Kerem yeniden eğilip gülümseyen dudaklarını yerleştirdi dudaklarını. Eli kocasının ensesini okşarken hormonların ne kadar çabuk devreye girdiğini hissetti. Böyle birşeyin olduğuna inanamadı bir an. Ensesindeki eli çıplak göğsüne inerken durdu o an ve yutkunduktan sonra kocasına baktı.

_ Hamile bir kadının hormonlarıyla oynuyorsun. Bak hiç iyi değil.

Kerem buna kahkaha attığında Zeynep de istemeden gülmüştü. Ama öyleydi ve kerem üstüne geliyordu. Kocasını göğsünden ittirdi ve ona arkasını döndü.

_Komik de değil ayrıca. Hamileyim ben ve sende inadına yapıyorsun. Çok ayıp.

Kerem hâlâ gülerken başını yastığa yaslamış elinin tersini dudaklarının üzerine koymuştu. En sonunda gülümsemesi sessize dönerken başını karısına çevirdi ve ardından hemen ona yaklaşıp sıkıca sardı kolları ile. Saçlarını bir kenara doğru nazikçe çekip ensesini öptü.

_ E söylemen iyi oldu güzelim.

Zeynep gülen dudaklarını ensesinde hissederken kendisi de dudaklarını birbirine bastırdı ve elini vurmak için arkaya attığında kocası yavaşça tutup dudaklarına götürmüş ve ardında karnının üzerine yerleştirmişti kendi eli ile birlikte.

_ Kötü birşey demedim güzelim. İyi ki söyledin dedim.

_ Yaa tabi, senin onun altına koyduğun anlamları ben çok iyi çözüyorum hayatım.

_ Hiç farkında değilim valla.

_ Hıhı, eminim. Sen böyle şeylerin inatla üstüne gidiyorsun kocacığım.

_ Giderim tabi, karım değil misin sen benim? Karımsın. Hem seni böyle kızdırıp küstürmek hoşuma gidiyor.

_ Bir gün tam küsersem görürsün.

Kerem ona gülüp yeniden öptü ensesini.

_ Ama ben küstürsemde barıştığımız zamanları da seviyorum.

Yine onun kalbine açılan yolu bulurken dudaklarını boynuna doğru götürdü.

_ Kerem kendini koltukta sırtın tutularak uyurken bulmak istermisin, canım?

Kerem bir an dursada ardından devam etti ve onun üstüne eğilirken dudaklarını buldu. Ayrıldığında baktı gülümseyen yüzü ile.

_ Kıyabilir misin ki?

_Bilemiyorum valla olabilir.

Kerem ona emin misin der gibi tek kaşını kaldırdığında Zeynep gülüp ensesinde yeniden kendine çekti ve öpmeye başladı onu. Elbette Kıyamazdı.

******

Doktora gidecekleri için her zamanki gibi çok mutlulardı. Sadece Duygu ikisi birden evden çıkınca huysuzlanmıştı. İçleri el vermesede mecburen çıkmışlardı evden. Ona dayanamıyorlardı ama yinede hastaneye götürmek istemiyorlardı.

Kerem doktorun her hareketine bakarken bir yandan da karısı ile ilgileniyordu. Onun bir ihtiyacı olursa doktordan önce müdahale etmeye çalışıyordu. Zaten bakışlarıyla birşeyi karşı tarafa rahatça anlatabiliyordu. Bebeklerinin durumunun iyi olduğunu öğrendiklerinde çok mutlu ve rahatlamış hissetmişlerdi.

Bunun mutluluğu ve rahatlığıyla binmişlerdi arabaya. Hava kapalı olsada yağmur yağmayacak gibiydi ve Zeynep bu havanın tadını çıkarmak istemişti. Nefes almak istemişti. Kerem'e bunu söylediğinde o da onaylamış ve arabayı kenara çektiğinde inmişlerdi. Hemen elleri birleşirken yürümeye başlamışlardı. Zeynep karşıda pamuk şeker gördüğünde hemen canının çekmesiyle Kerem'e dönmüştü.

_ Kerem şuan bebeğimiz içeriden bana pamuk şeker alın bana diye bağırıyor. Hastaneden çıktık ya canı çekti heralde.

Kerem ona dönerken mutlulukla gülümsedi ve başını elleri arasına alıp alnını öptükten sonra karnını okşadı.

_ Peki, alalım bakalım.

_ Bak şurda satıyorlar.

Kerem hevesle gösterdiği yere bakıp gülümseye devam ederken elini sıktı ve oraya gittiklerinde hemen alıp ona verdi. Zeynep hemen paketi açmaya çalışsada becerememişti. Kerem onun elinden yavaşça alıp açtı ve yanında duran çöpe poşeti attıktan sonra karısına uzattı. Zeynep gülümseyerek elinden aldıktan sonra hemen birsz kopartıp yedi. Onunla duramayıp gelen istekle daha fazla yerken Kerem mutlulukla izliyordu.

Elini dudağına götürdü ve bulaşan şekeri sildi yavaşça. Zeynep başını kaldırıp ona bakınca güldü.

_ Çok canı çekmiş.

_ Bebeğimizin mi? Senin çekmedi mi güzelim?

_ Yani işte bir parçada benim çekmiş olabilir tabi. Kerem doyamıyorum resmen.

Yeniden bir parça yemeye başlarken Kerem ona bir manzaraya bakar gibi bakıyordu. Zaten onun manzarası karısı kızı ve gelecek bebekleriydi. Onu böyle birşeyler isteyerek yerken mutlulukla yerken görünce dünyalar onun oluyor, hava aydınlanıyordu.

O aydınlanan hava kulak yakıcı, kuşların bağıran sesini duyduran bir ses ile kapkara olmuştu. Yeniden herşey kararmış sanki tüm kara bulutlar onların üzerine çökmüştü. Bu ses ikisininde bir an gözlerini kapayıp açmasını sağlarken açtıkları zaman bulutları ağlatmaya başlamıştı. Sesi gibi o can alıcı gücüyle de yerleşmişti yerine, kurşun......................

YENİ BİR HAYAT (TAMAMLANDI)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz