YP 2 / BÖLÜM / 25

20.5K 1.6K 252
                                    


Asansörün gelme sesiyle birlikte Kamer'e dönüp içeriye girmesini işaret ettim. Ritüeller yerini bulmalıydı. İçeriye girdiğimizde olabildiğince adama yakın durdum. O bana Aras'ı andıran tek şeydi. Garipti ama öyleydi. O bizim anılarımızın bir parçasını taşıyordu. Ve işin aslına gelecek olursak asansörden ciddi anlamda hala çok korkuyordum, yani onu boşuna asansörcü başı yapmamışlardı. Asansöre bir şey olursa ilk iş onun kafasına vurup 'hadi yap lan şu asansörü' diyecektim.

Cihat yanımda bir yandan bir kaç tane şüpheli ismi sayarken bir yandan da üçüncü kata gelmenin rahatlığıyla sıktığım Kamer'in kolunu bıraktım.

"Cihat dur, bu saydığın isimlerin hiç biri bana aşina gelmiyor. Kim bunlar?"

"Bunlar Aras beyle iş anlaşması yapmak isteyip de Aras bey kabul etmeyince bizi tehdit eden firmalar efendim."

"Peki bu dediğin kişilerle iş yapmak için görüştüğünüz tarihleri bana sıralayabilir misin?"

Kafasını onaylarca sallayıp kağıda baktı.

"Ama bunun için şirkete gidip dökümlere bakmam gerek. Hiç birinin tarihi aklımda değil."

"Peki işlerimiz bitince yollayacağım seni."

310 nolu kapıdan içeriye girince bir an duraksadım. Ortalık hala bırakıldığı gibiydi. Polis olay yeri olduğu için kapıyı ve odanın çevresini karantina altına almıştı. Yatakta ki kan lekesi sanki hala ilk günkü tazeliğini koruyordu.

"Cihat, eşyaların Aras da olduğunu söylemiştin değil mi?"

"Evet tam da şu çekmecenin üzerindeydi."

"Eşyalarıda alıp giden birisi acemidir. Yaz Ayça'ya artı bir puan."

"Neden?"dedi cırtlak bir sesle.

Kaşlarımı çatıp ona döndüm.

"Çünkü o acemiliği bir tek o yapabilir. Hatta hastaneden adam kaçırma salaklığını da bir tek Ayça yapabilir. Hatta Aras'ı kaçırmak gibi bir hatayı yalnızca onlar yapabilir."

İçeriye baktığımda beynimde bir boşluk hissettim. Düşünmem gereken, aklıma gelmesi gereken bir şeyler vardı sanki. Ama bir türlü gelmiyordu aklıma.

"Ayza hanım. İçeriye girebilmek için izin belgesi alayım mı?"

"Evet, sen bu izin belgesi midir her nedir git onu al ben de içeriyi inceleyeyim."

"Fakat Ayza hanım belge olmadan..."

"Cihat ne diyorsam onu yap. Vakit yok ve Aras ile Sibel günlerdir, hatta belki de haftalardır orada bir yerde beni bekliyorlar."

Gözlerime biraz korkak biraz da üzgün bir bakış attıktan sonra uzaklaştı.

Karantina amaçlı çekilen kağıt parçalarının altından attım kendimi içeriye.

"Hadi ama Aras... Bana bir şeyler bırakmış olmalısın. Sen, sen zeki bir erkeksin. Kaçıralacağını anladığın anda bırakmış olmalısın. Bana bir çocuk ayakkabısından daha fazla şeyler bırakmış olmalısın."diye mırıldandım etrafı incelerken.

Dolabın içlerine, çekmeceye, yatak altına, çarşaf altına her yere bakmıştım. Hiç bir iz yoktu. Bir kaç kan damlası ve bir çocuk ayakkabısı.

Cihat soluk soluğa elinde bir kaç kağıtla gelip içeriye girdi.

Ben ortalıkta dolaşırken arkamdan gelip kağıtları uzattı.

"Buyrun Ayza hanım."

Elimin tersini göstererek onda kalmasını istedim. Şu anda yerlere odaklanmıştım. Halının şekline, yorganın fırlatılmasına.

YENİ PATRONUM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin