39. bölüm

13.4K 1K 22
                                    

Tan sayesinde rahat bir gece geçiren Dicle sabah yine de kolu kanadı kırık uyandı. Her sabah coşkuyla onu uyandıran, sesiyle ortalığı neşeye boğan oğlu yoktu. Ama yine de mutlu olduğunu bilmek huzur veriyordu. Hiç yapmadığı kadar uzun yatakta kaldı. Seher in aşağıdan tikirtilari geliyordu. Uyumayı denedi ama nafile biraz daha dönüp durdu yatakta. Kalktı önce duşunu aldı sonra alt kata indi. Mina masada oturmuş Seher le kahvaltı ediyordu.

"Sen ne zaman geldin?"

Seher in hazırladığı krepe reçel süren Mina gülümseyerek cevap verdi. "Gunaydin. Çok olmadı canım geldiğim gibi hazır masaya kuruldum. Kaynanam beni seviyor"

Karşısındaki sandalyeye yerleşen Dicle "valla kaynanı bilmem de tan ı üzersen beni bulursun karşında. Gece sağolsun resimler gönderdi Mesaj attı. Nasıl rahat ettim anlatamam."

Krebinden kocaman ısırık alan Mina ağzı dolu dolu konuştu. "Resimleri bana da göndermiş öldüm gülmekten Fırat ı gördün mü arkada sanırsın adam devlet demir yollarında çalışıyor o ne ciddiyet."

Dicle kikirdadi. Büyütüp büyütüp baktım resimlere diyemedi. Mina eliyle hadi işareti yapınca dikkatini topladı. "Kahvaltıyı bitir dışarı cikacagiz. "

"Nereye gideceğiz? "

"Lisedekikerle buluşmaya. Sen de gruptasin görmüyor musun yazismalari Allah aşkına? "

Dicle omzunu silkti. "Uff çok yazisiyorlar bakmıyorum bile. Cikicam da senden korkuma çıkamıyorum gruptan"

"Valla yolarim. Hadi yap kahvaltını iki insan içine çıkalım. Bu ne be ev iş is ev"

İki saat sonra ayaklarını sürükleyerek gittiği grup buluşmasında kendini çok eğlenirken buldu Dicle. Kızli erkekli yirmi kadar kişi vardı. Kimi mühendis, kimi doktor, kimi mimar, kimi evli kimi bekar... O kadar çok konuşacak anlatacak gülecek sey vardı ki. O dönemin en popüler kızıydı Dicle. Herkes onun hayatını merak ediyordu. Kendi kendine yazdığı seneryosunu anlattı. "Üniversiteden sonra sıkıldım türkiye de amcamin yanına japonya ya gittim. Evet oğlum var. Yoo babasiyla ayrıldık. Evet çalışıyorum büyük bir bilişim firmasında. Aaa gerçekten Türkiye yi özlemişim " arada Mina ile bakışıp Mina dan iyi idare ettiğine dair onay alıyordu. Gün sona ererken aksam bir clup ta buluşmak üzere ayrıldılar.

"Minak valla gelmek istemedim ama iyi geldi değişik insanlar bana."

"Kızım sen beni dinle bak ben seni daha ne kadar değiştireceğim. Aksama gidiyormusun şimdi sen?"

Dicle dudaklarını büktü
"sen gelmeyeceksin diye aslında her an vazgecebilirim"

"Ne alakası var tatlım. Tan in annesi ile önceden konuşmuş olmasak gelirdim kesin de şimdi kadını nasıl iptal edeyim. Ama sen git bak çok egleneceksiniz"

Dicle başını salladi."evde oturup Karahan ile Fırat ı düşünüp kafayı yemekten iyidir. Bence de gideyim. Sikilirsam dönerim erken"

Akşam saat sekiz gibi hazırlamaya başladı. Mina dan ayrılınca kuaföre gitmiş manikurunu pedikurunu yaptirip saçlarına fön çektirip dümdüz hale gelmisti. Dalgalı halleri omuzlarinin biraz altında dururken düzken beline kadar inen saçları vardı şimdi. Arkasına dönüp uzayan saçlarına bir kez daha baktı. Hala ne giyeceği konusunda kararsızdi. Dolabın içinden bir beyaz gömlek ve buz mavisi kot çıkarttı. Üzerine onları tutarken Seher girdi içeriye. Şöyle üstün körü baktı aynada kendisini izleyen Dicle ye

"Ne o kahve icmeye mi gidiyorsun sahile?" Dedi memnuniyetsiz yüz haliyle.

"Ay ne biliyim Sehercim ya İki saattir bilemedim ne giyeceğimi"

DİCLE & FIRAT (Tamamlandi)Where stories live. Discover now