-53-

10.8K 229 16
                                    

Multimedyadaki şarkıyla okuyun xx

Sürprizleri her zaman severim. Tabi gelen hediye olursa bu daha çok hoşuma giderdi. Ama sertçe yumruklanan otel kapısını açtığımızda karşımızda gördüğümüz kişi kollarını alay edercesine açıp 'sürpriz çifte kumrular' deyip içeri dalarsa, bu hayatımda gördüğüm en iğrenç sürpriz olur. Burada kaldığımızı nereden ya da nasıl öğrendi bilmiyorum ama burayı hangi yüzle geldiğini merak etmiyorum değil. Hayatımızı boka çevirdiği yetmezmiş ya da bizi ayırmaya çalışmıyormuş gibi karşımıza hangi akılla geldiğini de düşünüyorum. Yediği dayak yetmemişti anlaşılan.

I never want to play the games that people play 

İnsanların oynadığı oyunları asla oynamak istemedim 

I never want to hear the things they gotta say 

Söylediklerini asla duymak istemedim 

“Orospu çocuğu.” dedi Louis dişlerini sıkarak. “Jeremy.”

“Ah Lou bu yakıştırmaya bir türlü alışamadım.” dedi alay edercesine.

O içeri geçip yatağın karşısındaki koltuğa otururken ben Lou'ya biraz daha sokuldum. O da durumu anlamış ve beni kolunun altına alıp sıkıca sarmıştı. Ardından alnıma bir öpücük kondurup, gözlerini Jeremy'e çevirmişti.

“Yeni eviniz güzelmiş çocuklar.” dedi sırıtmaya devam ederken.

Kendimi öldürme isteği duyuyorum.

“Buraya hangi yüzle gelebiliyorsun Jeremy?” bir an durdum ve her zaman söylemek istediğim o kelimeyi söyledim. “Ya da orospu çocuğu?”

“Jeremy'i tercih ederim ufaklık.” Koltuktan kalkıp cam kenarına geçti. “Acınacak bir halde olduğunuzu düşünüp, yardıma ihtiyacınız var mı diye bakmaya geldim.”

Bu çocuk nasıl bir beyine sahip.

“Senden yardım isteyen kim lanet olası?” diye bağırdım.

Omuz silkti. “Kimse ufaklık. Sadece düşündüm.”

“Bizi nasıl buldun?”

“Yapma güzelim. Senin ve o yanındaki herif hakkında bilmediğim bir şey yok. İsterseniz hangi seks pozisyonlarını uyguladığınızı bile söyleyebilirim.”

Benim şaşkınlık açılan ağzım ve gözlerimle beraber Lou'nun omzuma attığı eli gittikçe sıkılaşıyordu. Bu oldukça canımı acıtmış olsa da bunu ona belli etmemiştim. Oldukça sinirlenmişti. Buna eminim.

Jeremy'nin nasıl bir insan, hatta benim üvey kardeşim olup olmadığına bile emini değilim.

Pekala, aldığı intikan neyine yetmemişti de bunları bilecek kadar içimize girmişti.

Orospu çocuğu.

Hatta bütün küfürler, çünkü hepsini hakediyor.

“Niye geldin?” diye tısladı Louis benden ayrılarak.

“Dedim ya Lou sizin nasıl olduğunuz görmek için.”

“Yalan söyleme!”

“Uslu çocuk ol Louis.”

“Jeremy, ya burdan defolup gidersin-”

“Ya da kovar mısın William?”

“Seni or-”

“Yeter!” diye bağırdım en sonunda. Hangi ara ağladığımı bilmiyorum ama yanağımdan süzülmeye başlayan damlalar ağladığımın belirtisiydi. Artık atışmalarına sabrım kalmamıştı. Hayatımızı mahvettiği yetmezmiş gibi bir de karşımızda hiçbir şey olmamış gibi nasıl dikilebiliyordu. Yaptıkları yetmiyor muydu? Babamın bizim yüzümüzden intihar etmesini onun ağzından bile duymuşken, hala beni suçlaması, benimle alay etmesi canımı yakıyordu.

I never wanted to live a lie 

Bir yalanı yaşamayı asla istemedim 

“Git Jeremy.” diye mırıldandım. “Bizden intikamını aldığın yetmedi mi? Üvey kardeşin olsam bile bunları nasıl yapabildiğini aklım almıyor. Üstelik babamla yıllarca görüşmeyen benim. Beni bir kez olsun aramamış olan babamın benim yüzümden intihar etmesi benim suçum mu Jer? Tüm bunlar bilsem, hatta senin varlığından haberim olsa bile sana yardım etmeyeceğimi mi sanıyordun? Burada bir suçlu varsa o ben değilim Jeremy. Benim tek suçum ne biliyor musun? Aşık olmak. Ve sen tek bir mesajla bunu mahvettin. Aşık olduğum adamı kaybetmedim ama annemi kaybettim. Ve sen bunun ne demek olduğunu iyi bilirsin öyle değil mi? Annen nerede Jeremy? Onun sana ihtiyacı yok mu kardeşim? Onun yanına git ve ona destek ol. Seni hiç merak etmiyor mu? Ya da onu da al ve buraya gel. Onunla konuşabilirim. Yıllarca onu görmediğimizi, hatta telefonda bile konuşmadığımızı ona söyleyebilirim. Bana inanır öyle değil mi? Benden haberi var mı peki Jeremy? Elbette vardır. Ondan benim adıma özür dile olur mu? Bir suçum yok ama sen yinede dile. Babamın adilikleri yüzünden sizin hayatınızı mahveden biz değiliz. Ne yaptıysa o yaptı Jeremy beni anlıyor musun? Sana yemin ederim ki, olanlardan habeirm olsaydı yanında olurdum. Seni asla bırakmazdım. Çü-çünkü ne olursa olsun benim kanımdansın ve benim kardeşimsin Jeremy. Bana bunu yapmış olsanda sen benim kardeşimsin.”

Tükenmiştim. Cümlelerim, kelimelerim, gözyaşlarım hepsi tükenmişti.

Ben artık tükenmiştim.

Daha fazla olayı kaldıracak halim yoktu.

Dizlerimin üzerine, yere düştüğümde biraz olsun rahatlamıştım. Gözlerim yanıyordu. Kızardıklarına emindim. Başımı hafifçe kaldırdığımda bana bakan iki çift gözle karşılaştım.

Louis gözleri dolmuş bir şekilde beni izlerken, Jeremy bana bakıp ağlıyordu. Keşke bunları bana baştan anlatıp, hiçbir kötü olay yaşamadan önce benden yardım isteseydi ya da başka bir şey yapsaydı.

Ama hayatımı mahvetmiş olan mesajı hiç atmasaydı.

“Alicia.” dedi biraz daha bana yaklaşarak.

“Git.” diyebildim sadece.

Bana birkaç adım daha yaklaşırken, Louis önüme geçip onu durdurdu.

“Onu duydun Jeremy. Şimdi git. Ve yaptığın hataları düşünüp kendinden nefret et.”

Sırtımı yatağa yaslayıp dizlerimi kendime çektiğimde duyduğum tek ses kapının hızla çarpıp kapandığıydı.

Ve gördüğüm tek şey de karşıma oturmuş ve bana gülümseyen bir çift mavi gözdü.

“Biliyor musun sevgilim?” diye sordu. “Sen çok güçlü bir kızsın. Benden de güçlüsün. Herşeye rağmen ayakta durabiliyorsun. Bense seni mutlu etmek için çabalayan aptal herifin tekiyim.” dedi.

Başımı hayır anlamında salladım. “Sende benimle güçlü kalabilen bitanecik erkeğimsin Louis. Biz birbirimize bir söz vermiştik biliyorsun.”

Başıyla onayladı. “Biliyorum.”

“Ve ben bir söz verdiysem bundan asla dönmem. Güçlü olmak zorundaydım, çünkü yanımda sen varsın. Güçlü olmak zorundayım çünkü önümüzde daha yaşamamız gereken bir hayat var.” diye mırıldandım. “Beraber yaşamamız gereken.”

“Sana aşığım Alicia. Sana deli gibi aşığım bebeğim.”

“Bende öyle.” diyerek gülümsedim. “Bende sana aşığım Tommo.” 

If loving you with all my hearts a crime 

Seni tüm kalbimle sevmem bir suçsa 

I'm Guilty 

Ben Suçluyum

Impossible is nothing.Where stories live. Discover now