YP 2 / BÖLÜM / 5

30.6K 1.8K 121
                                    

Resme son bir kez baktıktan sonra en büyük ayrıntıyı unutmuştum. Eğer ön tarafta bir aile resmi olmasaydı bütün dikkatler ev resmine gidecekti ve bu ev olduğu anlaşılacaktı. Göbeği şişen bir kadın, ufak bir çocuk ve bir de bir erkek çizdikten sonra şaheserime son bir kez baktım.

Resmi çizme işi bittikten sonra başka bir kağıttan ufak bir parça aldım ve üzerine SENİ ÇOK ÖZLEDİK. BUL BİZİ. BU EVDEYİZ. yazdım.

Gözlerimden akan bir kaç damla yaşa Sibel'in "Baba."diye seslenmesi de eşlik edince kendime hakim olamadım. Deli gibi özlüyordum, kokusunu, bağırışını, geceleri göbeğime sarılıp yatışını, bensiz yapamayacağını...

En çok da bensiz yapamayacağını bilmek zoruma gidiyor aslında. Acaba şimdi ne yapıyordur? Nerededir? Hangi parfümü sıkmış, hangi yemeği yemiştir? O haremi onu nasıl kesiyordur şimdi.

Aklıma gelen düşüncelerden çıkmam gerektiğini düşündüm. Hamileydim, büyük stres altındaydım, bir de bunları düşünüp ikizlerime zarar veremezdim.

Elime aldığım beyaz elektrik bandından bir parça kopartıp, seni çok özledik, bul bizi, bu evdeyiz, diye yazdığım kağıdı resmin arkasına yerleştirdim ve bant ile yapıştırdım. Belli oluyordu, lakin resmi dörde katlayıp bandı yapıştırdığım kısmı katların içine saklarsam asla anlaşılmazdı.

Hem böylelikle resmi neden çizdiğimi anlayacaktı. İşimi garantiye almıştım.

RESİM ÇİZİLDİKTEN BİR KAÇ GÜN SONRA

"Mert nereye gidiyorsun?"

Ceketini üzerine geçirmek üzereyken bana döndü.

"Ayça çağırıyor, işlerimiz var."

"Ha, selam söyle. Ve ona de ki buradan çıktığım zaman yapacağım ilk iş onu öldürmek olacak."

Alayla gülümsedi.

"Başka bir emriniz matmazel."

Emre'nin geleceğinden tam olarak emin olmam gerekti. Yoksa o resim yanlışlıkla başkasının eline geçebilirdi.

"Evet var, mümkünse kapıyı açık bırakıp da git. Hazır bu gün kimse yokken biz de kaçalım."

"Kimsenin olmayacağını kim söyledi."deyip bana döndü ve elini arkasına götürüp kapıyı ardına kadar açtı. Arkasına bile bakmadan konuştu.

"Bak işte kapı gibi Emre'miz var bizim."

Orada Emre'nin olduğunu bildiğini adım gibi bilmeme olmama rağmen şaşırmış ve hüzünlü bir kız taklidi yaptım. Az önce Mert bilmese bile gizlice onun telefon konuşmasına şahit olmuştum. Emre'yi çağırıyordu. Planım tıkırında işliyordu. Sadece Sibel'in doğru zamanda odaya girmesi gerekti.

E, oyun oynayacaksak yeteneklerimizi sergilemek gerekliydi.

"Akıllı dur Ayza, Emre'ye zorluk çıkartma olur mu?"

"Başka bir emriniz matmazel."dedim iğneleyerek. Emre'nin hafif gülmesiyle arkamı döndüm.

"Benimle alay geçerek eline herhangi bir şey geçmiş olmuyor Ayza."

"Bu kadar çok emin olma. En azından kendimden biraz da olsa soğutabiliyorum seni."

"Bunun için daha üst bir performans sergilemek zorundasın."deyip kapıyı sertçe kapattı.

Kapatılan kapıyla beraber irkilmeme rağmen kendimi hemen toparlayıp Emre'ye yöneldim ve sırıtmaya başladım.

"Neden sırıtıyorsunuz Ayza hanım."

YENİ PATRONUM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin