64. bölüm

13.6K 862 16
                                    

"Yeter Fırat yemin ediyorum patliyacagim"

"Söz bu son ne dedi doktor kızım az Kilo almis"

"Off Fırat ya vallahi bunaldim. Doydum diyorum doooyyddumm"

Naciye salonda mutfaktan gelen Dicle ve Fırat'ın konuşmalarını dinleyip gülüyordu.

Son ayıydı Dicle'nin kızlarının gelmesine günler kalmıştı artık. Israrlarına dayanamayıp bir hafta önce Ankara'dan kalkmış gelmişti yanlarına. En çokta Dicle'nin duygu somurulerine dayanamamisti. Bugün birlikte doktora gidip ultrasonda bebeği izlemisler, son durum hakkında bildi almışlardı.

"Gayet iyi gidiyor her şey ama kızımız biraz az Kilo almamis sadece" demişti doktor.

O andan itibaren Fırat'ın çenesi durmuyordu. Deli divane oluyordu hem Dicle için hem Karahan için hem de doğacak kızları için. Şimdi mutfakta Dicle'yi bunaltiyordu.

"Vallahi bir lokma daha dersen kusacagim bu kadar da net söylüyorum bak Firat"

"Tamam aşkım tamam şunu da ye vallahi başka ısrar yok"

Dicle ağzında ki son lokmayı yutup ayağa kalktı.

"Hayir görüyorsun halimi bildiğin balina gibi oldum. Baksana ellerim ayaklarım kocaman oldu"

Fırat halinden memnun olmadığını biliyordu Dicle'nin. Sürekli "çok çirkin oldum" diyip duruyordu.

"Hiç bile benim karım dünyadaki en güzel hamile"

"Beni üzmemek için böyle söylediğini biliyorum kocam. Şişkoyum işte. "

"Gel buraya gelll"

Fırat ellerini uzatıp kendine çekti Dicleyi.

"Sen kocandan ilgi mi bekliyorsun seni şımartsın mi istiyorsun söyle bana?"

Dicle alt dudağını sarkitti gozlerini kirpistirdi.

"Gelll severim seni ben, sirmartirim, okşayip öperim de"

"Firattt!!! İçerde annem varrr"

"Daha bir şey yapmadım ki aşkım? Ne o yoksa bu hadi yukarı çıkalım mi demek?"

"Tabi tabi ben haraket edemiyorken senin derdine bak"

"Valla ben sordum doktora uslu olursanız olur dedi"

"Ya inanmıyorum sana Fırat. Annemle beni çıkartıp onu mu sordun sen?"

"Evet sordum valla. Kızıma bir şey olacak diye yanından geçmeye korkuyorum ama sana dayanmakta zor hele de bu halinle."

"Bu halimle mi?"

"Evet. Sana bir şey itiraf edeyim mi böyle çok seksisin."

"Seksi mi dedin sen?"

Firat isaret parmagini once Dicle'nin dudaklarinda gezdirdi

"Dudakların dolgunlasti"

Parmağı göğüslerine indi

"Göğüslerin irilesti"

Dicle nefesinin kesildiğini hissetti. Şu an mutfak tezgahina yat dese Fırat saniye düşünmezdi heralde. Bu hormon dedikleri şey ne fenaydı.

"Sonra bu leblebi yutmuş solucan halin"

Dicle hayal aleminden uyandı

"Neyim neyim"

"Leblebi yutmuş solucan halin"

Diclenin kaşları çatilmak üzereyken karnını tutup kahkaha atmaya başladı. Onun haline Fırat'ta eşlik etti.

"Bize de soyleyin bakalım nedir bu kadar komik olan?"

Mina ve Tan'ın mutfaga girmesiyle Dicle ve Fırat toparlandılar.

"Bana leblebi yutmuş solucan dedi"

Tan Dicle'yi baştan aşağı süzdü.

"Bence daha iyi bir tanımlama olamazdi"

Mina önce kendine sonra Dicle'ye baktı

"Ben 6 aylık sen 8 aylık hamileyiz ben senden daha sismanim. Allahım ya!!!"

"Olması gereken seninki Mina benim karım kızıma Kilo aldırmamis doktor öyle dedi"

"İyi de Fırat bende gergedan gibiyim"

Tan kolunu attı karısının omzuna

"Gel gergedan aşkım gel otur ayakların ağrir şimdi"

Fırat oturduğu yerden kalktı

"Hadi geçelim salona. Aman Tan ağır vasıtalar önden gitsin ezilmeyelim"

Dicle ellerini beline koydu

"Haha çok komiksin Fırat"

Tan kahkahasinin duyulmamasi için ağzını kapattı.

Mina'nin hamileliği rahat geçiyordu aslında ama ne as ermesi ne kaprisleri bitmek bilmiyordu. Hamilelikle birlikte resmen içinden başka bir kadın çıkmıştı. Hele ilk duydukları an kıyameti koparmışti

"Evliliğinin ilk gecesinde hamile kalan kapıcı karıları gibiyim." Diye saatlerce ağlamıştı.

Tan sevincini ilk bir ay Mina'nin bu travmaları yüzünden içine atmış en sonunda patlamıştı.

"Senin yüzünden baba olacağım için sevinemiyorum bile yeter artık bu şımarıklığın. Anası belli babası belli neyin kafasını yaşıyorsun sen?" Diye bağırıp kapıyı çarpıp çıkınca Mina normal haline hemen dönüvermisti.

"Kesin mi şimdi Can mi olacak adı? "

"Evet kesin kararim. Babasına uygun olsun. Tan ve Can. Siz peki verdiniz mi karar"

"Biliyorsun bizde top Fırat'ta. Karahan'ın adını ben koydum. Şimdi kızımın adını babası koyacak. Sürpriz diyor"

"Hadi bakalım ogrenmemize az kaldı."

"Aynen seneye bu zamanlar oturup seninle gaz, süt, uyku konuşuyor olacagiz"

"Vay be Dicle nereden nereye değil mi?"

"Öyle" dedi Dicle "İyi ki seni dinlememisim o gün Kartalkaya'dan gelmisim"

"Ay benimde aklıma gelmiyor değil bazen. O uyuzla birlikte olsaydın iyhhh."

Yüzünü burusturdu Mina sonra bir sır verir gibi eğildi Diclenin oturduğu tarafa doğru

" Yanlız bir şey söyliyeyim mi sen o gun Kartalkaya'dan inat edip giderek sadece kendi kaderini değil benimkini de değiştirdin. Baksana şunlara ya... Ay ben bu Tan'a her gün daha çok aşık oluyorum"

Kahkaha attı Dicle.

"Tabi tabi adamı hayattan soguttugun günleri unutmadık daha"

"O bir kere benden değil hamilelik sokundandi canim"

"Ya evet biz hamile değiliz sanki"

"Ayy ama Dicle ne tatlıyız böyle ya. Şiş ayaklar, kocaman karinlar."

"Ya ya sorma aynada kendimi taniyamiyorum ben. Korkuyorum Fırat'ın benden sogumasindan"

"Deli mi ne? Adam bir paspas olmuyor ayağının altına. O sert, ketum, keskin Fırat gitti yerine pamuk gibi adam geldi. Demekki keramet dugundeymis"

Dicle masada Tan ile tavla oynayan kocasına baktı. Gerçekten dağlar kadar fark vardı o günlerde şu anın arasında.

"Konuşmayı öğrendik biz. Birbirimizi daha iyi tanıyoruz hergün"

"Ne güzel olduk böyle Dicle. Yanyana evlerde birlikte çocuklarımızı büyüyeceğiz. Ağzımızın tadı hiç bozulmasın insallah"

"Amin Minakim insallah"



DİCLE & FIRAT (Tamamlandi)Where stories live. Discover now