Kerem'in ayakta camın önünde kendisine arkası dönük olduğunu gördüğünde yavaşça ilerledi ve kokusunu hissere arkasından ona sarılarak ellerini göğüslerinin üzerine koyup başını da yasladı. Kerem karısını hissederken gülümsedi ve kısa bir süre bekleyip ellerinden tutarak önüne çekti nazikçe. Zeynep kocasının yüzü ile karşılaşırken oda aydınlanmıştı. Kerem karısının yüzünü elleri arasına almış doymasada uzun süre bakmış okşamıştı. Ardından uzanıp dudaklarını kendine hapsederek öpmeye başlamıştı. Zeynep onun beline sarılırken iyice yaklaşmış ve özlem ile karşılık vermeye başlamıştı. Kerem de yüzünü şefkatle bırakıp kollarını beline sardığında ileri gitmeden gözlerini araladı ve dudaklarını istemesede kocasından çekti. Ancak hiç uzaklaşmamıştı. Gözleri kocası ile birleşirken dudaklarını birbirine bastırdı. Nasıl söyleyeceğini bilmiyordu.

Kerem bunu anlarken yeniden karısının yüzünü okşadı ve sordu şefkatli sesi ile.

_ Güzelim bir şey mi oldu?

Zeynep bir süre ona bakıp beklerken ardından sessizce konuştu.

_ Kerem, benim sana bir şey söylemem lazım.

_ Tamam güzelim söyle. Dinliyorum.

Kerem onu bekliyordu. Çekinecek birşey yoktu herşeyi söyleyebilirdi karısı. Herşeyi paylaşıp anlatabilirdi.

_ Kerem...

_ Güzelim...

Zeynep neyi nasıl söyleyeceğini düşünmeden hissederek girdi lafa.

_ Biz hiç hatırlamak istemesekte talihsiz bir şekilde canımızı kaybettik. Biz çok büyük bir acı yaşadık. İstemeyerek vazgeçtik bebeğimizden. Üstüne hiç birşey koyamadık. Yerine uzun süre hiç birşey sığdıramadık, hâlâ da sığdıramıyoruz. Hâlâ bahsettikçe içimizde acı yükseliyor. Belki kızımız belki oğlumuz olacaktı. Ben senin tıpkı Yağmur da olduğu gibi telaşını, şaşkınlığını görecektim. Doğduğunda küçükken kucağına alacağın anı görecektim. İkinci kez babalık heyecanını görecektim. Görüyordum da zaten. Sen mükemmel bir babasın Kerem. Bizim bebeğimiz bizi istemeyerek bıraktı.

Bunları söylerken yeri geldi kelimeleri boğazında düğümlendi, nefesi kayboldu, acısı tazelenip canını yaktı. Her ikisininde. Gözlerin de ki yağmur yağmaya başladı yavaştan. Bu hiç unutmayacakları acı o an korkusuzca nüksetmişti. Acıtmıştı. Ağrıtmıştı. İçini parçalara bölmüştü. Kerem acısını en derinden yaşarken karısının gözünden düşen yaş nedeniyle dişlerini sıkıyordu. Acısı katlanıyordu böyle olunca. Ama neden şuan da bunu söylediğini bilmiyordu çünkü Zeynep böyle bahsetmezdi. Acının kollarında hissederek paylaşırdı. Kollarından destek alarak. Ona soracakken Zeynep derin bir nefes aldı ve Kerem'in o an beynini durduracak şekilde yüzündeki kocasının elini alıp hemen karnına yerleştirdi ve kendi elini üstüne koydu. Beklentili gözlerine baktı buruk gülümsemesi ile.

_ Kerem bizim bebeğimiz, meleğimiz geri geldi.

Heyecanla bunu söylerken kocasının tepkisini bekledi. Kerem önce eline bakarken ardından karısının sözleri ile ona bakıp kalmıştı. İçinde öyle duygular yükselmişti ki gösteremediği. Kalmıştı öyle. Karısının yüzüne bakıp kalmıştı. Bebeğimiz geri geldi demişti. Bu, bu yeniden bir bebekleri olacak demekti. Algıları açılmaya başlarken yüzüne gülümseme bir geliyor, bir gidiyordu. Gözü eline kayarken heyecanla karısına yaklaşmıştı.

_ H-hamile misin güzelim? Ha? Hamile misin?

Zeynep onun parlayan gözlerine bakarken hemen gülümseyerek mutlulukla başını salladı ve onayladı.

_ Hamileyim Kerem. Hamileyim, bizim bir bebeğimiz daha olacak.

Kerem sevinç dolu şekilde kocaman gülümserken eline yeniden bakıp ardından hızlıca karısını kendine çekti ve sıkıca sardı onu. Gözleri dolmuştu. Sıkıca sarıp saçlarını öptü. Ardından yüzüne bakıp yanağını dudağını öptü.

YENİ BİR HAYAT (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin