24. bölüm

14.1K 970 14
                                    

Dicle yüreği ağzında yavaşça geriye döndü.

"Fırat.. yani Fırat Bey"

Dipdibeydiler. Fırat in eli hala Dicle nin kolunu tutuyordu.

"Ne işiniz var burada?"

"Dicle ben seni yani sizi takip ettim. Konuşmamız lazım. "

"Şu an burada mı yani çalilarin arasında mi?"

Fırat yalandan bir çevresine bakındi sonra tribleks villayi gösterdi

"Bir kahve icebilirim davet edersen "

Dicle hayır anlamında başını salladı. "Bu mümkün değil "

Fırat başını salladı. "Tamam ısrar etmiyorum o zaman mümkün olan bir şey yapalım. Hadi gel benimle"

Kolundaki elini aşağı indirip elini tuttu ve demir kapıya doğru yürümeye başladılar. Kapını az gerisine çektiği arabasının araba demek aslinda bu harika cipe haksizlik olursu uzaktan kumandayla kilidini açtı ve yan kapıya kadar eli Dicle nin elinde geldiler. Kapıyı açtı "Buyrun " dedi. Dicle tereddütle Fırat a bakiyordu.

"Nereye gidiyoruz?"

"Acikcasi bende bilmiyorum yolda karar veririz."

"Ama ben gele.."

"Dicle beni zorlama istersen"

Dicle sessizce arabaya elbisesinin etek kısmının darlığından zorda olsa tirmanarak bindi tabi once elini istemese de Fırat in elinden alarak. Fırat ta bir cirpida sürücü koltuğuna oturdu. Emniyet kemerlerini takip ana caddeye çıktılar. Bir kaç dakika sonra sessizliği bozan Fırat oldu.

"Pardon sen nereye gidiyordun? "

Dicle anlayamadı "ne zaman nereye gidiyordum?"

"Az önce bahçeden içeriye girdin ama eve girmeden yan tarafa yürüdün"

Dicle başını salladi. "Misafir evine"

"Niye misafiriniz mi var?"

Dicle yok oğlun var demeyi çok istese de diyemedi.

"Hayır ben orda yaşıyorum "

Fırat şaşkınca gözünü yoldan ayırıp Dicle ye döndü

"Nasıl yani koskoca eviniz var ve sen misafir evinde kalıyorsun doğru mu anladım. "

Dicle başını salladi.

"Niye?"

Dicle kucaginda birlestirdigi ellerine gozlerini dikti.

"Uzun hikaye "

"Uzun hikayeleri severim ama bu aksam biraz gerçekleri konuşacağız  "

Dicle şaşkınlıkla Fırat a baktı.  Yoksa Karahan ı mi öğrenmişti? Ama öğrenmesi imkansızdi. Birden yüreği ağzında atmaya başladı. Fırat kocaman açılmış yeşil gözleri görünce şaşırdı. Sitenin içine girerken sordu

"Ne oldu?"

"Yok yok bir şey ben sadece nereye gittiğimizi merak ediyorum."

"Düşündüm taşındım eğer yanlış anlamazsan konuşmak için en doğru yerin evim olduğuna karar verdim. "

Arabadan indiler. Dicle söyle bir etrafa baktı. Hepsi birbirinin aynı iki katlı evlerden oluşan bir sitenin içine girmişlerdi. Her evin önünde kendine ait havuzu vardı. Fırat eliyle onunde arabayı park ettikleri evi işaret etti.

"Bu taraftan"

Eve ilk defa bir kadınla geliyordu en önemlisi hep birlikte gelmeyi hayal ettiği kadınla. İnanması o kadar güçtü ki kendini çığlık atmamak için zor tutuyordu. Dicle ise başladığından itibaren Fırat in kazancına mal varlığına hiç kafa yormamisti ama bu aksam gördükleri hayal gücünün ötesindeydi. Kesinlikle Korhan dan daha zengindi bir kere. Ama bunu ima eden bir tek cümlesine rastlamamisti şu ana kadar. Yine uzaktan kumanda ile açılan ev kapısından içeri girdiğinde şaşkınlığı ikiye katlandı. Işıklar acilinca Rahatlik abidesi bir Salon vardı karşısında. Kocaman koyu yesil bir L koltuk. Tamamen doğal ağaçtan yapılmış mobilyalar. Fırat ceketini çıkartıp elini Dicle ye uzattı. "Seninkini de alayim"

DİCLE & FIRAT (Tamamlandi)Where stories live. Discover now