12.Bölüm- Geçmişin Gerçekleri

70.4K 3.7K 1.2K
                                    

Merhaba VH'ciler,

 Nasılsınız?

Yeni bölüm ile karşınızdayım. 

Bu bölüm İmkansız'dan taa buralara gelmiş Fatoş'a gelsin. Kendisi yorumları ve desteği ile hep yanımda. Umarım bölümünü seversin kuzum. Senin gibi bir Çağınsever için güzel bir bölüm olmuş gibi :)


Bölüm oyları çok hızlı geliyor ve sonu bomba olan bir bölüm olduğu için 320 oya yeni bölüm gelecek. Artık tatile gireceğim ve bolca Vh'ye hazırlayın kendinizi.

Sizleri çok seviyorum...


Multimedia: Yeni hikaye kapağımız

Bölüm Şarkısı: Twenty One Pilots- Stressed Out 


İyi okumalar. Öpüldünüz!


"Sen çok tehlikeli bir kadınsın..."


Bu cümle ile ne yapacağımı bilemezken bedenimi yasladığım bedenden yavaşça çektim. Bu ayrılış bir ürperti halinde vücuduma yayılırken tutunduğum demir parmaklıklardan güç aldım. Gecenin karanlığına gözlerimi dikerken belki de onun gitmesini diliyordum. Hiç yaşamadığım bu çekimin bitmesini arzuluyordum. Şu an o kadar karmaşık bir zihne sahiptim ki, neyin doğru neyin yanlış olduğuna bile karar veremiyordum.


"Senden uzak durmak istiyorum." dedim sakin bir ses ile. Ellerimi parmaklıklardan çekerken yavaşça bedenimi ona çevirdim. 


Köşeli bir çene, soğukluğu ile parlayan gözler ve bir erkek için fazla dolgun olan dudaklar...


Ben bu adamı nasıl hayatıma sokmuştum? Ne ara bilmediğim duygularla yarışır hale gelmiştim? Hissizlik en sevdiğim duyguyken nasıl onu kaybeder hale gelmiştim?


"Bana yaklaşmaktan korkuyorsun." dedi aramızdaki mesafeyi yine azaltırken. Sırtım bu sefer soğuk demirlere dayanırken göğsüne gelen başımı kaldırarak gözlerine kilitlendim. Maskeyi icat ettiğine inandığım bu adam bana odaklanmışken sadece bekledim. Beni bırakmasını, özgür kılmasını ve buradan kurtulmayı...


"Ama haklısın Ada, bende kendimden korkardım." diye devam etti kulağıma fısıldarken. 


Kokusu keskin bir şekilde burnuma dolarken yavaşça yutkundum. O sırada telefonumdan gelen ses ile aramızdaki sonsuz bakış bitti. İkimizde transtan çıkmış gibi kendimize gelirken cebimden telefonumu çıkarttım. Yazan isim ile kaşlarım çatılırken Çağın da belirsiz ifadesi ile bana bakıyordu.


"Ne oldu?"


Korku, geçmiş ve endişe bedenime yayılırken çalan sesin kulağımda yankılanması dışında hiçbir şey duyamıyordum. Tam rahatladım derken yine mi üzülecektim? Yine mi kurtulamamıştım bu insandan?


Elimdeki titreşim durmadan devam ederken hala hareket edememiştim. Aklıma gelen birçok senaryo ile delirirken hala cevaplama cesaretini bulamamıştım. O sırada titreşimin elimden gitmesi ile donuk gözlerle Çağın'a baktım. Soğukkanlılık ile açtığı telefon ile mimiklerine dikkat ederken dediği hiçbir şeyi duyamıyor gibiydim. Sanki kulağımdaki basınç dışında hiçbir şey yok gibiydi.

Varoluşun HissiWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu