Yatağa uzanmamla  dün Ege'nin verdiği telefon çalmaya başladı Allah'im o ses öyle açıktı ki birde zil sesi vardı bando çalıyordu sanki mehteran geciti  vardi evde istemsiz  dudağım kıvrıldı ve acıyla irkildim. 
Dilsizim ben sağır değil  Demi.

Telefonu kapatıp mesaj bölümüne girdim.
"Beni araman anlamsız değil mi sencede  birsey sormak ve cevabını almak istiyorsan mesaj at " yazıp yolladım.
" üzgünüm  dedi 10 dk geliyorum haber vereyim dedim " yazmıştı niye geliyordu ki bu şimdi ah tabi ya alışveriş ne diyecektim şimdi ağır dayak yedim gelemem mi herşeyden önce  gururum izin vermezdi be.

"Bugün çıkamayacağım evde de kimse yok " yazıp yolladım.

" çok geçmeden sokak da araba sesi duydum o kadar işlek bir sokak değildi öyle habire bi araba sesi duyulmazdı  sokakta genelde tek katlı evlerin olduğu bir mahalley di burası bir dursun amcanın 131 'ı vardı onunda sesini tüm mahalle tanirdi  zaten. Kapıda konuşma sesleri geliyordu
" hoş geldin Ege oğlum " diyen annemin sesiydi.

"Hoş bulduk ben Gururu alacaktım dün konuşmuştuk ya "

" Evet ama gurur biraz rahatsız yarın cikarsaniz daha iyi olur"

" peki tamam diyerek gitmişti "  annem onu içeri davet etmemişti nede o Gururu göreyim  dememişti.

Ben yatağa kendimí yatağa bırakırken telefona gelen bip sesiyle telefonu elime   alıp  baktım 

" neyin var yazmıştı "

Duymuştum kapıdaki konuşmayı bir kaç morluk,  kaşımda  bir yarık ,  dudağımda  bir morluk var diymesemde  beni merak etmesi hoşuma gitmişti.

"Bir şeyim  yok kırgınım  sadece " yalan olmayan bir yalan yazmıştım işte kırgınım  hayata anneme kaderime kırgınım yalan değil di ya en nefret ettiğim şey yalandı  bu hayatta  her seye tahammül  eden ben yalana tahammül edemiyordum ne büyük ironi..

Bugün odamdan  hiç çıkmadım  benim yanımada  kimse gelmedi öğleden  sonra annem elinde bir tepsi ve üstünde bir kaseyle  geldi içinden gelen tarhana kokusu burnuma dolunca acıktığımı  anladım. Başımı  kaldırıp annemin yüzüne bakınca kızgınlığını gördüm  umutsuzluğunu çaresizliğini  gördüm  elinde ki  çorbası bana uzatırken yüZüme bakamayışını gördüm. Çorbayı  alıp içtim. Tepsiyi ona uzatırken 
" Gurur "diye çıkan cılız sesiyle bana bakıyordu.

Ama ben onunla konuşmaya hazır değildim arkamı ona dönüp yorganı başıma kadar çektim. Bu benim için konuşmak istemiyorum diyebilmekti. Ya da öyle yaptığımı  zannetmekti. 

Yatak çöktü annem yatağa oturup  elini yorganın üstüne  koydu.

"Konuşmak isterdim herşey geçecek yaralarin geçecek iyi olacağız mutlu olacağız demek isterdim ama bu evde bu mümkün değil o yüzden evden ve git bu evden...... "

" annemin beni teselli edecek cümleleri bile yoktu ne acı değilmi  göz yaşlarımı  tutamayıp  ağlamaya  başladım  ağlarken uyuya kalmışım...

İnsan mutluyken koşup oynar içi içine sığmaz ya mutsuz iken de tam tersi oluyor demek eli kolu kırık olmasa bile mutluluk kanatları kırılıyor bu da kalbe ağırlık veriyor demek ki öyle bir uyumuşum  ki uyandığım da sabah ezanı okuyordu . Beni konuşurken tek duyduğuna inandığım  Allah'in huzuruna çıkmak için yataktan kalkdım zor bela abdest alıp köşede duran seccademi alıp yere serdim. Namaz kılmayak bir nebze acılarımı almıştı. Biraz göz yaşı döküp geri yatağa bıraktım kendimi.  Annemin; 
" Gurur" diye bağırmasıyla uyandım .
Saat 8di ve ben niye bu saatte uyandırılmıştım. Elimi yüzümü   yıkamak için odadan çıkmıştım  ki karşı koridorda  duran Ege gözlerini öfkeyle dikip  bana bakıyordu onu görmemle neremi sağlayacağımı  şaşırdım  südyensiz  göğüslerimi mi?  Giydiğim tshirt yüzünden sadece kıçımı  kapattigi ıçin ortada olan bacaklarımı mı?   Yoksa dayaktan morarmış yüzümü  mü?  Diye aniden düşünerek aniden oda ya geri kaçtım bu saatte evde kimse olmazdı olursa Yekta olur  oda tvnin başında pinekliyor  olurdu.  Bu saatte niye buraya gelmişti  ki of layarak üstümü  değiştirdim.  Bir kot bir tshirt giydim her zamanki gibi ve odadan çıktığımda  annem "hadi kızım  çabuk ol Ege dışarda bekliyor geç kalıyoruz."

Ne oldu nereye gidiyoruz  demi bir açıklama yap lavaboya  girip elimi yüzümü  yıkadım yüzümdeki  izleri kapatmak için makyaj yaptım.

Bu makyaj malzemeleri kadının çirkinliğini değil daha çok kadına yapılan çirkinlikleri kapatmak için erkekler tarafından icat edilmişti kesin. Odadan Çantamı alıp evden çıktım  annem Büyük siyah bir arabanın  arka koltuğuna kurulmuş mahalleye poz veriyordu. Kapıyı kapattım. Kapının senini  duyan annem." Hadi kızım" diye seslendi gözlerini  mahallede gezdirerek. Çok aşağılık bir duyguydu  bence. Yani ben öyle hissettim. 
Ege ön kapıyı açınca  oraya oturmam gerektiğini anladım. Saçlarımla yüzümü  olduğunca kapatmıştım. 24 yaşında dayak yiyen bir genç kız imajı oldukça gurur kırıcıydı hele ki benim gibi adı bile  Gurur  olan biri için  hiç birsey den utanmayan  ben dayak yediğimde utanıyordum.
Böyle zamanlarda konuşamıyor olmak.teselli veriyordu bana en azından neden cevap vermiyorsun  demiyorlardı. Çok geçmeden  çarşıya geldik. Anladığım kadarıyla alışveriş  yapacaktık. Adının  Ela olduğunu  öğrendiğim  kadın yani Ege'nin ikizi  yanındaki  küçük oğluyla gelmişti. Annemle  selamlaşıp benlede sarıldıktan sonra üzülmüş gibi yüZüme baktı. Bende başımı yere eğdim  suçsuz  yere dayak yemiştim.

Ege ikizine dönüp  "mağazaları  daha açmadık  kimse yokken önce  kıyafet işini halledelim "dedi.
Annem " olur oğlum "diyip ağzı kulaklarında onları takip etti. Bende mecburen gidiyordum. Ela abla "Gurur  ne istiyorsan al bak çekinme beğendiğini  al" demişti.  Bir kaç elbise beğendik ben de kabinin yolunu tuttum benimle ilgilensin  diye bizim yukari mahalle komşumuzun  kizi İlayda 'YI çalışmışlardı yıllardır burda çalışıyordu. Bana elbiseler takımlar gösteriyor denemen için  kabinin oraya götürüyordu. Bende sonunda o kabine girmiştim taktığım sütyen öyle  çok canımı yakıyordu  ki. Hemen  bu işkence bitsin diye dua ediyordum . Bütün  kıyafetlerimi  çıkarıp iç çamaşırlarımla  kaldığımda kabinin  kapısı  açıldı Ege içeri girmişti tam elimi kaldırdım tokadı patlatacaktım ki elimi tutup önce yüzümü  sonra bütün  vücudumu  inceledi gözlerinden bana acıdığını  anlaya biliyordum. Kafamı utançla eğip kurtardığım elimle de göğsümü  kapattım. Cebinden bir alet çıkarıp  denemek icin getirdiğim  siyah kumaş  elbiseyeden alarmı çıkarıp etiketi  koparıp  Önce kafamı sonra kolları mı geçirdi. Açıyordu baba hayatımda  bir  assağılık  his daha yaşadım  evleneceğim  adam bana aşk değil acıma  hissediyordu.  Dilsiz olmak böyle bir şeydi işte bütün duygulardan önce acı  hissediyordu bütün  hayatıma girenler. Elimden tutup çekti ce dışarı çıkarken anneme ve kardeşine dönüp biraz işimiz var geliriz siz diğer alınacakları alın diyip beni kolumdan  çekiştire  çekiştire götürüyordu.....

Tutsak edilmiştim  ben kendi içime hapis edilmiştim. Önce ruhum  Tutsak edilmişti  Şimdi bedenim tutsak ediliyordu. Başıma geleceklerden  habersiz gidiyordum Ege tipi bir ceza evine.....






yorumlarınızı  bekliyorum..... 

Şimdi den  ilginize teşekkür ederim.....

DİLSİZ (bitti!)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum