-41-

12K 221 8
                                    

Birinci resimdeki kız Becky ve onun kıyafetleri, ikincisi de Alicia'nın kıyafeti. 

Multimedyada ki şarkıyla okuyun.

Birkaç gün sonra balo var ve ben hala evde oturmuş film izliyorum. Okulda ki herkes bütün hazırlıklarını tamamlamış olmalı. Kesinlikle. Çünkü onlar yıllardır bugünü bekliyorlarmış gibiler. Benim bir kıyafetim bile yok. Nasıl bir şey istediğimi de düşünmedim. Zaten şu son birkaç haftadır bütün olaylar üst üste gelmişti. Kendimi hiçbir zaman balo için hazırlık yaparken düşünmemiştim, ki hala da düşünmüyorum. Ama Louis ve Becky yarım saattir başımda beni alışverişe çıkarmak için zırvalıyorlardı. Ben patlamış mısırım ve filmim ile şuan gerçekten çok mutluydum. Anlamadığım Lou'nun bu kadar çok ısrar etmesi. Erkekler böyle şeylerden nefret etmez miydi? Benim bildiğim ederler. Alışveriş kızlar için. Ama Louis bu durumda benden istekli!

“Başımdan defolmanız için beş dakikanız var!” diye bağırdım bir avuç dolusu mısırı ağzıma atarken.

Becky umutsızca başını sallarken Louis önümdeki mısır tabağını sehpaya bırakıp beni kucağına aldı. Ne olduğunu bile anlamadan beni odama, giyinmek için çıkardı. Dolabımdan birkaç parça kıyafeti yatağın üzerine fırlattıktan sonra giyinmem için bekledi.

“Neden bunu yapmak zorundayız?”

Sıkıntıyla nefesimi üflerken Louis alayca sırıttı. “Çünkü mezun oluyorsun.”

“Ah bu seni neden bu kadar ilgilendiriyor Lou?”

Omuz silkti. “Aslında ilgilendirmiyor. Ama bende kıyafetini seçmek için yardımcı olmak istiyorum.”

“Tek neden bu mu?”

“Kesinlikle.”

Ona gözlerimi devirirken yatağın üstüne bıraktığı tişörtü başımdan geçirdim. Ardından kot pantolonumu bacaklarımdan geçirdikten sonra aynanın karşısına geçip saçlarımı düzelttim. Dolabımın yanındaki çantamı da aldıktan sonra Lou'nun beni aşağıya sürüklemesine izin verdim.

Alışveriş merkezine giderken düşündüğüm tek şey Jeremy'di. Onu Eleanor'dan ayırma planlarım tamamen suya düşmüştü. Onu istemediğimi binlerce kez dile getirmiş ama başarılı olamamıştım. Onun hayatına karışma gibi bir yetkimin olmadığını yüzüme vura vura söylemişti. Neredeyse birbirimize girecekken Louis bu işe bir son vermemizi istemişti. Jeremy'i sert bir şekilde uyarmıştı. O kızla istiyorsa çıkabileceğini ama bu konuda dikkatli olması gerektiğini söylemişti. Jeremy başta buna biraz şaşırsa da hemen ardından Lou'ya bir sorun olmayacağını söylemişti. Aptallık. Eleanor'un olduğu her yerde sorun vardır.

Düşüncelerimi dağıtan geldik sesiyle arabadan indim. Sabahtan beri istekli olmadığım şu kıyafet bakma işi şimdi beni heyecanlandırmıştı. Mezun oluyordum. Lanet okuldan kurtuluyordum. Üniversite işi olana kadar, büyük ihtimalle Louis ile annem ve Troy'un yanına, Paris'e gidecektik. Şimdi düşününce bu konu biraz olsun beni rahatlatmıştı. Eleanor'dan uzakta olacaktım. Yani tehditlerini düşününce. Açıkcası bu durum günlerdir içimi yiyor. Kimseye de anlatamıyorum. Özelliklede Lou'ya. Çünkü sonuçları pek iyi olmayacak.

“Buradan başlayalım.” 


Becky kolumdan çekiştirerek beni ilk mağazaya soktu. Ama buradan içeri girince pek benim tarzım olan şeylerin bulunmadığı söylemeliyim. Birkaç dakika sonra Becky bunu anlamış ve beni mağazadan geri çıkarmıştı.

Louis ile el ele yürüyorduk. Tanrım. İlk defa. İnanamıyorum.

Elini elime kenetleyince biraz panik ve şaşkınlık içine girdim ama bu çok uzun sürmedi. Gözleri küçülürcesine gülümseyince bu duyguların yerini mutluluk ve heyecan almıştı. Ben Louis ile böyle gezeceğimizi hiçbir zaman düşünmemiştim. Ama şuan bütün o düşünceler kafamdan uçup gitmişti.

Impossible is nothing.Where stories live. Discover now