-24-

12.5K 251 29
                                    

    Bunun burada ne işi vardı bilmiyorum. Ama şuan sinirlerim bin katına çıkmıştı. Bana pişkin pişkin sırıtmasıda cabası. Neyin havasında bilmiyorum ama şuan Molly'e yaptığımın aynısını Eleanor'a yapmak için atağa geçmiş durumdayım. Aslında yapmak için hazırlanıyordum, Harry'nin elleri benim kolumu kavrayana kadar. 

"Harry ve Alicia geldi." diye bağırdı. 

Sevimli gözükmeye çalışıyordu. Ama değil. Benim için hiç bir zaman öyle olmayacak. Harry gözlerini baka dikmiş sakin olmamı söyleyen bir ifade takınmıştı. Şuan neden böyle bir şey yaptığımı da anlamadığına eminim. Büyük ihtimal bardaki olaydan dolayı olduğunu düşünüyordur. İçeri girdiğimizde çocukların hepsi koltuklara yayılmıştı. Danielle'de -hiç şaşırmadım- buradaydı. Liam'ın yanına oturmuş, başını da  omzuna yaslamıştı. Zayn beni görünce oturduğu yerden kalktı ve sarıldı. Bunu hiç beklemediğimi söyleyebilirim. Benden ayrılıp Harry ile selamlaştılar. Gözlerimi onlardan ayırıp Eleanor'a baktım. Kollarını göğsünde birleştirmiş gözleriyle birini izliyordu. Karşısına bakınca Louis olduğunu anladım. Ama Louis onu umursamıyor, gözleri dikkatle bana bakıyordu. Bir eli çenesinde ki sakalları okşuyor, diğer eli koltuğun üzerinde yumruk şeklinde duruyordu. Gözleri bir bana bir Zayn ile konuşan Harry'e bakıyordu. 

Gözleri tekrar bana döndüğünde başımı salladım. Bir şey demek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi. Sinirini çıkarmak istediğini biliyordum. Ama şuan burada değil, bunun evde olacağına eminim. Çocukların hepsiyle selamlaştıktan sonra Lou'nun yanına gidip koltuğun kenarına oturdum. Kolumu koltuğun üstüne dayadım. Lou başta ne yaptığımı anlamaya çalışır gibi bana baktı, ardından gözleri sabah ki gibi bacaklarıma kaydı. Başımı kaldırdığımda Eleanor'un dikkatli bir şekilde bizi izlediğini gördüm. Ona ne var anlamında başımı sallayınca gözlerinin çevirip Danielle ile konuşmaya başladı. 

Ardından Danielle'nin gözleri benim üzerime kaydı. Tamam bu kadarı yeter. Oturduğum yerden kalkıp yanlarına yaklaştım. 

"Bir sorun mu varsa yüzüme söyleyin kızlar."

İçimde oluşan cesarete sıçayım.


Salondaki konuşmalar kesilmiş, herkes ne yaptığımı anlama çalışıyor gibiydi. 

"Bi-birşey yok." diye kekeledi Danielle. 
"Sana sormadım." 

Sakinim.. Sakinim.. 

Liam'ın dili tutulmuştu. Gülmemek için zor tutuyordum kendimi. Şuan kendimi hiç olmadığım kadar ciddi ve hırslı hissediyordum. Eleanor sadece susuyor, bir bana bir Lou'ya bakıyordu. 

"Cevap Lou'nun yüzünde yazmıyor Eleanor." 

Tek kaşımı kaldırdım. Bunu her zaman sevmişimdir!

"Danielle'nin de dediği gibi bir şey yok." 
"Güzel." 

Topuklarımın üstünde dönüp eski oturduğum yere, Lou'nun yanına geçtim. Kolumu tekrar koltuğun üstüne dayadım ve Lou'nun dikmiş olduğu saçlarıyla onaydım. Bu onun her zaman hoşuna gitmiştir. Şuan da da gittiğine eminim. Huysuzca yerinde kıpırdandı. Sonra çenesini okşadığı elini bacaklarımın üstüne koydu. 

Yutkundum.

Suratında ne bir gülümseme, ne bir tebessüm ne de bir mimik hareketi vardı. İfadesizdi. Endişelenmeye başlamalı mıyım bilmiyorum. Harry ile sık sık göze göze geliyoruz. Ama Louis zaten durumdan şüpheli olduğu için kafamı hemen çeviriyorum. Bana tercih yaptırmayın. Ciddiyim yapamam. Ne Lou'yu seçerim ne de Harry'i. 

İkisinin yeri bende çok ayrı. Benden böyle bir şeyi düşünmeyi bile beklemeyin. 

Louis, o benim tatmadığım bir çok duyguyu tatmamı sağlamıştı. Sevgilimdi, abimdi. Abi kısmını pek tercih etmesem de dışarıdan öyleydi ve bir süre sonra bunu kabullenmeye başlamıştım. Birlikte olmamız belki çok saçma ama birbirimizi seviyoruz. Bu ilişkide tek değilim. Herşeyin üstesinden beraber geleceğimize de eminim. 

Harry, o da benim için yıllardır bulamadığım arkadaşım gibi. Bana karşı olan duygularını biliyorum. Bunları görmezden gelmek bazen beni kötü yapsa da olması gereken buydu. Kendimi kötü hissettiğimde kendimi onun yanında buluyordum. Beni eğlendirecek şeyler buluyordu. Sevimliydi. Bir gülüşü ile içinizi aydınlatacak kadar saftı. En azından bana karşı. 

Bu yüzden bir seçim yapmamı benden istemeyin. Eğer ikisi birbirlerine girerse kendimi hiç bir zaman affetmem. Ve ikisinden de olabildiğince uzak kalmaya çalışırım. Ama bunun olmayacağını biliyorum. Çünkü onlar bu grupta en iyi anlaşan kişiler. Birbirlerine bakışları bile farklı. 


"Ben acıktım." diye gelen sesle düşüncelerimden sıyrılıp sesin geldiği yöne baktım. Niall, oturduğu yerden kalkmış ellerini beline yerleştirmişti. Zayn ve Harry'de onu onayladıktan sonra yemek yemeğe karar verdik. 


Klasik olarak; Pizza.


Sevmediğimden değil ama bu ortamlarda bir klasik vardır. Yemek her zaman pizza, oynalınan oyun şişe çevirmecedir. Bu hiç bir zaman değişmez. O zaman diğer klasiği de ben başlatmalıyım. 


"Şişe çevirmece oynayalım." diye mırıldandım. 


Salondaki her kafadan onaylama sesi çıkınca ortadaki sehpaya doluştuk. Danielle ve Eleanor sadece izlemek istediklerini söyleyip geri çekildiler. İsabet olmuş. 

Yanımda Niall ve Zayn, karşımda Louis -bunu bilerek yaptığına eminim-, Onun yanında Harry, Harry'nin yanında da Liam oturuyordu. Danielle mutfaktan getirdiği şişeyi Liam'a uzatıp, Eleanor'un yanına koltuğa oturdu. 

"Ben başlıyorum." 

Louis, Liam'ın elinden şişeyi kaptığı gibi ortaya yerleştirdi. "Kapak tarafı soru, arka tarafı cevap." 
Hepimiz onaylarcasına başımızı salladık.  Louis şişeyi çevirdiğinde heyecandan bacaklarımı sallamaya başladım. Louis tek bir bakışıyla bana durmamı işaret etti ve bende dediğini yaptım. Artık bakışlarından bir şeyleri anladığımı söylemiştim.

Soru tarafı Liam'a cevap kısmı Niall'a gelmişti. 

Niall düşünmeden "Doğruluk." dedi. 

"Bize en son kiminle beraber olduğunu söyle dostum."  dedi Liam. 
Bütün bakışlarımız ona çevrildiğinde utandığını fark ettim. Yanakları kıpkırmızı olmuştu!
"Bunu size söylemeyeceğim."
"Oyunu kurallarına göre oyna Neil." diye söylendi Lou. Demek ona öyle sesleniyordu. 
"Karşı komşumuz." dedi Niall. Hepsinin ağızları açık kaldı. Bu konuya kesinlikle uzaktım. 
"Dostum bana şaka yapıyorum de." Harry hala şaşkınlıkla yüzünü eliyle kapattı. 
Niall başını hayır anlamında sallayıp öne eğdi. "Çok fazla sarhoştum ve benden yararlanmış. Ne yapabilirim. Zaten hatırlamıyorum. Sadece uyandığımda çıplaktım." 
Çocuklar gülmelerine engel olamamıştı. Bu kızın eve gittiğimizde kim olduğunu Lou'dan öğrenmeliydim. 
Niall önündeki şişeyi verdi ve soru kısmı Harry'e cevap kısmı bana geldi. Bakışlarım anında Lou'ya kaydı. Tepkisizdi. Sadece gözlerimin içine bakıyordu. 

"Doğruluk." dedim. 

Harry bir süre düşündükten sonra "Kaç kişiyle yattın?" diye sordu. Şaşırmadım çünkü her oyunda bu soruyu soran biri çıkardı. Bütün gözler bana dönmüştü. Louis hala dikkatlica bana bakıyordu. 

"İki." dedim. 

Zayn'in ağzından garip bir ses çıktı. 
"İki mi?" diye sordu.
Başımla onayladım. "Oradan sürtük gibi mi duruyorum?" 
"Hayır yanlış anladın. Ben sadece şaşırdım. Çünkü güzel kızsın Alicia. Eminim seni elde etmek isteyen bir sürü erkek vardır." 

Kızarıyorum..

"Teşekkür ederim Zaynie. Ama her önüme gelen erkekle yatacak değilim." 

Zayn bana gülümseyip önüne döndü. Başkalarının bir şey demesine izin vermeden şişeyi çevirdim. Bu sefer Zayn soruyor, Louis cevaplıyordu. 

"Cesaretlik." dedi.

"Eleanor ile beraber şuradaki küçük odaya girin." dedi. "Bir dakika boyunca." 

Bunlar beni deli etmeye mi çalışıyorlar? Çünkü şuan bütün sinirlerim birbirine karışmış bir şekildeydi. Kalbimin hızını anlatamıyorum bile. Kalp krizi geçirirsem yeridir. Louis gözlerini benden çevirip Zayn'i başıyla onayladı. Eleanor büyük bir sevinçle arkasından gidiyordu. 

Aptallar. 

Birbirinizi becerinde rahatlayın. 


Danielle'de bu işe sevinmiş gibi sırıtıyordu. Gerçekten mi? 

"İyi iş çıkardın Zayn." dedi gülümsemeye devam ederken. 

İyi iş mi çıkardı? Bunlar ikisini barıştırmaya mı çalışıyorlardı. Nasıl bir yere düştüm ben. Zaten ne olmasını bekliyordum ki. Ben onun kardeşiyim. Ona karışamam. Onlar eski sevgili ve barıştırmak istiyorlar. Hepsi bu. 

Sakin ol Alicia.. Sakin ol.. 
Louis yapmaz..
Yapamaz..
Çünkü sevgilisi benim..


Kimi kandırıyorum. Kendimi bile kandıramıyorum şuan. Çünkü çocuklar 3-2-1 diye saymayı bitirmiş ve kapıyı açmışlardı. Gördüğüm manzara tamda tahmin ettiğim gibiydi. 

Louis kollarını Eleanor'a sarmış, Eleanor'da kollarını boynuna dolamıştı. 
Öpüşüyorlardı.
Kapı açıldıktan sonra bile. 


Beni öldürün. Çünkü bu manzaraya katlanamıyorum. 


Çocuklardan gelen uğultudan sonra kendilerine gelmişler ve anında Louis ondan geri çekilmişti. Yaptığını farkında bile değildi. Gözleri benimle buluştu. Gözleriyle özür diliyordu. 


Cehenneme git Tomlinson.


Gelip yerine oturduktan sonra şişeyi çevirdi. Liam soru soran, ben de cevap veren kişiydim. Tam ağzımı açacakken kapı çaldı. 


Niall ellerini sevinçle çarpıp "Pizza." diye bağırdı. Yerinden kalkıp pizzayı almaya gittiğinde Lou'ya baktım. Gözlerinde ki ifadesizlik devam ederken başını hafifçe sağa sola salladı. Bense bir an orta parmağımı gösterdim ve indirdim. Evet bunu yaptım. Yaptığım gibide gözlerimi kapıdan giren Niall'a çevirdim. Pizzaları açıp masaya dizdi. 

"Şu tur bitsin yeriz. Buraya gel Nialler." diye seslendi Liam.

Niall sıkıntıyla nefesini üfledi ve tekrar eski yerine oturdu. 

"Cesaret." dedim Lou'ya bakarak. 

Liam elini çenesine koyup bir süre bekledi. Gözleri bir bana bir Harry'e kayıyordu. 
Gerçekten mi? 

"Öpüşün." dedi Harry ve beni göstererek. 

İkimizde aynı anda "Ne?" diye bağırdık. 

"Öpüşün. Bir dakikanız var. Odaya girmeden." 

Zayn sırıttı, arkasından Liam ve sonra kızlar. Bu bize kurulmuş bir komplo mu? Bu her neyse fazla can sıkmaya başlamıştı. Tamam Harry ile daha önce öpüşmüş olabilirim ama şimdi öyle değildik ki. Kahretsin. 

Ben niye böyle şeyler düşünüyorum ki? Daha demin Lou'nun yaptıkları neydi. Harry'i öpeceğim. Ve Lou yaptıklarına kesinlikle pişman olacaktı. Biliyorum. 

"Ah hadi ama çocuklar. Açlıktan ölüyorum. Öpüşün ve bitsin şu oyun!" diye yakındı Niall. 

Louis, kaskatı kesilmişti. Sırıttım.
İntikam böyle bir şey bebeğim diye geçirdim içimden. 
Sanki dediğimi duymuş gibi gözlerini bana dikip başını iki yana salladı. Umursamadım. Harry oturduğu yerden kalkıp elini bana uzattı. Onun yanına doğru geldim. Gözlerimin içine bakıp emin misin? bakışı yolladı. Gözlerimi onaylarcasına açıp kapadım. 

Bir adım daha atıp bana yaklaştı. Ellerini belime koyup eğildi. 
Bir süre sonra dudaklarını dudaklarımın üzerinde hisettim. 
Bu bir dakika bana bir saat gibi gelmişti. Beni hiç bırakmak istemiyor gibi öpüyordu. Karşılık vermemden cesaret almış olacak ki dili ağzımda dolanıyordu. Dudakları gerildi. Güldüğünü hissetmiştim. Bir dakika bitmiş ve biz birbirimizden ayrılmıştık.  

İçimden tek düşündüğüm şey intikamımın bedelinin çok ağır olacağıydı. 

Impossible is nothing.Where stories live. Discover now