-98-

7.9K 274 46
                                    

"Yine gidiyorsun." dedim. Gülümseyerek başını salladı. "Bu sefer temelli gidiyorum." Vücudumdaki her noktanın acıdığını hissediyordum. "Neden?" diye sordum zorlukla. Ellerimi biraz daha sıktı. "Biz artık, biz olamıyoruz. Sen beni affetmiyor, işimi daha çok zorlaştırıyorsun. Bense yanında durarak sana daha çok acı çektiriyorum." Gözümden akan bir damla yaşı elimin tersiyle sildim. "Tek neden bu mu? Bebeğimiz ne olacak?"

Omuz silkti. "Kendi başının çaresine bakabilirsin. Sen güçlü bir kızsın." Parmağının tersiyle yanağımı okşadı. "Belki bir süre acı çekeriz ama sonrasında herşey düzelir. İnan bana. Bensiz daha mutlu olursun. Hem kendini baskı altında hissetmezsin. Beni affetmene gerek kalacak bir durum yok."

"Saçmalıyorsun."

"Hayır Alicia, saçmalamıyorum. Olması gerekeni yapıyorum."

"Kaçıp gitmek ne kadar kolay değil mi?"

"Evet, kesinlikle öyle." Gülümsedi. Eğilip yanağıma bir öpücük kondurdu. "Kendine iyi bak."

"Senden nefret ediyorum."

"Biliyorum."

"Neden her seferinde bunu yapıyorsun?"

"Kendin dedin. Kaçıp gitmek her zaman en kolay yol."

"Seni affetseydim ne olacaktı?"

"Bilmiyorum. Belki herşey daha iyi olurdu."

"Sırf sana bunu söylemediğim için beni yine bırakıyorsun!"

"Acı çekiyoruz Alicia. Başka çarem yok."

"Hayır var." diye bağırdım. "Ama sen buna izin vermiyorsun!"

"Benim için en kolayı bu." Yerdeki bavulu aldı ve kapıya doğru ilerledi.

"Sen adi herifin tekisin." diye tısladım. "Eve bir daha dönme."

"Dönmeyeceğim, buna emin olabilirsin. İkimiz böyle daha mutlu olacağız."

"Seni hiçbir zaman affetmeyeceğim."

"Biliyorum. Ama gerçekler bunlar."

"Senin gerçeklerin, bizim değil."

"Evet, öyle."

Kapıyı açtı ve dışarı çıktı. "Yaptıkların için teşekkür ederim sevgilim, sen başıma gelen en güzel şeydin. Bebeğimize dikkat et." Gülümseyerek kapıyı kapattı. Ve ben orada öylece kalakaldım. Ben, bebeğim ve gözyaşlarımla beraber orada, kapının ardından bakakaldım.

"Senden nefret ediyorum!"

Bağırarak uyandım. Ve hala deli gibi ağlıyordum. Yatakta dikleşerek, bacaklarımı kendime çektim. "Senden nefret ediyorum!" Hıçkırdım. Rüya olması, canımın yandığı gerçeğini değiştirmiyordu. Boktan bir durumdu. Sağ tarafıma baktım. Boştu. Gerçekten gitmiş olabilir miydi? Sonra, Lou'nun dün gece kanepede uyuduğunu hatırladım.

"Alicia!" Kapının hızla açılmasıyla irkildim ve aceleyle gözyaşlarımı sildim. "Bebeğim." Yanıma oturdu. Önüne gelen saçları kulağımın arkasına itti ve eğilerek yüzüme baktı. "İyi misin?"

Başımı yana çevirdim. Ona bakarsam, ağır laflar edebilirdim.

"İyiyim." dedim zorlukla. Bu rüya, berbattı. Tüm bu şeylerin üzerine bunu görmem beni daha da mahvetmişti. Kalbim acıyor gibiydi. "Bana bak." Elini çeneme yerleştirdi ve ona bakmamı sağladı. Üzerinin çıplak olduğunu yeni fark etmiştim. "Bana kızgın olduğun, senin ne sorunun olduğunu öğrenmeme engel değil." Kaşlarını çatmıştı.

Impossible is nothing.Where stories live. Discover now