25.Bölüm- Mürekkep

54.9K 2.8K 1.3K
                                    

İyi akşamlar güzellerim,

Nasılsınız?

Yeni bölüm 650 oy aldığında gelecek çünkü size erkenden bölüm yazmak istiyorum :)

Bölüm Şarkısı: It Ain't Me - Kygo ft. Selena Gomez | Romy Wave (Piano cover)

İyi okumalar...

25.Bölüm- Mürekkep

Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,

Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.

Bir ısırır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;

Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.

-Özdemir Asaf-

Bedenimin üzerinde ahenkle hareket eden beyaz bir tül.

Bu tül insan doğasında kapatılmasını istenilen her yeri usulca örtüyordu. Çıplak kollarım ve bacaklarımın arasında rüzgarın hafif uğultusu ile dalgalanıyor ve simsiyah odanın içinde tek parlaklığın benim olmamı sağlıyordu. 

En sonunda ellerim arasında süzülen beyaz tülü yavaşça kavradım ve bedenime odaklandım. Yaralarından tamamen arınmış ve ilk defa pürüzsüz bir porseleni andıran tenime odaklandım. Bedenimin böyle bir arınma yaşaması hala imkansız gibi gelse de dudaklarımda bana ait olmayan bir kıvrılma yaşandı ve karanlık ile bu anı paylaştım.

İlk defa hiçbir yerimde bir sorun yokken bu anın tadına vardım ve yavaşça çıplak ayağımı eskimiş parkede hareket ettirdim. Kulağıma dolan gıcırdama aslında bana bir melodiyi anımsatırken çevremde ağır ve yavaş bir tur döndüm. Üstüme dökülen soluk sarı saçlarım omuzlarıma doğru sallandı ve bedenimden bakışlarımı sallanan uzun dalgalı saçlarıma çevirdim.

Kulağımın içinde bitmek bilmeyen bir melodi çınlarken saçlarımın dalgalanmasına izin verdim. Nerden geldiğini bilemediğim rüzgarın benimle oynamasını seyrettim ve zihnimde yankılanan melodiye bedenimi bıraktım. Bu melodi öyle bir ezgiye sahipti ki... Bedenim benden bağımsız bir şekilde hareket etmeye başlamıştı. 

Hayatında eğlence namına dans etmeyi bilmeyen ürkek kız, melodi ile dans ediyordu. Adımlarım benden beklenmeyecek kadar sakin ve akıcı olurken vücudumu saran tüller rüzgar ve beni örnek alarak uyum sağladılar. 

Artık hissettiğim melodi ruhumun bir parçası haline gelirken kemikli parmakların belimi kavraması ile hareket etmeyi kestim. Göğüs kafesim nefes alışverişlerimin sayesinde belirli bir ritme kavuşmuştu ve bedenimi hapis haline getiren parmakların hissi ile bedenimi arkamdaki bedene yasladım. 

"Güzelim."

Büyü benim için tek bir kelimeydi. Bağımlısı olduğum o derin sesten çıkan ve sıradan bir kelimeye binlerce anlam yükleyebilecek o adama aitti. 

En sonunda  ön tutamı asice uzamış ama geri kalanı kısa tutulmuş yumuşak sarı saçlara parmaklarımı geçirdim. Geriye doğru kıvrılmış bedenim arkamdaki sert bedene yaslı bir halde dururken sesli bir nefes dudaklarımın arasından döküldü. Aslında bu ses tüm hislerimi açıklarcasına güçlüydü. Bedenimin ona itaat etmek istediğini ve ruhumun yavaş yavaş ona ait olduğunu gösteriyordu. İçimde küçük isyanın bastırılmaya yüz tuttuğunu anlıyordum. 

"Bana teslim olmak istiyorsun." 

İstiyordum. Dudaklarımdan çıkmayan kelimeler bir sözlüğün keskinliği kadar açıktı . Ona teslim olmak istediğimi birkaç kelimeye ihtiyaç duymadan anlatmıştım Çağın Gürsoy'a. Artık ruhum ve bedenim acı dışında bir duygu tatmak istiyordu ve ben ona usulca fısıldamıştım. Kelimelerin gücünden çok bedenlerimiz bunu hissettirmişti.

Varoluşun HissiWhere stories live. Discover now