DİCLE & FIRAT (Tamamlandi)

45. bölüm

Yol boyunca Dicle nin ağzını bıçak açmadı. Kendi yasitlariyla onları unutmuştu sanki. Giderken bile dönüp bakmamısti bile annesiyle babasına.

"Hadi ama asma yüzünü okula bıraktık sonuçta" dedi arabasını kullanırken.

"Biliyorum. Biliyorum ama ne biliyim yabancı bir yer. Bir şey ister, bir şey olur ne yapar onu düşünüyorum."

"Ooo iyice psikopata bağlamışsin sen. Onun gibi kaç çocuk vardı orada görmedin mi Dicle. Baksana adam dönüp bakmadı bile yüzümüze."

"Şapşik" dedi Dicle gülerek. Güneş ile başbaşa legolarla oynuyorlardı.

"Kızın yanında bir havalar bir havalar"

"Babası kılıklı" diye mirildandi Dicle.

Sağlam bir kahkaha attı Fırat. "Ne havami gördünüz Dicle Hanim?"

Gülümsedi yine Dicle. "Müdür arkamizdan sağlam gıybet yapmıştır yanliz"

"Niye ki?"

"Cocuk evlilik dışı. Annesiyle babası aynı işyerinde çalışıyor aynı evde yaşıyor. Babasi annesinin patronu. Yani çok rastladigi bir durum olduğunu zannetmiyorum."

"Bence de normal dışı yaşıyoruz. Bir düzene gireceğiz muhakkak daha her şey çok yeni ama ilk adımı attık Karahan için. İyi oldu. Tüm gün yasitlariyla mutlu mutlu vakit geçirecek."

Başını salladı sadece "insallah" dedi Dicle.

Tan çoktan şirkete gelmiş masasında çalışıyordu. Onları görünce ayaklandı. Fırat in ayağını Karahan in okulunu sordu. Herbiri odalarına dağıldılar tekrar.

Dicle masasında ve mail kutusunda biriken dosyalarına girişti hemen. Arada Seher i aradı. Bebeği sordu. Öğle yemeğini çıkmak yerine Dilay in ikram ettiği bisküviden yedi çay eşliğinde. Tan in odasına girmesiyle masadan başını kaldırdı. "Geldiler" dedi tan tedirginlikle.

"Kim geldi?" Dedi Dicle anlamayarak. Tan Fırat in odasına doğru başı yla işaret etti çaktırmadan.

Fırat in odasında Fırat, lenora ve Fırat boylarında biraz daha kalipli bir adam daha vardı. Şu an ayakta dikilip el sıkısıyorlardi. Lenora nin Dicle ye arkası dönüktü. Giydiği el kadar eteği gördükten sonra daha gerisine bakamadı. "İş için mi teşhir için mi geldi anlamadım" dedi homurdanarak.

"Sayende benim yasaklı listemde lenora Diclecigim. Mina sabah arayıp tembihledi kadınla muhattap olunmayacak diye"

Dicle kikirdadi "Aferim benim kıskanç minakima"

"İyi ben bir hoşgeldiniz diyip cikicam sen de gel istersen."

"Yok" dedi Dicle yüzünü burusturarak "Fırat Bey gerek Yok dedi dün akşam. Konussunlar basbasa"

"İyi sen bilirsin" diyerek yan odaya geçti tan.

Göz ucuyla Dicle de Fırat in odasına baktı. Fırat masasında diğerleri önündeki koltuklarda oturuyorlardi. İlk defa şu odanın ses gecirmememesine sinir oldu. O kadın orada otururken ise dönmek zor olacaktı ama başka türlü vakit geçmezdi. Sayfaların arasına geri döndü. Bir kaç dakika sonra masa telefonundan iç hat çaldı.

"Efendim."

Arayan Fırat ti. "Dicle Hanim musaitseniz gelebilirmisiniz?"

Dicle firat in da duyacağı şekilde derin bir nefes aldı "emredersiniz Fırat Bey geliyorum"

Başını kaldırıp Fırat a baktı. Dudağındaki o pis gülümsemeyi görmemek için kör olmak gerekirdi. Yerinden kalkıp dış kapıdan çıktı yine Fırat in dış kapısından içeri girdi.