Kolumdan tutup kapıdan dışarıya çekti ve arkamdan kapıyı kapatıp iki kolunun arasında sıkıştırdı.

"Bekliyorum!"

"Çok afedersin de, neyi?"dedim alaycı bakışlarla.

"Senin infazına karar verilmeden önce son isteğini! Anlat çabuk."

"Ya işte, Einstein de bakmış bakmış, ulan bu evren sonsuz büyüklükteyse yıldızlar ışığı bize bükerek gönderiyor çünkü her yıldızın kendi yer çekimi var demiş."

"Ayza neden bahsediyorsun, sen benle alay mı ediyorsun lan!"dedi hızla duvara yumruk atarak.

Bir an irkilsem de savunma pozisyonumu aldım.

"Ay, ne demek neyden bahsediyorsun canım? Neyden bahsetmem gerektiğini anlatmadın ki, ne bağırıyorsun üstelik çocuklar uyuyor kör müsün hödük?"

"Ne işin vardı Ekin denilen hergelinin yanında, nerden biliyorsun sen kuzenim olduğunu?!"dedi dişlerini sıkıp git gide ses tonunu yükselterek. Aramızdaki milimler, kafasındaki her bir sinirden oluşan damarı gösteriyor, kızaran yanakları ve sıkmaktan morarmaya dönen elleri ise hala etrafımda duruyordu.

"Senden sakladığım şey buydu Aras!"diyebildim kısık sesle ve sonra devam ettim.

"Ve onunla buluşmamın sebebi ise kimliğini niye sakladığını sormaktı, bunu sana söyleyeceğimi söyledim, ben ondan daha fazla bir şey saklamak istemiyorum dediğimde ise sinirden deliye döndü ve kolumu sıkmaya başladı. İşte tam o sırada da sen geldin Aras."dedim kafamı eğerek.

Ellerini yere indirdi ve biraz olsun sakinleşti, damarları çok fazla görünmüyordu ama çatık kaşları düşünceli bir şekilde yere bakıyordu.

Bir kaç dakika boyunca öyle kala kaldıktan sonra Ekin'in kolumu sıktığı yerde oluşan mor halkaya kaydı gözleri.

"Canın çok yanıyor mu?"

Kafamı onaylar anlamda salladım.

"Gel benimle."deyip elimi sıkıca tuttu ve beni aşağı kata götürüp ilk yardım çantasını çıkardı.

Bir krem çıkartıp sürmeye başladı.

"Tarihi geçmedi mi onun?"dedim gülümseyerek.

Neden dermişcesine baktı.

"Sanırım dayımdan yediğim darbelerden birinde gözümde morluk oluşmuştu, sende bu kremi bana fırlatıp gitmiştin."dedim.

Hatırlamış olacak ki ufak bir tebessüm etti bana çaktırmadan.

Kremi sürüp etrafını sardıktan sonra elini temizleyip bana döndü.

"Şimdi nasılsın hırçın patron."

"Kusura bakma ama burda patron sensin."dedim gülümseyerek.

Çenemden tutup yüzümü kendine çevirdi.

"Sende ikinci yeni patron olursun. Belki holdingin duvarlarına resmini asıp yeni patron 2 deriz."dedi gülümseyerek.

"Hiç komik değil."dedim dil çıkartarak.

"Bana bak sok o dilini içeri."dedi kızarak. Bu kızma gerçek miydi yoksa korkutmak için sahte mi anlamadım.

"Sokmuyorum, var mı diyeceğin? Bak yine çıkartıyorum."dedim dil çıkartarak.

Gözümü açıp kapatma fırsatı bırakmadan dudaklarımda hissettim dudaklarını.

"Sana dilini içeri sokmanı söylemiştim."dedi çekildikten sonra hınzırca gülümseyerek.

Neye uğradığımı şaşırmıştım. Gözlerine öylece bakakaldım. Uzun bir sürenin ardından ödül gibi gelmişti bu öpücük.

Ellerimle onu hırpalamaya başladım.

"Ya – sen – beni – nasıl – öpmeye – çalışırsın – hı – ben – seninle – küsüm – hala."

Her kelimemde bastıra bastıra pataklıyordum.

"Bak kaşınma, indir o elini yoksa elimden başka kazalar çıkacak."

Kaşlarımı çatıp ağzımı şaşırır gibi kocaman açtım.

"Bir de tehdit ha?"deyip pataklamaya devam ederken, ellerimi bir anda tutup arkamda birleştirdi ve bir kaç adım arkamda olan tezgaha kadar götürüp oraya yasladı.

"Uslu dur demiyor muyum ben sana? Üç tane çocukla uğraştığım yetmiyor bir de seninle mi oynayıp oynaşacağım?"dedi sinsice sırıtarak.

Kollarımı çekmeye çalışıp durduğum yerde hırçınlaşırken kaşlarım çatık mızıkçı bir şekilde ona bakıyordum.

"Bırak ya, bırak kollarımı. Hain erkek, bırak peşimi."

Tek eliyle arkamda iki elimi tutarken diğer eliyle gözlerimin önüne düşmüş saçlarımı kulaklarımın arkasına koydu ve elini yüzüme koyup baş parmağıyla yanağımı okşamaya başladı.

Benden uzun boyu kafasının eğilmesine neden oluyordu. Ona bakmaya çalışan kafam tam yukarıya bakarken o da aşağıya bakıyordu.

Tam öpeceği sırada kafamı sağa çevirdim.

"İçimi kurcalayan bir şeyler var Aras, uykumu alıp kaçıran, gördüğüm bir kaç dakikalık rüyaları kabusa çeviren, aldığım her nefesi zehir eden bir şeyler var."

"Ney?"dedi kısık sesle. Gözleri kapalıydı ve burnu boynumda dolaşıyordu. Arzuluydu.

"Neler oluyor Aras? Benden ney saklıyorsun?"

Kafasını boynumdan çektiğinde yüzümü ona döndüm.

"Ayça hamile mi Aras?"


YENİ PATRONUM 2Where stories live. Discover now