8.Bölüm- Hayal Kırıklığı

72.8K 3.8K 1.3K
                                    

Çağın ve Ada dolu bir bölüme hazır olun.

Bölüm Şarkısı: The Bravey- Ocean

Multimedia : Ada ve yeni ev arkadaşları Çağın Gürsoy-Demir Sezen

İyi okumalar...



Beklediğim çıkış yolu.

Gerçekten bu muydu? Çağın'a taşınmam vermiş olabileceğim en iyi karar olabilir miydi? Aklımda hala milyonlarca soru varken yavaş bir şekilde odamdaki eşyalarımı toplamaya başladım. Yıllardır aynı olan ve değişmeyen odam en sonunda varlığımın gidişi ile değişecekti. Birkaç elbise ve kitap dışında bir kar küresine ev sahipliği yapan o oda en sonunda benden kurtulacaktı.

Peki ben gittiğim zaman kurtulacak mıydım? Yıllardır çektiğim o sevimsiz ızdıraplar sadece bir anı olarak kalabilecek miydi? İşte bu en önemli soruydu. Yaşadığım o karanlığın hayatımdan silinip gitmesi en büyük sorunumdu.

Dolabımın içindeki katlanmış kıyafetleri sessizce Çağın'ın getirdiği bavullardan birine yerleştirirken arkamdaki varlığını görmezden gelemiyordum. Şu an sahip olduğum o küçük odaya bakıp gözlem yaptığını biliyordum. Her bir küçük mimiğimden çıkarım yapabilen bu adamın, bunu çok rahat yapabileceğini biliyordum.


"Odan çok sade."


Hırıltılı ama derinden gelen ses ile dudaklarımın alaycı bir şekilde kıvrılmasına izin verdim. Beni her normal kız ile aynı tutan tipik bir erkekti Çağın. Dedikodular ve erkeklerin hayatımın merkezi olması gerekiyordu onun için ama maalesef istediğini alamayacaktı. Bazen ben bile kendimin kız olduğuna inanmazken o beni öyle düşünemeyecekti.


"Biliyorum, odamdaki her şey pembe olup bir de sevdiğim yakışıklı oyuncular duvarlarımda asılı olmalıydı değil mi?" dedim sesimdeki alaycı tınıyı yok edemezken.


Çağın ise söylediğim cümle ile birlikte olması gerektiğinden daha kaslı kollarını önünde birleştirdi. Rahat bir şekilde çevreyi araştırmaya devam ederken yatağıma oturdu. Gözleri sahip olduğum tek özel eşya olan kar küresine giderken elleri istemsizce harekete geçti. Kar küresi ellerinde ona ait olmayacak şekilde kırılgan dururken kar tanelerini izlemeye devam etti.


"Sana değer veriyor." Bahsettiği kişinin Enes olduğunu hemen anlarken bakışlarımı ondan çevirdim ve eşyalarımı bavula koymaya devam ettim.


"Bende ona değer veriyorum." dedim içimdeki gerçekleri dile getirirken.


Çağın hala ellerinin arasındaki kar küresine bakarken delici buz mavilerini bana yönlendirdi.


"Madem sana bu kadar değer veriyor, niye seni bu cehennem kurtarmadı?"


Sözlerindeki öfke anında etrafımızı sararken eşyalarımı koyan elim anında durdu. Neden ona öfke duyuyordu ki? Enes kötü biri değildi... Sadece hayatımdaki kararları hiçbir zaman yönetememişti. Buna izin vermemiştim. Onun da benimle birlikte acı çekmesini istememiştim. Bu hayatta değerini bildiğim tek insanın üzülmesine izin vermemiştim işte.


Neden Enes suçlu oluyordu ki?


"O cehenneme girmesine izin vermedim. Bunlardan haberinin olmaması için elimden geleni yaptım." Sesim istemsizce sert çıkarken Çağın'ın gözleri ile amansız bir kavgaya girişmişti gözlerim.


Varoluşun HissiWhere stories live. Discover now