26.Bölüm: Keiko'nun Kurtarıcısı...

757 24 4
                                    

Keiko bu sabah çok erken uyanmıştı. Daha güneş bile doğmamıştı. İlk önce kızlara baktı ama hepsi uyuyordu. Uyandırmak istememişti, saat çok erkendi. Üzerine bir şeyler alıp sessizce aşağı indi. Ayakkabılarını giyip bahçeye hava almaya çıkmıştı. Hava çok güzeldi. İnsanın içini rahatlatıyordu. Havanın tadını çıkarırken biraz ilkilmişti. Hem
biraz üşümüştü hem de izlenildiğini sanmıştı. Deliriyordu galiba. Yine de arkasına dönüp bakmıştı ve kimse yoktu. Evet, orada kimse yoktu ama sadece o uyanık değildi.
Karşı apartmanın penceresinden biri onu izliyordu. Demek ki birisi onu izliyordu. Bu Shou'dan başkası değildi. Keiko bunu bilmese de...
Kendi kendine orada tek başına yalnız ve savunmasız bir halde ne yaptığını sorup duruyordu. Daha fazla dayanamayıp onun yanına koştuğunda çoktan aşağıya inmiş Keiko'yu görmüştü bile. Onu gördüğünde biraz beklemiş hemen yanına gidememişti. Ona yaklaşmak, dokunmak ya da konuşmak tüm oyunu bozardı. Bunu yapmamalıydı. Bu oyun bozulursa onun hayatı tehlikeye girerdi. Shou daha fazla dayanamadı. Her ne olursa olsun
o onun kurtarıcısıydı. Onu tek başına bırakamazdı. Daha sonra yavaş yavaş Keiko'nun yanına yaklaşmıştı. Yanına kadar gelmiş ama Keiko onu fark etmemişti. Çok dalgındı. Acaba ne düşünüyordu? Sonunda ona seslenmişti.

''Affedersiniz... Acaba bu saatte burada yalnız başınıza ne yapıyorsunuz?''

Keiko duyduğu ses ile kendine gelmişti. Önce biraz korksa da bunu belli etmemiş seslenen kişiye bakmıştı.
Bu dün akşam gelen adamdı. Sakince bir sesle "Şey... sadece ben hava alıyordum. '' dedi onunla yine göz göze gelerek.

Shou ona baktı. İyi gibiydi. İyi görünüyordu. Kendini tanıştırma sırası ondaydı şimdi ''Merhaba ben Umi. Dün tanışmaya fırsat olmamıştı. Ben yeni komşunuzum.''

Keiko ise ona tepkisizce bakıyordu. Sonrasında teyit eder gibi ''Demek adın Umi. Memnun oldum ama
sen benim adımı nereden biliyorsun?'' diye sordu.

Shou bunu bekliyordu. O Keiko'ydu. ''Siz dün öyle kaçıp gidince arkadaşlarınız söylemişti.''

''Anladım artık ben gideyim.'' Konuşmak istemiyordu.

Shou ise onunla konuşmak istiyordu. Onu durdurmalıydı. ''Durun bir dakika gitmeyin lütfen.''

Keiko ise onun bu tavrına şaşırmıştı. Neden gitmesini istemiyordu ki? ''Gitmeliyim lütfen engel olmayın.''

Shou gitmesini istemiyordu.
Ona ne diyeceğini bilmeden onu durdurdu. Yeniden ona seslendi.
Keiko ise şaşkındı. Bu adam ondan
ne istiyordu? Ona bakıp ''Efendim,
ne oldu? Neden gitme mi istemiyorsunuz?'' dediğinde Umi
o an ne diyeceğini bilemedi ve aklına gelen ilk şeyi söyledi "Dün için... ''

Keiko şaşırıp ''Dün için mi? Düne ne olmuş ki?'' diye sorunca Umi ''Neden beni görüp kaçtığınızı merak ettim.'' diye cevapladığında, cevabı aslında bal gibi biliyordu ama ondan da duymak istiyordu.

''Sizi birine benzettim.'' dedi Keiko.
Sesi düzdü.

Biliyordu Shou. Hissetmişti. Derin bir nefes alıp ''Sakıncası yoksa kim olduğunu öğrenebilir miyim? Sizin için değerli biri olduğu belli gibi. Öyle olmasa bu kadar etkilenmezdiniz... Affedersiniz haddimi aştım.'' dediğinde susmuştu. Fazla meraklı bir sorgulama olmuştu.

Keiko ise; bunu sorgulamıyordu.
''Yok hayır, sorun değil. Evet, benim için gerçekten önemli biriydi. O benim erkek arkadaşım herşeyimdi ama şimdi yok.'' Sesi üzgündü tabi Shou da... Bu sözlere daha fazla dayanamayan Shou sakince sordu ''Sanki ölmüş gibi konuşuyorsunuz?''

''Ölmedi ama benden çok uzaklarda. Keşke ölseydi o zaman bir mezarı olurdu ama bu durum çok kötü.'' Ağlamak istemiyordu. Şimdi değil.

''Anlıyorum. Sizin için üzüldüm.
Peki, o nerede?'' Yapma Shou. Sorma. Üzme kendini. Üzme onu.

''Boş verin bunları. Hem ben size neden bunları anlatıyorum. Siz bir yabancısınız... Ben gitmeliyim artık.''
Sonunda kendine gelmişti.

Shou ise; böyle gitmesine izin veremezdi. Bir şey yapmalıydı.
Keiko gidiyordu ama durdurmalıydı. Biraz durduktan sonra aklına gelen şeyle onu kolundan tuttu ve kendine çekti. Daha sonra onu dudaklarından öptü. Bu bir hataydı ama buna değerdi. Keiko ise;  şok olmuştu.
Bu yabancı onu öpüyordu. Bu olamazdı. Shou... Üzgünüm...
Sonra öpüşü hissetti. Bu öpüş
yabancı değildi. Tanıdıktı. Biliyordu. Keiko ise; öpen dudakların Shou'nun dudakları olduğunu anlamıştı. Onun gibi öpüyordu. O zaman... Bu adam... Görünüşü başkaydı ama o Shou'ydu. Buna emin olmuştu. O an ani bir refleksle ona tokat attı. ''Bu ne cüret! Siz her yalnız kadını böyle öper misiniz!?'' Kızmıştı. Kırgındı.

Umi yanağını tutarak ''Aslında... hayır ama sizi öpmek istedim.'' dedi dürüstçe.

''Neden? Zayıf, yalnız kadın ondan faydalanırım mı dediniz?''

''Yok asla böyle bir şey yok. Ben öyle biri değilim.''

''Ben sizi anladım. Sakın bir daha gözüme gözükmeyin."

Aslında bunu söylerken tam tersini kastediyordu. Bundan sonra onu hep görmek istiyordu. Çünkü o Shou'ydu. Buna emindi.

''Lütfen, Keiko seni görmeme izin ver. Ben senden çok hoşlanıyorum.''

''Eminim tüm kızlara bunu söylüyorsunuzdur! Hem daha
yeni tanıştık. Benden hoşlanman imkansız.''

Keiko oyunu çok iyi oynuyordu. Shou bunun farkındaydı ama elinden bir şey gelmiyordu. Ona gerçeği söylemeli miydi? Aslında o öpücükle Keiko gerçeği anlamıştı bunu biliyordu ama anlamamasını diliyordu. Çünkü hayatının tehlikeye girmesini istemiyordu.

O bunları düşünürken Keiko ''Bana verecek bir cevabın bile yok ben gidiyorum.'' dediğini duydu en son Umi kendine gelirken. O sırada Keiko ondan uzaklaşmıştır bile. Koşarak yanına gelirken onun yeniden kendine bakmasını sağlamıştı. ''Sizden son bir şey isteyebilir miyim?''

''Neymiş o?''

''İşte bu.''

Shou o anda yine Keiko'yu öper.
Bu sefer hiçbir şekilde bu ikili birbirinden kopamaz. Öpüştükten sonra Keiko yine tokat atacakken Umi elini tutup konuştu. ''Lütfen bunu bir daha yapmayın. Sizde beni istiyorsunuz bende sizi.''

''Hayır, öyle bir şey asla olmayacak! Bu bir hataydı tamam mı! Hiç olmamış sayın. Ben sadece ve sadece Shou'yu seviyorum. Başka birine hayatımda yer olamaz!'' dedi ağlaya ağlaya eve koşarken.
O sırada Shou kendine kızıyordu. Yapmaması gereken bir şey yapmıştı.
Onun ağladığını biliyordu. Üzülmesini istemiyordu. Her şeye rağmen Keiko'nun bu kadar bağlı olması hoşuna gitmişti. Bu kadar zaman sonra prensesini öpmek onu tekrardan hayata döndürmüştü.
Bu mutluluğun ebediyete kadar süreceğine yemin etmişti. "Her kim bu aşkı yok etmeye kalkarsa canımı sonuna kadar feda etmeye hazırım. Sana bu gece gerçeği söyleyemedim Keiko ama çok yakın zamanda tüm gerçekleri öğreneceksin."

Daha sonra yatağına uzanıp dudaklarına dokundu ve Keiko'yu öptüğü anı yeniden hatırladı ve yüzünde kocaman bir gülümseme
ile uykuya daldı. Sonunda mutluydu.

O uykuya dalmışken Keiko da ondan farksız değildi. Yatağına uzanmış bugün olanları düşünüyordu. Dudaklarına dokunup Umi'nin kendisini öptüğü anı hatırlayıp gülümsedi. O emindi. Onu öpen kişi Shou'ydu... Memnun bir şekilde yüzünde kocaman bir gülümsemeyle uykuya dalmıştı.

Sailor Moon Son 1 SezonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin