YP 2 / BÖLÜM / 2

44.8K 2.4K 221
                                    


"Ayça Hanım uyanıyor."dediğinde duyduğum bir bebek sesi ve bir kaç fısıltıyla gözlerimi bulanık bir şekilde araladım ve alaycı tonda tekrar ettim.

"Demek Ayça Hanım ha?"dedim kafamı alayla diklemeye çalışırken.

Gözlerimi araladığımda kucağında ki Sibel'i sakinleştirmiş ve eline oyuncağını vermişti. Beni gördükten sonra Sibel'i Mert'e verip at kuyruğu yaptığı kahverengi saçlarını arkaya savurdu ve kahkaha atarak yanıma geldi.

"Bir an ben öldürmeden ölmenden korktum."dediğinde boynumda sarılı bir şeyin olduğunu farkettim.

Kanamanın durması için yapılmıştı belli ki.

"Ne fark eder?"

"Şöyle canım. Planlar değişti. Mert, seni bebeklerin doğana kadar öldürmemiz gerektiğini söylüyor. Bebeklerin doğduktan sonra onları Aras'a götüreceğim ve kahraman olacağım. Seni öldüreceğiz ve Mert'in intikamı alınacak. Bir taş da iki kuş..."diyerek ellerini çırptı ve heycanla gülümsedi.

"Bebeklerimi senin gibi birisine emanet edeceğime sen şu odadan çıkmak için arkanı döndüğün saniye kendimi öldürürüm."

Tiksintiyle attığım bakışlara sert bakışlar ve biçimli kalkık kaşlarla cevap verdi ve biraz daha yaklaştı.

"Sanırım Sibel'in iyiliği için bunu yapmazsın."dedi fısıldayarak.

Sonra benden bir adım uzaklaştı ve arkasını dönerek Sibel'i kucağına aldı.

"Hem bu süre zarfı içerisinde Sibel'i yanında tutmayı düşünüyorum. Son aylarını geçirip ona veda edersin."dedikten sonra Mert'e dönüp ona hitaben konuşmaya devam etti.

"Bak ne kadar da vicdanlı bir kızım Mert."diyerek göz kırptı.

Aman tanrım, şu anda görmek istediğim son sahne, onların flörtleşme sahnesiydi. Ayça, sanırım Mert'in bana karşı olan hislerini bilmiyordu. Bilmiyordu ki ona göz kırpıyor ve aynı zamanda Mert'in beni öldürmeme teklifinin arkasında bir hainlik aramıyordu.

Aslında ona söylemek ve erkenden ölerek ondan kurtulmak istiyordum. Hem böylelikle Mert'inde kuyusu kazılacaktı.

Ağzımı açacağım sırada Mert'in susmam gerektiğini söyleyen jest ve mimikleri durdu beni. Kucağında Sibel'le öylece kaç göz işareti yapıyordu.

Göz kırparak 'Ne ayaksın'bakışı attım. Karşılık vermeyip Ayça'nın hala konuşan ve kendi kendine zırvalayan bedenine dönünce bende Ayça'nın konuşmasına odaklandım.

"Ona iyi bakılacak. Ne isteniyorsa verilecek. Sıcak bir evde tutun Mert. Dışarı çıkması kesinlikle yasak. Emre'ye de söyleyin gitsin ve Tufan'dan cinsiyetlerini öğrensin."

Benden öğrenemeyeceğini anlayacak kadar beni tanıyan Ayça'nın hayatımda bana ihanete edebilecek son kişi olduğunu düşünmek beni ürpertiyordu. Son kişi oysa diğerle napsaydı?

Kucağında ağlamaya yüz tutmuş Sibel'i tıpışlayarak susturmay çalışan Mert, Ayça'nın çıkışıyla çocuğu yere koydu ve hemen arkama geçip elimin ve ayaklarımın ipini çözmeye başladı.

"Bu kadar mı değersizim gözünde. Karnından çocukları çekip alındıktan sonra ameliyat masasında bırakalıbilecek, köpekten farksız birisi miyim?"

"Kapa çeneni ve ayaklanmaya çalış. Bu gün kahvaltı bile etmemişsin."

"O köpek Emre mi söyledi sana?"

YENİ PATRONUM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin