YP 2 / BÖLÜM / 24

21.2K 1.4K 133
                                    



Gecem gündüzüme karışmış adeta bulanık bir renk olmuştu. Ne uyuyabiliyordum ne de uyanık kalabiliyordum. Gözlerime oturan kan çanağıyla birlikte yatakta günlerce boşluğa bakmıştım. Biliyordum, o gün o dağ evinde elimi bırakırsa bir daha ona ulaşamayacağımı biliyordum, hissediyordum bunu.

Polisler deli divane gibi arıyor, korumalar bütün ipuçlarını takip ediyor ve elinde sonunda bir çıkmaza ulaşıyordu. Onu kimlerin kaçırdığını bile bilmiyorduk.

Anlaşma yaptıkları herhangi bir şirket mi? Ayça mı? Aras'ın düşmanı mı? Mert mi?

Kapı usulca tıklatıldı.

Yatakta hafifçe doğrulup ağlamaktan tıkanmış burnumu çektim ve dolu gözlerimi avuç içlerimle sildim.

"Girin."

Kapı yavaşça açıldı ve içeriye Cihat girdi.

"Ayza hanım, müsait misiniz?"

Yapmacık bir gülümsemeyle kafamı onaylarcasına salladım.

"Gel Cihat gel..."

Cihat yavaşça girip karşımda durdu. Ceketinin önü her zamanki gibi ilikliydi.

"Ayza hanım nasıl desem bilmiyorum..."

Hemen yanımı işaret edip oturmasını istedim.

"Önce gel bir şuraya otur."

Bir kaç saniye düşünüp kafasını onaylarcasına salladıktan sonra yanıma geldi.

"Biraz dinlenmeniz toparlanmanız için size süre tanımak istemiştim."

Dolu gözlerimle kafamı onaylarcasına sallayıp yorganın ucunu çekiştirdim.

"Lakin, size ihtiyacımız var."

Kafamı kaldırıp Cihat'a baktım.

"Nasıl yani?"

"Aras bey siz kaybolduğunuzda sürekli sizin zekanızdan bahsederdi. Özellikle bu resmi gönderdiğinizde."dedi elindeki kağıdı bana uzatıp.

Bu, Sibel'in çizdiği bir şeymiş gibi göstermeye çalıştığım ama kaçırıldığımızda gösterdiğim evdi.

Resmi alıp gülümsediğimde akmaya hazır olan göz yaşlarım kısılan gözlerimle birlikte aktı.

"Biliyor musun bunun arkasına bir de Aras için not yazmıştım, hah tam bak şurada bant izi var. Ama bizim küçük cadı elindeyken oynamış ve o notu çıkartmıştı."

Cihat elinden geldiğince gülümseyerek kafasını salladı.

"Bu yüzden ihtiyacımız var size Ayza hanım. O notu oraya yazacak kadar zeki ve cesur olduğunuz için."

Anlamayan gözlerle ona baktım. Elini kolumun üstüne koyup güvenircesine sıktı.

"Aras beyi ve Sibel hanımı ne polisler bulabilir ne korumalar..."duyduğum cümleyle bir kez daha yıkıldım. Hiç ümit yok muydu?

"Neden biliyor musunuz?"

Kafamı hayır dercesine salladım ağlayarak.

"Çünkü onlara hiç kimse sizin kadar yakın olmadı. Bu yüzden hiç kimse sizin kadar çabalamayacak, sizin gibi onların nerede olduğunu hissetmeyecektir. Bunu bir tek siz yapabilirsiniz Ayza hanım, o kıvrak zekanızla, o gülümseyen yüzünüzle siz halledebilirsiniz."

"Ama, ama ortalıkta hiç bir ipucu yok ki Cihat, ben size en azından bir ip ucu yollamıştım."

"Ayza hanım, bir şeyi unutuyorsunuz. Aras bey de en az sizin kadar zekiydi. Siz o resmi göndermeseniz bile Aras bey sizi bulmaya çoktan yaklaşmıştı."

YENİ PATRONUM 2Where stories live. Discover now