YP 2 / BÖLÜM / 41

18.2K 1.3K 214
                                    

"Antalya'dayız daha ne istiyorsun? Hep birlikteyiz, tatildeyiz, sorunlarımızdan uzakdayız..."dedi denizden çıkarken.

Şezlong da kamburumu çıkarmış öylece oturuyor ve Sibel'in kumlarla oynaması için getirdiğimiz kova ve kürekle oyalanıyordum. Düşünüyordum. Ayça'nın dediklerini.

Aras gelip yanıma oturdu ve havluyla kurulanmaya başladı.

"Sorun ne? Bebekleri yüzdürmemek istiyordun biliyorum korktun ama bak onlar anne karnındayken zaten usta birer yüzücü oluyorlar, hele de senin gibi bir karındayken..."

Söylediklerini duyuyordum ama anlamlandırma süzgecinden geçirmiyordum.

"Tamam, sana laf atmama rağmen bana cevap vermiyorsan kesinlikle bir sorun var."dedi elimde ki kürekle kovayı alarak.

Bir anda irkilip dünyaya dönmüşcesine tepki verdim.

"Ne, efendim, bir şey mi diyordun?"dedim kafamdaki geniş kahverengi hasır, kelebek şeklinde üzerinde fiyongu olan şapkamı düzeltirken.

"Evet Ayza, şu halini düzelt diyordum. Niye böylesin, neyin var?"dedi sertçe.

"Bir şeyim yok."dedim isteksizce gülerek.

Şezlongun üzerindeki ellerime sıkıca sarıldı.

"Bak buraya stres atmaya geldik, nolur biraz anın tadını çıkart."

"Haklısın ya hala olanları kafaya takıyordum. Hadi yüzelim."dedim üzerimdeki şalı çıkartarak.

"Oha, hani mayo giyecektin, bikini mi giydin sen."

"Ne, ne mayosu?"

"Yukarıda dedim ya sana mayo giy diye. Sen de kafa sallamadın mı kızım! Sen beni mi kandırmaya çalışıyorsun. Çabuk git şu üzerindekini çıkart gözüm görmesin! Çabuk dedim Ayza!"

Muhtemelen yukarıda her zamanki dalgınlığımdan duymamıştım.

"Allah'ım Yarabb'im, sen bana sabır ver. Biz hani buraya stres atmaya gelmiştik? Ben hiç bir şey anlamıyorum, böyle stres atma mı olur? Zalım."dedim şapkamın altından yine de gözüne beni kestirdiği için bütün güneş ışınlarını yollayan güneşten savunmayı çalışırken.

"Bak Ayza, ya bu üzerindeki bikiniyi hemen gidip çıkartırsın, ya da ben sana yapacağımı bilirim!"

Kollarımı birleştirip omuz silktim.

"Ulan ben seni..."deyip hızla yanıma geldi ve kız kaçıran şaban gibi beni omuzuna attı.

"Oha, Aras ne yapıyorsun? Aras insanlar bakıyor, Aras indir beni lütfen, Aras tamam giyeceğim gidip indir beni!"derken bir yandan da utancımdan büyük hasır şapkamla yüzümü kapatmaya çalışıyordum.

"O beni kızdırmadan önceydi hanımefendi!"dedi sinirle.

Allah'ım neydi günahım.

Otel kapımıza geldiğimizde korumalardan birine;

"Git 36 beden bir mayo al gel."

"Otuz sekiz."diye mırıldandım. Kendi sesimi ben bile duyamamıştım.

"Ne dedin."

Öksürerek konuştum bu sefer.

"Otuz öhöhöh sek öhöhö iz..."

"Ayza ne diyorsun bütün gün senle uğraşamam yürü!"

"Otuz sekiz diyorum canım, Allah Allah, illa bağırttıracak mısın?"

"Ne otuz sekiz mi? Kızım sen ne ara kilo aldın."

"Bir kere sen onu git ikizlerine sor."deyip Aras'ın sırtında olmam veya şu anda otel odasının kapısında dahi olan güvenliklere aldırmadan trip attım. Sizce de trip atmak için saçma bir konum değil mi?"

YENİ PATRONUM 2Where stories live. Discover now