kaçak geri dönmüş, ona ne yapalım?'' dediğinde Ami ''Onu bir güzel gıdıklayalım.'' diye fikrini söyledi.
''Bence iyi fikir. 3 diyince tamam mı?" 1-2-3 der demez kızlar hemen Zoey'i gıdıklamaya başladığında Zoey neye uğradığını şaşırmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken sadece bağırıyordu. "Yapmayın kızlar. Sabah sabah size ne oldu böyle?''
''Sen söyle ne oldu? Dün bütün gün neredeydin? Sakın koşuya veya yürüyüşe gittiğini söyleme. Çünkü buna inanmayız.''
''Pekâlâ kızlar lafı dolandırmaya gerek yok. Gerçekleri öğrenmiş olmalısınız...''
''Evet, öğrendik hem de Alice'den biz bunları ondan değil de senden duymak isterdik.''
''Alice mi? Haklısınız kızlar ama o an Lancelot'u öyle karşımda görünce dayanamadım. Bunun bir rüya olduğunu düşündüm. Sonra size bir not bırakıp onunla çıkıp gittim. Söylemeliydim biliyorum ama korktum. Bunun bir oyun olmasından korktum. Alice'in bize zarar vermesinden korktum. Bu mutlu anı mahvetmesinden korktum. Anlatmalıydım. Affedin beni kızlar.'' Sesi hem mutlu hem de üzgündü.
''Pekâlâ seni affediyoruz ama sakın bir daha kendi başına işler yapma. Sen tacın parçasını taşıyan bir prensessin... O yüzden tehlikedesin... Alice... Ona gelince o aslında Alice değilmiş''
''Anlamadım. Gerçekten merak ettim. Kimmiş?'' Sesi meraklıydı.
Kızlar ''Tamam, devam ediyorum. Dinle şok olacaksın... Alice varya o aslında bir prensesmiş. Adı da Alice değilmiş. Adı Anastasia'ymış ve tıpkı sen ve Usagi gibi tacın bir parçasını içinde taşıyor olabilir. O yüzden de aradığımız son prenses olma ihtimali de çok yüksek. Kehanete göre; bilinmeyen o sırlı krallığın prensesi bizim düşmanımız Alice'miş yani Anastasia. Usagi'nin gelinliğini tasarlayan kadın varya yani Zelda işte oda onun annesiymiş.'' bir çırpıda anlatırken Zoey duydukları üzerine çok şaşırmıştı. Bu nasıl olurdu? Kızlara bakıp ''Ben... ne diyeceğimi bilemiyorum. Bunlar gerçek mi? Siz bunları dün mü öğrendiniz? Bunları size Alice mi anlattı? Ona nasıl güveniyorsunuz?'' diye soruları ardı ardına sorarken Usagi onun haline gülüp ''Senin şuanda yaşadığın şaşkınlığı ben dün 100 katını hatta 1000 katını yaşadım ve kendime gelmem biraz zaman aldı. Evet, Alice söyledi. Başlarda ona inanmak istemesem de söyledikleri inandırıcı geldi ve annesinin de ısrarıyla onu affettim. Yaptığı kötülükleri kendisi isteyerek yapmamış bunu öğrendim. Hem biliyor musun?'' dediğinde devam etmesine izin vermeden Zoey sordu. ''Neyi?''
''O bir savaşçıymış. Hem de benim dostum olan bir savaşçı. Kaos'u biliyor ve o savaşta en son formum olan Kozmoz Savaşçı'sına dönüşeceğimi söyledi. Bunları bilmesi beni şüphelendirdi. O bir düşman olsa bu kadar bilgiyi bilemezdi. O yüzden onu da aramıza almaya karar verdim. Artık hep beraber hareket edeceğiz. Bugün tapınakta bir toplantı yapmak istiyorum. Bu durumu diğerlerinin de bilmesi gerekiyor. O yüzden hepsini arayıp çağırmalıyım. Bu büyük savaş için bir plan yapıp hazır olmalıyız.''
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
