YP 2 / BÖLÜM / 21

25.3K 1.5K 255
                                    

"Kalk, kalk!"dedi üzerimdeki yorganı çekip ayak uçlarıma getirerek.

"Ne ya bu daha cinsiyetimi değiştirmeden askere mi gönderdin beni? Koğuş mu sorguluyorsun? Sabahın köründe karganın ötmesini mi bekliyorsun? Aklımda deli sorular."

Havlusunu boynuna dolayıp ceketini üzerine geçirdi.

"Spor vakti. Ev de kala kala çürüdün. Doğumdan sonra aldığın kilolarıda vermiyorsun. Sonra evde sıkılıyorum beni dışarıya çıkar Aras diyorsun."

"O zaman bir şartla."

Kafasını yana doğru büktükten sonra ellerini koltuk altında birleştirip bana döndü ve sorgularcasına baktı.

"Bu buyur demek mi yoksa öne koşul sürecek halin yok demek mi?"

"Her ikiside."

"O zaman şey yapalım. Hep birlikte piknik yapalım ne dersin? Hem hepimize açık hava iyi gelecek. Yakında Sude de gidecek."

...

"Bana hayır diyemeyeceğini biliyordum."dedim arabanın arkasından yemek dolu piknik sepetini çıkartırken.

Getirdiğimiz kare desenli kırmızılı beyazlı masa örtüsünü bulduğu ilk masaya yerleştiren Aras'ın arkasından gidip piknik sepetini masaya koydum.

"Neresi burası?"

"Ne yapacaksın? Bir daha kaçma kararı aldığında buraya mı geleceksin?"

Yüzümü kırıştırıp omuz silktim.

"Merak etmiştim."

Kolumdan tutup beni arabadan bir kaç metre uzaklaştırdıktan sonra kulağıma eğildi.

"Dün telefonunu şarja takmana rağmen avm önünde evde unuttuğunu söyledin. Ne karıştırıyorsun?Benden gizli bir ilişki mi yaşıyorsun?"

Kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Sorunu tekrarlama cüretinde bulun!"dedim hiddetle.

"Başka birisi mi var?"

Anında tokadı yapıştırdım.

"İster beni Mert'le kaçmakla suçla, istersen de seni terk etmekle! Ama bana bu şekilde itham edemezsin. Sen, sen kimsin!"

Sinirim bütün yüzüme yansıyordu, adeta kahverengiden kırmızıya dönmüş gözlerim alev topları fırlatıyordu. Arkamı dönüp giderken bağırdı.

"Ayza, bekle."

Durdum. Özür dilemeliydi ve bende bu özrü duyup rahatlamalıydım.

Arkamdan yaklaştı ve kulağıma fısıldadı.

"Eğer böyle bir şey söz konusu ise... Doğduğuna da doğurduğuna da pişman ederim seni."

Her zaman ki Aras ve kırıcı sözleriydi... Peki kırılmak yüz de kaç etkiliydi?

...

"Ayza hanım, neden yemek yemiyorsunuz?"dedi karşımda oturan Cihat.

Ağzımı yan büküp çatalımla karıştırdığım tabağın son haline baktım. Bütün yemekler birbirine karışmış adeta lapa olmuştu.

"İştahım kaçtı."

"Bu tür durumlar hiç iyi değil ama dengeli beslenmelisin."

Sadece kafamı onaylayacak şekilde salladıktan sonra Sibel'in bitirdiği tabağa bakıp gülümsedim.

"Top oynayalım mı annecim?"

Çatalını bırakıp kafasını onaylarcasına salladı. Giydirdiğim beyaz ve pembe tonlarındaki eşofman takımı ile oyuna da hazır duruyor gibiydi.

YENİ PATRONUM 2Donde viven las historias. Descúbrelo ahora