Impossible is nothing.

-88-

Louis ile -değişik- ve zevkli olarak geçen bir sabahın ardından, yemek yemek için akşam dışarı çıktık. Canım gerçekten deli gibi Mc Donald's istemişti. Lou'yu başta ikna edememiştim. En az yarım saat kadar, bana onun zararlarını anlatmıştı. Saçmalık. Bize zarar vereceğini düşünüyordu. Umrumda değildi. Bir kerelikten ne olabilir ki? En iyi savunmamdı, ben hamileyim. Çünkü canım ne isterse bana onu yedirmek zorundaydı. O götürmese bile gider kendim yerdim. Ve bu zerre umrumda olmazdı. Çabalarım sonucu, başarmıştım. Mc Donald's'a gelmiş ve afiyetle yemeğimizi yemiştik. Doymak bilmiyordum. Kendimi doydurmakta zorlanıyordum. Louis en az beş kez yavaş diye uyadığını hatırlıyorum.

"Doymak bilmiyorsun." diyerek gözlerimin içine baktı. Sinsice. Ne demekti bu?

"Çünkü açım, seni ahmak." dedim ağzımdakileri yutmaya çalışarak.

"Bende açım." Ne yapmaya çalışıyordu?

"Yemeğini bitirdin, doymadıysan bir tane daha al o zaman."

"Yemeğe aç değilim, Alicia."

Ha?

"Louis!"

Ah!

Kahkaha attı. Ağzımdakiler yutup, öne eğilerek kafasına vurdum. Çakma, Christian Grey bozuntusu.

Başını ovalayarak bana baktı. Bu bakıştan ciddi anlamda hoşlanmamıştım. Seni istiyorum, hemen, şimdi, burada bakışı. "Bana öyle bakmayı kes! Azgın herifin teki olmanı sevmiyorum."

"Seni böyle etkilediğimi hatırlamıyorsun sanırım?"

Öksürdüm. "Hah! Sen mi etkiledin beni?"

Göz kırptı.

"Defol Lou! Peşimde kuyruk gibi gezen sendin."

"Çünkü, benim olmak zorundaydın."

Sırıttım. "Şuan senin olduğum için, böyle imalı laflar etmeyi kes!"

"Eninde sonunda böyle olacaktı zaten güzelim."

Kaşlarımı çattım. "Gerizekalı herif. Doydum kalkalım."

"Neye doydun Alicia?" Yine.aynı.bakış. Beni etkilemeye mi çalışıyordu?

Sandalyemden kalkıp yanına ilerledim ve kulağına eğildim. "Yemeğe doydum William. Bana öyle bakmayı kes. Çünkü seninle burada seks yapmayacağım. Hakkını kullandın."

Kot ceketimi alıp, dışarı çıktım. Arabanın yanına ilerleyip Lou'nun gelmesini bekledim.

Yanıma gelip "Arabayı kullanmak ister misin?" diye sordu. Başımla onayladım. Anahtarları attı. Havada yakalayıp, içimde yaşadığım çocuksu sevinçle sürücü koltuğuna yerleştim.

"Bugün için teşekkür ederim." dedi ben arabayı çalıştırırken.

"Neden, ne yaptım ki?"

"Bana daha önce yapılmayan, seksi bir şey yaptığın için, beni hiç olmadığım kadar zevke getirdiğin için, benim olduğun için, bebeğimin annesi olduğun için," Derin bir nefes aldı. "Teşekkür ederim bebeğim."

Bu kadar çekici olmak zorunda mıydı?

"Seni mutlu etmeyi seviyorum Tommo." Ona bakmasamda gülümsediğini biliyordum. Bir anda elini bacaklarımın arasına koydu. İrkildim. Kızardığımı ve alev gibi olduğumu hissettim.

"Sadece, önüne bak güzelim."

Başımı hızlıca aşağı yukarı salladım. Ne yapmak istediğini gerçekten anlayamıyordum.