_Nasılsınız? 

_ İyiyiz. Daha iyi olacağız.

Yağmur bir an suçlu bir ifadeyle başını eğip elleri ile oynamaya başlamıştı. 

_ Zeynep... Ben aslında gelip gelmemek arasında çok kararsız kaldım. Seni üzmek asla istemem. Çok kısa bir zamanda kötü bir olay yaşadın. Sana yeniden hatırlatmak istemezdim. Ne kadar zor ve ağır bir durum olduğunu tahmin edebiliyorum. Şimdide böyle gözünün önünde....

Zeynep onu dinlerken aslında hatırladığı şeylerin geri dönüşü olmadığını ve Yağmurun asla kötülük düşünmediğini çok ama çok iyi biliyordu. O bunları düşünüp kendini üzmemeliydi. Uzaklaşmamalıydı. Daha fazla devam ettirmeden yavaşça kesti lafını.

_ Yağmur....

Yağmur dolu gözleri ile başını kaldırırken Zeynep Kerem'in elini bıraktı ve yanından kalkarak Yağmurun yanına oturdu.  Bir eli ile elini tutarken bir elini iyice büyümüş olan karnına yerleştirdi. Karnını okşarken dolu gözlerine baktı ve şefkatle konuştu.

_ Böyle düşünme. Nolur. Bu beni çok üzer. Hiç bir şeyin nedeni sen değilsin ki kendini suçlu hissetme lütfen.  Bu inan beni çok üzer. Hem sen kendini böyle şeyler düşünerek yormamalısın. Bak biliyorsun bebekler hisseder. Duyar. Anlar. Sen kendini suçlarsan hem beni hem kendini hemde yiğenimi üzersin.  Seni görmek bana kötü şeyler hatırlatmaz inan. Çünkü eğer öyle olsaydı asla aynaya bakamazdım. Aksine seni gördükçe daha mutlu olurum. Bak Duygu sana ne diyor; Teyze. E senin bebeğinde aramızda geldiğinde bana  teyze diyecek. Ben eğer kötü düşünürsem onun güzel yüzüne, senin güzel yüzüne nasıl bakarım. Gerçekten zor bir durum... Ama bizim bebeğimiz hep bizimle. Biz onu yok saymıyoruz ki. Sayamayızda. Bizim bebeğimiz hep bizim yanımızda. Biz onun varlığını hep hissediyoruz. Sende kötü düşünme olur mu? Kendini yorma. Sen benim için çok değerlisin. Ve tabii yiğenimde.

Zeynep onun gözlerine en samimi şekilde bakıp en samimi sesiyle konuştu.  Zaten o hep samimi ve içtendi. Kimse için kötülük istemezdi ki. İçinde buna dair birşey yatmıyordu. Kerem diyordu işte; melek. Daha büyük bir açıklaması olamazdı.

Bunu Yağmurda biliyordu. Bunu onu tanıyan herkes biliyordu. Zeynep elinin altındaki karnını okşarken Yağmurun elini sıkmıştı.
Yağmur dolan gözlerini geri itmeye çalışırken hemen uzandı ve sıkıca sarıldı Zeynep'e. Zeynep hemen ona karşılık vererek sıkıca sarıldı.
Gözleri kocası ile buluştuğunda bir sürü duygu görüyordu. Kerem ona hayran hayran bakıyordu. Konuşmasına gözlerine sözlerine... Herşeyine hayrandı. Göz göze geldiğinde kalkıp sarılıp öpmemek için çok zor tuttu kendini. Sadece  hafifçe gülümsedi karısına. Ondan karşılık alırken daha çok istekleri arttı. Sarılma isteği,  öpme isteği....

_ Sende benim için çok değerlisin Zeynep.  İnan. Çok hemde.  Çok şey söyledin gösterdin bana. Herşeyle ilgili. Öylede yapmaya devam ediyorsun.  Edeceğini de biliyorum.  İçim senin yanında öyle  rahat ki. Çocuğumu gözüm kapalı eline verebileceğim, güvenebileceğim tek insansın. Zaten teyzesin, anne yarısı. O kadar iyi yüreklisin ki... Ben senin yerinde olsam böyle olamazdım. Böyle anlayışlı olamazdı.  Ama sen çok farklısın. Seni tanıdığım için hayatımda bu kadar önemli bir yerin olduğu o kadar şanlı o kadar mutluyum ki anlatamam.

_Bende çok mutluyum. Seni Canı tanıdığıma öyle mutluyum ki hemde.  Bende çok şanslıyım inan. Hem daha çok şey göstereceğiz birbirimize.  Çok şey öğreneceğiz.

Yağmur  ondan yavaşça ayrıldı ve iki elini tuttu. Gözlerine gülümseyerek mutlulukla baktı. 

_ 6.Ayımıza giriyoruz. Hâlâ kendini göstermedi biliyor musun?  Konuşamadık seninle. Doktorum bu durumun az rastlanıldığını ama herhangi bir sorun teşkil etmediğini söyledi.  Sadece kendini saklıyormuş. Yarın kontrol var umarım artık gösterir kendini. Çok şey yapmak istiyor insan ama bilemeyince şaşırıyor. Sende yarın gelir misin bizimle? Sözün vardı.

Zeynep onun değişen ruh halinden çok iyi anlıyordu. Hamilelik herşeyi alt üst edebiliyordu. Ama onun  moralinin yerinr gelmesine daha iyi hissetmesine böyle istekte bulunmasına çok sevinmişti. 

_ Gelirim tabi. Çok isterim hemde. Yaramaz gösterir belki bu sefer kendini.

Yağmur çok sevinirken ellerini birbirine vurdu sevinçle.

_ Umarım!

Ortam biraz daha yumuşarken Zeynep ona genişçe gülümseyerek yandan sarılmıştı. Öyle tatlıydı ki Yağmur.  Çok içtendi. Hamilelikten dolayı olan bu şeyler de onu daha tatlı yapıyordu. İkiside diğer tarafa döndüklerinde kocalarının hayran bakışlarını gördüler. Zeynep Kerem'e gülümserken belli belirsiz onun anlayacağı şekilde öpücük atarak  iyi olduğunu gösterdi. Kerem ona göz kırparken bacaklarında ki baskı ile başını oraya çevirdi.  Kızını görürken hemen bacaklarını araladı ve onu iki bacağı arasına aldı. Kızına bakıp ona da gülümseyerek göz kırptı. Duygu utanarak başını babasının karnının üzerine koydu.  Kerem ona gülümserken saçlarını okşadı ve eğilip öptü.

Duygu bir süre sonra başını biraz  kaldırıp babasına gülümsedi ve kazağının iki tarafından tutarak onun kucağına çıkmak istedi. Kerem onun isteği ile karışmazken  Duygu kazağından kendini yukarı çekip ayaklarını üzerine atmaya çalışıyordu. Bir iki boş denemeden sonra yılmadı ve eşit derecede hem kendini hemde bacağını çekerek babasının üzerine çıktı. Kendiside bu yaptığına bir an şaşırıp beklesede ardından çığlık atıp ellerini birbirine vurdu ve babasının boynuna atladı. 

Kerem ona gülerken mutlulukla küçük bedenini sarmaladı ve bir elini kızının ensesine götürüp kendine iyice çekerek öptü kokladı.
Etraftakilerde hayran bir şekilde onları izlerken Can lafa girdi.

_ Tam olarak babasının kızı. Kusura bakma Zeynepciğim ama resmen Kerem'in kız ve küçük hali karşımda.

Zeynep dudaklarını birbirine bastırıp ona hak vererek salladı ve bunu dile getirdi hemen.

_ Kesinlikle katılıyorum Can. Aynısı. Tıpkısı. Hareketler, istekler, yeri geldiğinde itiraz etmeler; hepsi Kerem. Bir insan hiç mi annesine çekmez. Herşeyi aynı babası. 

Kerem buna gülerken kızını daha da kendine çekmişti. Bunu biliyordu.  Kızının kendine benzediğini biliyordu ve bundan inanılmaz şekilde mutluluk ve gurur duyuyordu. Öyle güzel birşeydi ki bu. Hep de böyle olsun istiyordu. Karısına geri döndüğünde ise kalbini ısıtan sözler döküldü dudaklarından.  

_ Benziyor güzelim. Saçları sana benziyor,  bakışları sana benziyor,  gülüşü sana benziyor,  gözleri sana benziyor, iyiliği, güzelliği sana benziyor.  Senin gibi kızımız yani melek gibi. 

Zeynep bunları herkesin içinde duymaktan utanırken yanaklarının ısındığını hissetti. Gözleri kocasından ayrılmazken hafif pembeleşen yanakları ile dinlemişti onu. 

_ Bu da bizim Kerem'in göremediğimiz yanları işte.

Yağmur yine Zeynep'in özel hissetmesini sağlarken ikisininde aşkının güzelliğine baktı. Bir süre onlar birbirine bakarken hatırladığı şeyi söyledi.

_ Aa aklıma geldi şimdi Ales' lerin tüm şirket sahipleri ve eşleri ile yapacağı daveti biliyorsunuz değil mi?

Kerem böyle bir şey hatırlamadığı kaşlarını çatmıştı. Onun bilmediğini bilen Can hemen açıklık getirdi olaya.

_Sen bilmiyorsun Kerem. Şirkete senin adına da davetiye gelmişti. Sen uğrayamadığın için görmedin. Ales' ler  Yağmurun dediği gibi bir organizasyon yapıyorlar.

_ Yarın şirkete uğrayacağım o zaman bakarım bende.

_ Ama mutlaka geliyorsunuz değil mi?  Koskoca Sayer Holding'in sahibisin. Kerem Sayersin. E eşin de Zeynep Sayer.  Siz zaten en değerli davetlilerisiniz. Zamanında az iş yapmadınız onlarla.

Yağmur bunları söyleyip önce Kerem'e ardından Zeynep'e dönmüş ve beklenti ile bakmıştı. Zeynep bu tür şeyleri pek bilmediğinden omzunu indirip kaldırdı dudaklarını büzerken.

_ Bilmiyorum,  ben çok yabancıyım bu tür şeylere. Kerem'in kararı.

Zeynep bakışlarına kocasına çevirdiğinde Kerem doğrulup kızını daha da yerleştirmişti kucağına ve gözlerini karısından çekmeden erkeksi sesi ile cevap verdi.

_ Tabiki de gideceğiz.  Önemli bir gece madem sizlerde bizde orada olacağız......................

YENİ BİR HAYAT (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin