32.Bölüm- İntikam.

35.9K 2.3K 1.4K
                                    

İyi akşamlar güzellerim.

Nasılsınız?

Yeni bölüm ile karşınızdayım ve bundan sonra kısa ama daha hızlı bölümler gelmeye başlayacak. Oy sınırları tamamlandıkça bölümler hazır olduğu için atacağım bu yüzden pamuk eller oylara!

Yeni bölüm 800 oy aldığında gelecek.

Bölüm Şarkısı: Linkin Park- In the End 

(R.I.P Chester Bennington.)

İyi Okumalar.


32.BÖLÜM- İNTİKAM

İntikam.

Atalarımızın dediği gibi soğuk yenen bir yemektir.

Elimden akan kanlar güzel mekanın içindeki parkeye doğru damlarken belirsizliğin içinde kalmıştım. Kendime gelmek adına anında soğuk havaya adım attım ve sadece düşünmemek için çabalamaya başladım. Tam şu anda içeri girip beni öfkeden deliye çeviren o adamı belki de vurmak istiyordum ama buna hazır değildim. 

Önce kafamı toparlayıp tüm gerçekleri kabul etmem gerekiyordu. 

Ve daha sonra onu nasıl öldüreceğimi planlıyordum.

Zihnimde dolaşan seçenekler çoktu ve hangisini seçeceğimi bilmiyordum. Aklımdaki maddeler çoğalıyor ve listem gittikçe gerçek bir hale dönüşüyordu.

Çağın Gürsoy'u ( Nam-ı değer Aleksander Axelsen) nasıl öldürmeliyim?

1) Giyotinle kellesini uçur.

(Böylelikle koluna dokunan başka bir kadının parmaklarını bir daha asla hissedemez.)

2) Kazığa oturtma.

(Bilek kalınlığında bir kazık, Çağın'ın kuyruk sokumundan başlayarak ensesine kadar sokulur. Kazığın omurilik ve iç organlara zarar vermemesine özen gösterilirdi. Ardından kazık Çağın Gürsoy ile birlikte dikilir ve ölmesi günler sürerdi.)

3)Orta çağda kullanılan demir kapı kullan.

(İçine fareler doldurulan büyükçe demir bir kap, açık ağzı karın bölgesine gelecek şekilde Çağın'ın vücuduna yerleştiriliyor. Ardından bu kap ısıtılıyor. Fareler can havliyle Çağın'ın karnını kemirip kaçacak yer arıyor. Böylece Çağın Gürsoy'un iç organları fareler tarafından kemirilerek ölüyor.)

Acaba fazla mı delirmeye başlamıştım?

Kıskançlık damarlarıma öyle acı bir şekilde yayılmıştı ki, ne yapacağımı bilemiyordum. Kendimden korkuyor ama aynı zamanda herkese zarar vermek istiyordum. Çağın'a ne kadar karşı çıkıp bu gece gelmiş olsam da bana bir şey yapamayacak kadar haksız olduğunu biliyordum. 

Yanındaki o Norveçli çakması kız ile geldiği anda gözümde bitmişti.

İntikam planlarım yanında kalbim gittikçe buzlaşmaya başlamıştı. Uzun zamandır ısınmaya yüz tutmuş o atan organ, tekrar buzulların arasına gömülmüştü. 

Ve o buzulların arasından tekrar çözülme ihtimali imkânsız bir hal almıştı. 

En sonunda buraya Demir ile birlikte geldiğim için tek başıma gitmem gerektiğini hatırladım ve derin düşüncelerimi kenara itip yürümeye başladım. Çağın Gürsoy'un bana öğrettiği gizli sahilin aslında buraya ne kadar yakın olduğunu fark ederken adımlarım istemsizce o tarafa yönlemişti.

Varoluşun HissiWhere stories live. Discover now