51. bölüm

15.2K 922 21
                                    

"Ben.. ben çok kötü bir şey yaptim prenses Dicle yi kaybettim"

İki kadın birbirlerine bakakaldilar. Dicle de ağlıyordu. Naciye ne yapacağını bilemedi.

"Ne oldu oğlum? "

"Ben... Allah beni kahretsin." Fırat ağlamaktan konuşamıyordu. Bir taraftan araba kullandığı belliydi gelen seslerden. Naciye telaslandi.

"Fırat araba kullanıyorsun oğlum. Biraz sakinlesince ara beni ne olur kaza filan yapma Allah korusun. Nereye gidiyorsun oğlum? "

Fırat ın aglamakta catallasmis sesi geldi. "Eve. Dicle yi beklemeye"

Dicle dikildigi yere çöktü. Elleriyle yüzünü kapatıp dizlerine doğru eğildi. Ağlamasının duyulmasını istemiyordu.

Naciye gözleri Dicle de kulağı Fırat ta kaldı. "Oğlum eve gidince ara beni tamam mı ne olur haber bekliyorum senden"

"Tamam prenses" dedi Fırat usulca. Telefonun kapanma sesi duyuldu.

Naciye eğildi Dicle nin üzerine "hadi yavrum yüzünü yıkayalim dinlen biraz."

Dicle zorla kalktı yerden. Naciye nin kolunda ağlamaya devam ederek banyoya gitti. Kapıyı kapattı. Aynada yüzüne bakti. Ağlaması arttı. Ne kadar kötü görünüyordu. Midesi bulamaya başladı yine. Soğuk soğuk sular çarptı yüzüne. Biraz iyi hissedince çıktı banyodan. Direk karşıda kendine hazırlanan odaya geçti. Yatağa uzandı. Yastık tam sevdiği gibi sertti. Gözleri ağlamaktan yanıyordu. Yumdu. Ancak saatler sonra açtı.

****

Fırat şirketle ev arasını nasıl geldiğini hatırlamıyordu. Ne ara geçmişti o yolları ışıklarda beklemismiydi acaba. Dış kapıdan girdiği gibi üst kata yatak odasına çıktı. Ceketini çıkartıp fırlattı. Kravatini çözdü yere attı. Pantolonunun cebinden telefonunu çıkarttı saat daha erkendi ama saatin alarmını 18.00 e kurdu. Karahan ı almak için. Yatağa uzandı. Yastığa gömüldü. Bir gece önce yaptığı gibi Dicle nin kokusunu çekti içine. Yine aynı görüntü belirdi gözünün önünde. Dün akşam aynı cümlelerle uyuyakalmisti.
"Yıllarca bir daha görme şansımın olmayacağını düşündüğüm bir adam için yaklaşık beş buçuk yıl hiç bir erkeğe yan gözle bile bakamadım. Sanki oglumun babasına ihanet edeceğim zannettim. Benim ilkimdi ve sonum olacaktı bir daha görmesem bile. Yemin etmiştim."

Yatakta doğruldu. Elleri saçlarının arasında kaldı bir süre. Komidinin üzerine koyduğu telefon çalmaya başladı. Baktı yan gözle. Annesi arıyordu. Yüzünü burusturdu. Kadını aramayı unutmuştu.

"Efendim prenses"

"Nasıl oldun oğlum. Merak ettim seni"

"İyiyim, daha sakinim en azından. Eve gelince unuttum kusura bakma seni de telaslandirdim."

"Yok oğlum da merak ettim. Ne oldu?"

"Anne.. çok yorgunum biraz dinlenip arasam seni olur mu?"

"Olur canim. Ara ama tamam mı? Bir de her şey düzelir merak etme canım."

"Imkansiz" diye geçirdi Fırat içinden. Kapattı telefonu.

Ah prenses bir bilsen oğlun ne haltlar etti. Beni affetmezsin diye o kadar çok korkuyorum ki. Gerisin geriye tekrar yastığa doğru attı kendini. Yumdu gözlerini. Alarm çalana kadar acmadi.

***

Dicle gözlerini açtığında havanın kararmış olduğunu gördü. Yavaşça başını kaldırdı yastıktan. Saat kaç olmuştu acaba? Elini yastığın altına soktu en son yatarken kapalı bıraktığı telefonunu oraya koymuştu. Tuşa bastı. bekledi. Telefonun açılış melodisini en sonra ekrana sürekli arama, mesaj bildirimleri geliyordu. Bakıp bakmamak arasında tereddüte kaldı. Fırat in arama sayısı 3 hanelere gelmişti. Mesaj kutusu dolmuştu. Gozlerini kapatip derin bir nefes aldı. Saate baktı sekize yaklaşıyordu. Mina yi arasam diye düşündü. Ama fırat lâ birlikte olma ihtimalleri vardı. Watsaptan mesaj atmak daha mantıklıydı.

DİCLE & FIRAT (Tamamlandi)Where stories live. Discover now