-105-

6.1K 259 52
                                    

Bir anlığına unutup, "Kiminle tanışacağım?" diye sorduğumda Zayn bana sırıttı. "Göreceksin." demişti. "Ve onu çok seveceksin." Kim olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Birazda meraklanmıştım. Yine moralimi bozacak bir olay olmamasını diledim. Ayrıca, biz Zayn ile konuşurken kapının çaldığınıda duymamıştım.

Ama salona girip, ortalıkta kıkırdayarak koşan minik bir kız çocuğu gördüğümde kiminle tanışacağımı hatırladım. Bunu kendim istememe rağmen, nasıl unutabilmiştim ki? Danielle yüzünden, diye düşündüm kendi kendime. O karşıma çıktı ve keyifle geldiğim bu yerde moralimi alt üste etti. Bir de Zayn ile konuşmamız vardı. Tüm dikkatım dağılmıştı. Lux ile tanışacağımı unutmuştum.

Sarı saçları vardı. İki yandan örülmüştü. O kadar sevimliydi ki, karnımda ki ufaklığın kız olmasını istedim. Saçları uzadığında onları örmeyi, banyo yaptıktan sonra onları taramayı diledim. Aslında cinsiyetinin ne olduğunun benim için bir önemi yoktu. Sağlıklı olmasını herşeyden çok istiyordum. Ama bir kızımız olursa, onunla beraber alışverişe çıktığımızı, beraber dolaştığımızı, beraber kuaföre gidip, Louis için evde yemek hazırladığımızı hayal ettim.

Beni tüm bu hayallerimden gerçek hayata döndüren Lou'du. Altına bu sefer siyah yırtık bir pantolon giymişti. Gri saçlarını tepeden topuz yapmış, kahküllerini serbest bırakmıştı. Beni tekrardan gördüğüne sevindiğini söyledi. Bende aynı şekilde karşılık verdim. Ve bana küçük bir kucaklama verdi. Ardından beni Lux ile tanıştırdı. Lou, onu yanına çağırdığında tam gelmek için adım atacağı sırada, beni yanında gördüğünden gelmekten vazgeçti. Her çocuk, karşısında yeni gördüğü birinden çekinir diye hatırlattım kendime. Onada öyle olmuştu.

Harry, bu konuda çok aptal olduğumuzu söyleyerek kendi tecrübelerini göz önüne sermişti. Lux'ı yanına çağırmış ve büyük ellerini onun beline sararak kucağına kaldırmıştı. Ardından benide yanına çağırmış, koltukta yanına oturmamı söylemişti. Dediği yapıp yanına oturduğumda Lux, yüzünü Harry'nin boynuna gömdü. Bu çok hoşuma gitmişti. Harry'nin ne kadar sevimli bir baba olacağını düşündüm.

"Bak onun karnında bir bebek var Lux." dedi Harry. İki yaşındaki çocuğa bunu söyleyerek ne anlatmaya çalıştığını bilmiyordum. Birşey demedim. Sadece Harry'nin yaptığı şeyi izledim. Elini karnıma koydu. O sırada Lux, başını Harry'nin boynundan çekerek bana baktı. Ona gülümsedim. O baş parmağını ağzına sokup benden bir kez daha utandı. Tanrım, onu ısırma isteğimi bastırmak zor geliyordu.

"Ellemek ister misin?" diye sordu Harry. Lux, bakışlarını ona çevirip bir kez başını salladı.

"Harry, dostum o çocuk orada neyin olduğunu nasıl anlayacak?" Herkes, Louis'nin dediğini onaylarken Harry, "Bana güvenin." dedi. Ardından Lux'ı kucağına oturttu. Zaten ne olduysa ondan sonra oldu. Lux, öne doğru eğilerek, elini Harry'nin elinin yanına koydu. Sonra bana bakarak kıkırdamaya başladı. "Bebek." dedi garip bir şekilde. Konuşmayı, yeni yeni öğrendiği belli oluyordu. "Bebek." diyerek Harry onayladı onu. Gülümsememe engel olamamam normal miydi bilmiyorum ama kendimi mutlu hissediyordum. Başımı kaldırıp, kocama baktım. O da benim gibi gülümsüyordu. Ellerini karnının üzerinde birleştirmiş, gülümserken küçülen gözleriyle bizi izliyordu. Ona baktığımı anladığında, yüzündeki gülümsemeyi sonlandırmıştı. Ardından ağzını oynatarak bana "Seni seviyorum." demişti.

"Bende seni seviyorum." dedim.

**

Saat beşe doğru gelirken stüdyodan ayrıldık. Normalde bugün, işleri olmamasına rağmen çocuklar sırf beni Lux ile tanıştırmak için stüdyoda buluşmuşlardı. Bar ortamı, Lux için biraz zorlu geçiyormuş ve stüdyonun en uygun yer olduğuna karar vermişler. Ve bunu düşünebilmelerine sevinmiştim. Sonuçta onlar beş şapşaldı.

Impossible is nothing.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin